12| "Kal o zaman, hyung."

11.5K 1.3K 293
                                    

Bugün tekrar o eve gelmişlerdi. Kim Seokjin, zorla Kim Namjoon'a taşıttığı yemek kaplarını sıkıca tutması için onu yola çıktıklarından beri belki de yüzüncüye ikaz ediyordu.

"Hyung anladım artık. Ya salak mıyım ben de ikide bir uyarıyorsun?"

"Sus ve doğru düzgün taşı şunları Namjoon."

Namjoon homurdanırken kapıyı açan Jeon Jungkook gördüğü yemek poşetleriyle tek kaldırmıştı. "Hyung? Yemek getireceğim derken ciddi olacağını beklememiştik."

Seokjin daha önceki sağlıksız yiyecekleri hatırlamış gibi anında gözlerini devirmişti. "Sağlıklı beslenmek önemli."

"Neyse, geçin."

İçeri geçtiklerinde Jungkook Namjoon'un elinden yemek poşetini almış ve mutfağa ilerlemişti. "Siz bodruma geçin hyung, ben şunları mutfağa bırakıp geliyorum."

Üçü de ikiletmeden "bodrum" denilen en alt kattaki üst düzey teknolojiyle donatılmış odaya girmişlerdi. Tanrı şahit ya, burayı seviyorlardı.

"Hey ho."

Jung Hoseok kafasındaki siyah balıkçı şapkasıyla uzandığı koltuktan onlara sağ elini kaldırıp kendince selam vermişti. Dizlerinin üzerindeki dizüstü bilgisayardan oyun sesleri hafif de olsa geliyordu. Yanındaki sehpanın üzerinde cips paketleri, boş pizza kutuları ve çeşitli asitli içeceklerin metal kutuları vardı.

"Yine mi sağlıksız besleniyorsunuz?" Seokjin çoktan çöpleri toplamaya başlamış, kenardaki market poşetlerinden birinin içine dolduruyordu.

"Jimin-sshi yardıma gel!"

Koltuğa yüzüstü uzanmış olan Jimin homurdanarak kalkarken bağırarak söyleniyordu. "Hyung diyeceksin!"

Mutfaktaki Jungkook'un yanına gitmiş ve gördüğü yemeklere karşın tavşan dişli olana sorarcasına bakmıştı.

"Seokjin hyung bizim için getirmiş. Of, saf saf bakma da kapları tepsilere doldur hyung."

Jimin küçük olanın bu hareketine karşı gözlerini devirirken bir yandan da eline aldığı yemek tabaklarını tepsilere dolduruyordu.

"Sen bunları içeri götür, ben de diğerini götüreyim."

Jimin sesini çıkarmadan tepsiyi alıp tekrar bodruma indiğinde diğerlerine hiç bakmadan yemekleri alıp orta sehpanın üzerine koymuştu. Arkasından Jungkook da onun gibi tepsiyle geldiğinde hepsi de sehpanın etrafına geçip yemeklerini yemeye başlamışlardı.

Hepsi gülerek yemek yerken Jimin sessizdi. Bu Seokjin'in dikkatini çekerken dirseğiyle Yoongi 'yi dürtmüş ve Jimin'i göstermişti. Min Yoongi'nin dürtülmeye ihtiyacı yoktu çünkü gözlerini Park Jimin'in üzerinden hiç ayırmamıştı.

Jimin çok farklı birisiydi. Bir an aşırı sevimli ve tıpkı küçük bir çocuk gibi olurken bir an ise ciddi ve umursamaz birisi oluyordu.

Tabakları mutfağa götürmek için yerinden kalkan turuncu saçlıyı gördüğünde çubuklarını boş tabağının içine bırakmış ve Jimin'in arkasından ilerlemişti.

Jimin tabakları düzgünce sudan geçirip makineye yerleştirirken büyük olan kalçasını mutfak masasına yaslamış, kolları göğsünde onu izliyordu. Kendi giydiği renklerin aksine Jimin beyaz bir tişört giymişti ve altında düşük bel açık gri renginde eşofman vardı. Turuncu saçları dağınıktı.

"Yanılmışım."

Jimin irkilirken omzunun üzerinden mint saçlı hyunguna bakmıştı.

"Ne hakkında?"

"Çok çalışıyorsun."

Turuncu saçlı şimdi bedenini tamamen büyük olan döndürmüştü. Gözleri meraklı bir ifadeye bürünmüştü.

"Buradan bir an önce gitmek istediğini sanıyordum?"

Gözleri hyungunun üzerinde dolaşıyordu. Geldiklerinden beri ona hiç bakmamıştı çünkü.

Min Yoongi siyah bir pantolon ve siyah bir tişört giymişti. Mint saçları kıyafetlerinin arasından dikkat çekici bir şekilde göz kırpıyordu.

"Fikrim değişti."

"Neden?"

Yoongi birkaç adımda yanına gelmişti. İlk defa turuncu saçlıyla bu kadar yakındı ama saçlarından gelen güzel kokuyla bunu tekrarlamaya hevesli olabilirdi.

"Turuncu birisi fikrimi değiştirdi. Artık kalmak istiyorum."

Park Jimin'in gözleri kapanacak gibi olurken o da ilk defa hyunguna gülümsemişti. O bilmese de mint saçlı olan bu gülümsemede takılı kalmıştı.

"Kal o zaman, hyung."

illegal | yoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin