19. Bölüm

133 16 7
                                    

Merhaba arkadaşlar yepyeni bir bölümle karşınızdayım. müsait olduğum ilk an yazmaya çalışıyorum. Bölümleri beğeniyormusunuz devam ettirmelimiyim yoksa yazmamalımıyım? İYİ OKUMALAR :)

Elini usulca ağzımdan çekti ve hala cevap vermemi bekleyen gözlerle bana baktı. '' Kaan napıyosun ya '' diye konuyu dağıtmaya çalıştım. Ayrıca gerçekten de ödüm kopmuştu. neden sinsice yaklaşıyordu ki. '' ödümü kopardın neden sadece Mira deyip seslenmiyorsun ki ! '' diye hafif sesli bir şekilde kızdım. '' Sanki Mira desem duymamazlığa gelmiyceksin. Lütfen ama senden bahsediyoruz '' dedi. Aslında bir bakıma haklıydı. Eğer seslenseydi. Bırakın duymamazlığa gelmemeyi koşarak kaçardım. '' Bak Mira sana henüz bir şey demedim. Lütfen benden kaçma ayrıca bu konuyu burada konuşamayız- '' Lafını keserek salağa yattım ve '' ne konusu benim işim var Sera gelicek gitmeliyim. '' dedim. Bana alay eder gibi bakıyordu. '' Bak Mira şimdi eve git ve hiç bir şey düşünme çünkü daha düşünülecek bir teklif bile etmedim. Seni akşam 7 ' de evinden alırım. '' dedi. Resmen şok olmuştum. Bu gıcık edici egosunu nasıl bu kadar yükselte biliyordu. '' Yalnız dikkatini çekerim Kaan teklif etmedin ama resmen öptün !!! '' dedim. Kaan '' O sadece bir susturmaydı. Ayrıca o zaman sen neden karşılık verdin ! '' diye tekrar alaycı gözlerle bana baktı ve göz kırptı. '' Bak ben karşılık falan vermedim '' diye söylenirken alev gibi kızaran yanaklarım resmen sözlerimi inkar ediyordu. Kaan benim söylenmemi dinlemiyordu bile arkasını dönüp yürümeye başlamıştı. Elleri cebinde sallanarak yürüyordu. Arkasından bağırarak tepinmeye başladım. '' Hayır bir kere ben hiç te karşılık vermedim. offf ya... ''. Arkasının dönük olmasına rağmen pis pis sırıtışını hissedebiliyordum. 

*  *  *

Eve vardığım da Sera çoktan eve gitmiş oturma odasında sırıtarak telefona bakıyordu. Ne olduğuna bakmak için yanına oturdum. Hemen telefonu  kapattı ve '' Vayyy nerelerdesin '' dedi. '' Sen beni bırakta neye bakıyordun orda ? '' dedim ve boynumu diğer yanına koyduğu telefona uzattım. '' Hiiç Can'la mesajlaşıyordum. '' dedi. İçimde tuhaf bişeyler oluyordu. Can' la Sera' nın yakınlaşmasını isteyip istemediğimden pek emin değildim. '' S-Sen nereden buldun onun telefon numarasını ?'' diye sinirli sinirli söylendim. '' Şeyy sen ve diğer çocuk şey yapmadan önce verdide. '' dedi ve gülmeye başladı. Başımı önüme eğdim ve Sera' ya dirseğimle hafifçe vurdum. '' Bak benim o gıcıkla bir işim yok tamam mı ! Biz sadece arkadaşız .'' dedim. Bana alaycı bir ifadeyle baktı ve '' hıı anladım demek ki burada arkadaşça selamlaşma dudaktan öpüşmek oluyor bunu Can'a denemeliyim. '' dedi ve ayağa kalktı. Hızlıca kolundan tuttum ve '' Asla ama ASLA BÖYLE BİRŞEY YAPMICAKSIN ! '' dedim. Tepkimden bir anlık bile olsa korkmuş olucak ki ilk beş dakika sessizce yerinde oturdu. Sonra '' Mira sen seni öpen çocuğu sevmiyormusun ? '' diye uzun süreden sonra ciddi ciddi sordu. '' Lütfen artık öpüşme olayını unuturmusun ! '' diye yine sertçe çıkıştım. '' Tamam. Sustum '' dedi. Ama Sera sustum diyorsa kesinlikle bu ' daha çok konuşup seni soru yağmuruna tutucam ' demek oluyordu. En sonunda konuşmam gerektiğini anladım ve sessizce '' ben , ben  bilmiyorum tamam mı ne yapacağımı bilmiyorum. Kimi daha çok sevdiğimi en önemlisi kimi diğer türlü sevdiğimi bilmiyorum. '' Dedim. Sera sanırım olanları anlayıp yataktan indi ve yere, yanıma oturup sarıldı. Ben de ona sarıldım. Ona ne kadar sinir olsamda sanırım bazen iyi hissettirebiliyordu. Sera '' Merak etme ben sana yardım edebilirim. '' diye güven verici bir şekilde gülümsedi. Bende zorla gülümseyerek omzuna başımı koydum...

*  *  *

Ertesi gün Sera yatağıma gelip beni uyandırdı. Okula gitmek için fazlasıyla hazır gibiydi. Koyu yeşil çantası sırtında Eteği dizinin biraz üstünde, dudağındaki hafif parlatıcısıyla çok güzel görünüyordu. Beni kolumdan çekerek kaldırdı ve '' işte senin ne giyeceğini hazırladım bile '' . Ne olduğuna bakmadan üstüme geçirdim ve kahvaltı için mutfağa gittim. Sera'nın annesiyle annem gülerek konuşuyorlardı. Bizim için hazırlanmış tostları midemize indirdikten sonra annemi öptüm ve kapının önünde duran çantamı alıp dışarı çıktım. Annem arkamdan birşey unutmuşum gibi '' Mira '' diye bağırdı ve geriye dönüp yanına gittim. '' Mira senin hani bir arkadaşın vardı ya sanırım adı Kaan dün akşam saat yedi gibi geldi ama sen uyuyordun. Bende kıyamadım geri gönderdim. Kızmadın dimi annecim ? '' dedi. O sözlerinin sonuna doğru yaklaşırken dünü tamamen unutmuş olduğum aklıma geldi ve yavaş yavaş hatırlamaya başladım. Annem benim için fark etmeden muhteşem bir şey yapmıştı. Otuz iki diş sırıtarak '' Sen herşeyin en iyisini bilir en iyiysini yaparsın annem '' dedim ve yanağına öpücük kondurdum. Kaan' la konuşmamak çok iyi olmuştu. O tuhaf konuşmayı yapmak istemiyordum. Ne kadar gecikirse o kadar iyi olurdu. Hem benim daha çok düşünmem gerekiyordu. Sera'nın bana uzaktan bakarak beklediğini hatırladım ve koşarak yenına gittim. '' Dün fazla erken uyuduk sanırım '' dedim. '' Evet ya annen içeri girdiğinde yerde omuz omuza uyuya kaldığımızı görmüş sonra da bizi uyandırmadan yataklarımıza götürmüş bende sizde kaldım bana da o söyledi. '' dedi ve ikimizde gülmeye başladık.

*  *  *

Okulun kapısına vardığımızda derin bir iç çekerek '' hadi bakalım '' diye fısıldadım. Sera direk bana döndü ve '' bişey mi dedin ? '' dedi. Bende '' yoo hadi bakalım hayırlı olsun senin için '' dedim ve gülümsedim. O da gülümsedi ve içeri girdik. Can ve Kaan banklarda oturuyorlardı. Selin ilgi çekmek için oynadığı voleybol topunu sürekli Kaan'ın önüne atıp duruyordu. Sonra topu almak için kısacık eteğiyle koşuyor ve topu alıp geri giderken Kaan'a bakıp gülümseyip duruyordu. Kaan ise Can 'la konuşuyor görmemezlikten geliyordu. Ben ve Sera tam bahçenin yarısına gelmiştik ki Selin havalandı ve topa smaç vurarak kafama nişan aldı. Hızla gelen top kafama çarpınca bir an sersemledim ve düşer gibi oldum. Sera hemen kolumdan tuttu  ve beni yürütmeye başladı. Hemen yanımıza Kaan ve Can geldi ve birşeyin var mı diye sordular. ''Ben iyiyim'' diye tersledikten sonra ortalığa sessizlik hakim olmuştu. Can başını öne eğmiş duruyor, Kaan gözlerini bana dikmiş bakıyor Sera ise Kaan'la bana bakıyordu. Ben en sonunda sessizliği bozarak ''Hadi gidelim Sera '' dedim. Can ve Kaan aynı anda '' Mira bişey konuşabilirmiyiz '' dediler ve bir bana bir de birbirlerine baktılar. Kaan '' neyse '' dedi ve arkasını dönüp gitti. Çok bozulmuşa benziyordu. Böyle davranması benimde işime geliyordu aslında. Seraya sen git diye işaret ettim ve Can'ın yanına gittim. '' Bak Mira Sera gerçekten çok iyi bir kıza  benziyor ama ben ben yani nasıl anlatıcağımı bilmiyorum. Galiba senden hoşlanıyorum. Ama Sera' ya karşı ne hissettiğimi bilmiyorum. '' dedi ve mahçup bir şekilde başını önüne eğdi. Ben çok şaşırmıştım ve bir yandan da sevinmiş olabiliceğimi düşündüm. Çünkü Sera'nın Can'la yakınlaşması beni gıcık etmeye başlıyordu. Ne diyeceğim konusunda hiç birşey bilmiyordum. Gerçekten Can'ı seviyordum. Ama ne yapıcağımı bilmiyordum. En sonunda elini omzuna koydu ve '' söylemek zorunda değilsin reddetmek bu kadar zor olmamalı '' dedi ve arkasını döndü. '' Can dur gitme ! ben-bende senden hoşlanıyorum hem de çok...

LÜTFEN BİR TIK İLE OY VERİNİZ :)  HER BİRİNİZİN BİR OYU BENİM İÇİN SON DERECE DEĞERLİ :) TEŞEKKÜRLER YORUM DA YAPIN LÜTFEN :)

HayalperestHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin