Yirmi altı bölüm bitti, hâlâ yoonmin bir yakınlaşmadan başka da bir şey yapabilmiş değil, yazar yeter kaos kaos içim dışıma çıktı artık savaşmayın sevişin moduna girelim diyenler artılasın kediler.
----------
Min Yoongi burnunu gıdıklayan saçlarla yüzünü buruşturmuş ve kafasını diğer tarafa çevirerek yüzünü yastığa bastırmıştı. Açığa çıkan beyaz boynuna sıcak nefesler aralıklarla çarpmaya başlarken yüzü bu sefer huzurla gevşemiş ve hafifçe iç çekmişti. Göğsünde küçük bir ağrı vardı ve burnuna üzüm kokusu geliyordu, belki yıllanalı çok olmamış taze şarap?
Gözlerini kırpıştırarak açtığında bir an gözleri tanıdık olmayan odanın açık gri duvarlarında takılı kalmış, kaşları çatılmıştı. Ardından sıcak nefesleri boynunda tekrar hissetti. Kafasını sakince yana çevirirken kalbini fiziken de ruhen de ağrıtan o kişiyi görmüştü bile. Park Jimin yanağını Min Yoongi'nin kalbine yaslamış, kırmızı dudakları aralık, düzenli nefeslerinin arasında uyuyordu. Yüzünde huzurlu bir ifade vardı. Kül grisi saçları Yoongi'nin göğsüne yayılmıştı ve tamamen Yoongi'ye teslim olmuş gibiydi. Ufak eli Yoongi'nin göğsünün üzerinde duruyordu ve Yoongi o minik eli kendi ellerinin arasına almak, her bir parmak ucunu doyasıya öpmek istiyordu.
Dün gece uçakları Incheon Havalimanı'na gece geç bir saatte inmişti ve kimsenin konuşup da tartışma ortamı yaratacak mecali olmadığından hepsi Jimin ve diğerlerinin kaldığı eve geçip buldukları ilk yere atmışlardı kendini.
Elbette Min Yoongi her ne kadar yorgun olsa da bu fırsatı kaçırmamış ve Jungkook'la Hoseok'a yakalanmadan Jimin'in odasına sızmıştı.
Şimdi ise bu güzel sabaha gözlerini Park Jimin ile açmış, onun taze kokusunu soluma şerefine nail olmuştu. Tek kolu tamamen kendisine sokulmuş olan Jimin'in beline sarılıydı ve parmak uçları, sıyrılmış kıyafetinin arasından tenine dokunuyordu ki bu his bile Yoongi'nin en güzel sabahları listesinde en tepeyi çekebilirdi.
Küçük gözleri Jimin'in o özlemini çektiği yüzünde dolaşmış, burnu sızlamıştı. Uzun ve ince parmakları incitmekten çekinircesine tereddütle gri renkli saçlarına girmiş, tutamlara en derin anılarını hissediyormuş gibi bir naziklikle korka korka dokunmuştu. Parmakları ona ipekten bir denizi hatırlatan yumuşak saçlarının arasında gezinirken parmak uçları sızım sızım sızlıyor, daha fazlası için karıncalanıyordu.
Tereddütlü parmakları saçlarından yanağına kaydığında oradan çene hattına geçmiş, biçimli burnuna hafifçe dokunmasıyla Jimin gıdıklanmış gibi burnunu kırıştırmış ve yüzünde küçük bir gülümseme oluşmuştu. Yoongi onun bu tatlı hareketlerine karşı kendine engel olamadan diş etleri gözükecek şekilde gülümserken Jimin'i uyandırmadan onu daha rahat izlemek adına bedenini sarsmamaya çalışarak sırtını yatak başlığına yaslamıştı. Elleri tekrar Jimin'in yumuşak teninde gezintiye çıkarken dokunuşları bu sefer daha cesurdu. Parmağını dokunmayı sevdiği çenesinden kulağına doğru gezdirirken oradan şakaklarına çıkmış, birkaç tutam gri saçı kenara alarak alnına dokunmuştu. Tam o sırada Jimin birdenbire gözlerini açmış ve Yoongi'nin elleri alnında, kaskatı kesilmesine yol açmıştı. Parlak gözleri büyük bir dikkatle Yoongi'nin siyah gözlerine bakarken Yoongi yutkunmuş ve elini geri çekmişti.
Jimin uyku mahmuru gözlerini birkaç defa kırpıştırmış ve yerinden doğrulmak adına ellerini gri çarşaflara bastırmıştı lakin beline sarılı büyük elle çenesi az önce yattığı göğse düşmüş, kuruyan dudaklarını diliyle ıslatırken gözlerini tekrar büyük olana çevirmişti. "Yoongi?" Konuşurken saygı ifadesi kullanmamış ve kaşlarını kaldırmıştı. Yüzünde dolaşan ifadeden şu an ne yapmaya çalıştığını sorduğuna emindi büyük olan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
illegal | yoonmin
FanficPark Jimin ülkenin en iyi hackerlarından oluşan prestijli bir çetenin üyesiydi.