"Siktir git, o benim pizzam!"
"Hyung diğer üç kutu içinde böyle söylemiştin. Bu benim pizzam işte!" Jungkook pizza kutusunu biraz daha kendine doğru çekti. Taehyung ise gücünü ellerine vermiş, elinde kalan son kutu pizza için savaşıyordu ve son kutuyu bu kurabiye kılıklıya kaptırmaya hiç mi hiç niyeti yoktu.
"Hyung ömrümü yedin bitirdin tükettin beni, bari pizzamı yeme."
Kim Taehyung homurdanarak pizza kutusunu geri bıraktı. "Boğulursun umarım."
Jungkook ise memnuniyetle pizzasını yiyordu. "Hey Jimin hyung, sen de gelip yesene. Hiç yememişsin."
Jimin kan çanağına dönmüş gözlerini ikiliye çevirmiş ve başını olumsuz anlamda iki yana sallamıştı. Dün gece geç saatlere kadar bilgisayar başında çalışmıştı ve hiçbir şey yememişti, buna rağmen aç değildi. İşini aceleyle yapmasının bir sebebi de yeni müşterilerinden kurtulmak istemesiydi. Park Jimin hayatında daha önce hiçbir müşterisinin kendisine bu kadar iğretiyle yaklaştığını görmemişti ve bu moralini bozmuştu.
"Çok çalışıyorsun Jimin-ah. Biraz ara vermeyi denemelisin." Kim Taehyung arkadaşını yıllardan beri çok iyi tanıdığından halini az çok anlamıştı, bu yüzden sesi yumuşak çıkıyordu.
Jimin yine reddederek gözlerini bilgisayara çevirmiş ve araştırmasına kaldığı yerden devam etmişti. Illegal çetesinin diğerlerinden daha prestijli olmasının bir nedeni de sadece sanalda değil, sahada da aktif olmalarıydı. Gerektiğinde işlerini kendileri yürütüyorlardı ve bu iş için de gerekeceğe benziyordu.
"Misafirlerimiz var."
Jung Hoseok arkasında Kim Namjoon, Kim Seokjin ve Min Yoongi ile bodrumdaki yerlerine indiklerinde Park Jimin'in gözleri sinirle kısılmış ve işine daha büyük bir hırsla odaklanmıştı. Onu burada istemiyordu.
Kim Seokjin'in bakışları etrafta dolaştığında kaşlarını çatmamak için büyük bir uğraş sarf etmişti. Etraf, son gördüğünden beri daha da kirlenmişti ve yerlere atılmış boş pizza kutuları da dikkatini oldukça olumsuz bir yönde çekmişti. Hijyensiz ve sağlıksız. Aklından geçen iki kelime tam olarak buydu.
"Hep pizza mı yersiniz siz?"
Jungkook büyüğüne kısa bir bakış atarak omuz silkmiş ve yemeğine kaldığı yerden devam etmişti. "Hızlı ve pratik."
Seokjin kenardaki boş pizza kutularını bir tarafa toplarken onları azarlamamak için kendini zor tutuyordu. "Fazla sağlıksız besleniyorsunuz." Dilini tutamamıştı.
"Aramızda yemek yapmayı bilen yok hyung."
Hoseok elindeki romanın diğer bir sayfasını çevirirken onlara bakmadan konuşmuştu. "Bazen noonam gelip yapar ama o da genellikle özel günlerde olur."
"Ben aşçılık kursuna gitmiştim. Size yapabilirim isterseniz?" Seokjin heyecanını gizlemeye çalışarak konuşmuştu. Yemek yapmayı iş hayatından biraz uzaklaşmak olarak görürdü ve yaparken bu ona terapi gibi gelir, zevk alırdı. Şimdi de yeteneklerini bu çocuklara göstermek istiyordu.
"Hyung, zahmet olmasın?" Jungkook gözleri yemek lafını duyduğu anda parıldayan Taehyung'a ters ters bakarak konuşmuştu.
"Hiç sıkıntı olmaz. Ama... acaba böyle bir dağınıklığın içinde yaşamak hoşunuza mı gidiyor?" Dilini yine tutamamıştı.
"Hyung arada topluyoruz ya."
Min Yoongi o sırada dönen konuşmalarla hiç ilgilenmiyor, geldiklerinden biri suratlarına bir kez olsun dahi bakmayan Park Jimin'i anlamaya çalışıyordu. Turuncu saçları çok fazla dağılmıştı ve üzerindeki tişörtün yakası yana kaymıştı. Park Jimin dağılmış gözüküyordu ama nedeni Yoongi'yi alakadar etmezdi, o sadece kendi işini umursuyordu ve başkalarının özel hayatlarında ne gibi çalkantıları olduğu umrunda değildi.
"Görüyorum ki işimiz bu gevşeklikle daha çok uzayacak gibi görünüyor."
Yoongi'nin ağzından çıkanlarla Taehyung ve Jungkook anında gözlerini Jimin'e çevirdiklerinde turuncu saçlı çocuğun kasıldığını görmüşlerdi.
Taehyung o an her şeyi boş verip Min Yoongi'yi öldüresiye dövmek istemişti çünkü Jimin dün hiç uyumadan onların işleriyle uğramıştı ve bu lafları hiç hak etmiyordu. Jimin çok yıpranacaktı, bunu biliyordu ve onun hakkında endişeleniyordu.
Jungkook da en az Kim Taehyung kadar endişeli ve sinirli hissediyordu. Park Jimin'in küçüklüğünden beri tanıyordu. Aynı mahallede büyümüşler ve ergenliklerinin büyük bir kısmını birlikte internet kafede zaman öldürürken geçirmişlerdi. Hyungu bu kadar çabalamasının üzerine bu lafları hiç hak etmiyordu. Park Jimin çabalarına rağmen aşağılandığında çok içine atan bir insandı.
"Buldum." Jimin'in soğuk çıkan sesiyle hepsi yanına ilerlemiş ve gösterdiği yere bakmışlardı.
Zaten yeterince dağınık olan turuncu saçlarını dağıtarak geçmiş sekmesinde aşağı inmeye başlamıştı. Aşağılara doğru indikçe aktif olan saatlerin aralarında neredeyse hiç boşluk olmaması Min Yoongi'nin içini bir an için vicdan azabıyla doldurmuştu.
"Taehyung sanırım dolabının kapaklarını açma vakti çünkü adamımıza canlı ulaşmanın tek yolu kendi barından geçiyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
illegal | yoonmin
FanficPark Jimin ülkenin en iyi hackerlarından oluşan prestijli bir çetenin üyesiydi.