Selam :) Oylarınızı eksik etmeyiiiin :) 15 oyda yeni bölüm gelir.
Gözlerimi kısarak gelenleri kestirmeye çalıştım. Tuğçe ve İrem geliyorlardı. Beni görünce eğilerek Can'ın arkasından el salladı. Bende el salladıktan soonra dört kişi oturarak konuşmaya başladık. '' Burada olduğumuzu nerden öğrendiniz ? '' diye sordum. Tuğçe de elini gel diye kulağıma getirdi ve benle dalga geçerek '' Biz bir medyumuz evde kürelerden kule bile yapabiliyoruz '' dedi ve kahakahalarla gülmeye başladı. Bende 'hahaha komik mi ?'' diye ciddi ciddi dalga geçtim. Omzuma vurup geçiştirdi. İrem '' sizin eve gittik annen burada olduğunuzu söledi. '' dedi. Tuğçe omuzunu kaldırarak bir bana birde Can'a baktı. Peki siz burada ne yapıyordunuz bakıyım diyerek tek kaşını kaldırdı. Bu hareketi birtek benmi yapamıyordum. Ben kıpkırmızı olan yanaklarımı belli belirsiz fark etmeye başlarken Can kafasını başka yöne çevirmişti. Hava kararmıştı artık önümü görmemi sadece uzaktaki bir lamba sağlıyordu. Tuğçe kıkırdayıp dururken İrem'in kulağına birşeyler fısıldıyordu. Bende 'susun be ' bakışlarımı atıyordum. Can telaşlı bir şekilde bize baktı ve uzaktan gelen bir grup adamı görmemiz için bizi dürttü. Kafamı çevirdiğimde alkol almış yirmi yirmi beş yaşlarında görünen kişiler bize iyice yaklaşmıştı. Kafamı Tuğçe'ye çevirdiğimde gülümseyen yüzünü korku kaplamıştı. İrem en iyi fırsatta kaçıcak pozisyonda duruyordu.Yedi kişilik alkollü grup yanımızdaydı artık. Can benim önüme geçerek ayağı kalktı. ''Birşey mi oldu ?'' diye korktuğunu belli etmemek isteyen bir ses tonuyla konuşmaya başladı. '' Evet oldu çözücen mi koçum '' diye küçümser bir bakışla Can'ı bir el hareketiyle kenarı iterek dördümüzün ortasına geçti. ''Eee eğlence bu kadarmı ? sökülün bakalım paraları sende gitar çalıyodun devam et siz ikinizde dansçı olabilirsiniz hı ?'' diye yamuk sırıtışıyla İrem ve Tuğçe'ye baktı. Alkol kokusuyla grubun lideri yanıma oturdu. Can'ın korkan ifadesi sinirliydi artık. ''Kalk onun yanından !!!'' diye bağırdı. Sarışın kaslı olan Can'ın karşısına geçip yüzüne yumruk atarak '' artık çal şu gitarı dedi. Attığı yumruk gözüne gelmesi gerekirken omzuna gelmişti. Sağa sola yalpalayarak duvara geldi ve yaslandı. Esmer mavi gözlü olan bir başkası da zar zor Tuğçe'nin yanına geçti ve Tuğçe'nin ağlamaktan kızaran yüzünü kendine çevirdi. Acıyan ve dalgacı bakışıyla '' aa bebeğim ağlama ama '' dedi ve zorla sarılmaya çalıştı. Tuğçe kollarını omzuna bastırarak ittirmeye çalışıyordu. Ama çok güçsüz kalıyordu. Can kıpırdamaya çalışıyordu ama sarışın olan elini Can'ın omzundan çekmiyordu ve hareket etmesini engelliyordu. Ben kıprdayamıyordum. Yanımdaki grubun lideri iyici dibime gelmişti. Bir elimle yerden destek alarak diğeriylede onu ittirmeye başladım . İrem olayın şokuyla öylece yere oturmuş dizlerini başına çekmişti. Başında ki diğer iki oğlanı fark etmek istemiyo gibi duruyordu. Grubun liderini uzaklaştırmaya başladığım sırada sessizliği bozarak birden ayağı kalktı ve uzatmış olduğum sakat ayağıma bastı ve yere düştü. Çığlığı o anda basmamla birlikte herkes bir bana bir de yere yığılıp kalan, kafasını duvara çarpan grubun liderine baktı. Hem bacağımın acısı feci derecede artmış hemde onu öldürme korkusuyla ağlamaya başladım. Yedi kişilik grubun diğerleri sağa sola yalpalayarak yanımdan geçip yerdeki uzun bedene bakıyordu.. onun orada sadece baygın olması için dua ediyordum . Kafasının oraya baktığımda yere hafif bir kan lekesi bulaştığını gördüm. Hıçkırıklarla ağlamaya başlamıştım. Can boşluğu yakalayarak beni kucağına aldı ve Tuğçeyle İrem'e omuz atarak koşmalarını söledi. Çok hızlı koşuyorduk. Bir ara ağlamaktan yüzümde kalan yaşların rüzgarla buluşmasını hissettim ve şiddetli bir ürperti hissettim. Kollrımı büzüp Can'ın omzuna kapandım. Can biraz uzaklaştıktan sonra durdu. Ve beni bir yere oturttu. Çok yorulmuş olduğunu fark etmek o kadarda zor değildi o an. Yanıma oturup etrafına bakındı. İleride bizim ters yönümüze koşan Tuğçe'yle İrem'e doğru koşup bana 'burada bekle' diye fısıldadı. kafamı Can'a peki diye salladım ve ağrıyan ayağıma baktım çok kötüydü. Morarıklığı geçmeye başlamış ayağım tekrar morarmaya başlamıştı. Ambulans sireniyle kafamı kaldırıp ilerideki karanlıkta parlayan kırmızı mavi yanıp sönen ışığa baktım. Can'ın koşarak beni getirdiği yani o düşürdüğüm adamın tarafına doğru geliyordu. Çok korkuyordum. Bir yandan 'oh iyi oldu ' diyordum, bir yandan da ' ya birşey olursa hapse gireri ' diye korkuyordum sonuçta ölüye enson dokunan bendim. İnanmıyorum çocuğu hemen öldrmüştüm. Bu kadar kolay olamazdı. Bir insanın hayatına son vermek , bir ailenin kişi sayısını düşürmek ve bir ailenin düzenini bozmak bu kadar kolay olamazdı. Kim bilir bilinci yerindeyken belkide iyi bir çocuktu. İyi.iyi.... nedense bu kurduğum cümle birden bire aklıma Kaan'ı getirdi. Tuğçe'yle İrem'in nefes nefese yanımda durduklarını fark ettim. Onlarda ambulansa bakıyordu. Can eğilmiş ellerini dizlerine dayamış soluklanıyordu. İrem sarı saçlarını topluyor kaşlarını kaldırarak ne olduğunu hatırlamaya çalışıyordu. Tuğçe ağzı açık bir şekilde nefes alarak gözlüğünü çıkarıp cebine koyuyordu. Ben hadi gidelim artık diyerek Can'a baktım. Can gözlerini bana çevirdi. Ceplerini yoklamaya başladı ve telaş için da 'hayırhayırhayır' diye hızlı hızlı söylendi. Hepimiz Can'a dönüp 'ne oldu' diye bakışlarımı birleştirdik. Can '' Te-tel-telefonum gitarın yanında tenis oynanan duvarın orda o grubun orada kaldı. '' dedi. 'Offfff' diye söylenerek sağlam bacağımı karnıma çekip kollarımı üstünde birleştirdim. Can bize bakıp Tuğçe'ye döndü. ''Tuğçe telefonunu verirmisin'' dedi. Tuğçe telefonunu uzatıp Can'a baktı. Can '' taksiyle eve gidin çağırıyorum '' dedi. Hepimiz başımızı onaylar gibi salladık. Can taksi çağırıp bizi taksiye bindirdi. Arka koltukta arkamı dönerek Can'ın gittiği tarafı görünce başına birşey gelebileceği ihtimali aklıma yeni geliyordu. Önüme döndüm ve elimden birşey gelmeyeceğini bilerek camdan dışarı bakmaya başladım.Eve geldiğimde anneme birşey anlatamayacak kadar yorgundum başımı yastığa koyduğum gibi uyudum .
* * *
Sabah kalktığımda akşamki olanların sadece bir hayal olması için dua ettim. Kendimi buna inandırmaya çalışarak başımda duran anneme gülmsedim. Annemin bana söyledikleriyle istediklerimin hayal istediklerimin gerçek olmayacağını anlamam bir oldu. Annem '' Kızım dün neler oldu. Yorgunsundur diye sormadım ama zülmeni istemiyorum canım '' dedi. Aklıma hemen Can geldi ve burkulan ayağımı unutarak yataktan aşağı inmek için zıpladım. Ayağımın acısıyla yere düştüm. Annem hemen kolumdan tutarak sopamı verdi. ''Nereye'' diye sordu. ''Okula gitmeliyim anne'' dedim . Bu konuda kesin kararlıydım. Annem ilk bir kaç kez hayır dedikten sonra fikrimi değiştiremeyeceğimi anladı ve giyinmeme yardım etti. Arabayla beni okula bıraktı. Sopamla olabildiğince hızlı birşekilde adeta koşuyordum. Tuğçe beni görünce şaşırdı ve koşarak kolumu omzuna attı. Beni bir yere oturttu. '' Sana çok önemli iki şey sölemeliyim.'' dedi . Meraklı gözlerle ona baktım ve 'nolur kötü birşey olmasın' bakışları attım. '' Birincisi dün telefonu için geri döndüğünden beri oda ortalıkta yok . İkincisi Kaan okula gelmedi çünkü dün akşam kuzeni tenis sahasında alkollü bir şekilde baygın bulunmuş....''...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalperest
De TodoLiseye yeni başlamış ve öz güveni epey düşük olan.Bir süre sonra bunun farkına varan Mira' nın karakterinin ve ufak sırlarının açığa çıkış hikayesidir.