Namjoon kendisine uzun çabaları sonucunda olumlu cevap vermiş çeteyle olan konuşmasına heyecanla baktı. Birkaç gündür onları neden onlarla işbirliği yapacakları hakkında ikna etmek için oldukça fazla çabalıyordu ve sonunda işin daha başında olsalar bile en zor kısmı atlattıkları için mutluydu.
Bu yüzden yerinden gevşekçe kalkıp saatlerce sandalyede oturmaktan ağrımaya başlamış kalçalarını ve belini esnetti.Hyunglarına göstermek için sabırsızlanıyordu. Tekrar yerine geçip parmaklarını çıtlattı ve gözlerini mesajlardan ayırmadan sesini yükseltti.
"Hyung, sanırım kabul ettiler!"
Seokjin ve Yoongi günlerdir bekledikleri cümle ile mutfaktaki işlerini bırakıp hızlı adımlarla Namjoon'un yanına ulaştılar. Bilgisayar ekranına bakan Min Yoongi'nin bakışları keskin, gözleri sertti. Namjoon, hyungundaki gerginliği en derin hücrelerine kadar hissediyordu. Buz kesmiş parmakları klavyede gezindi.
JoonieJoonJoon : Kabul ettiniz mi?
Dárren Penumbra : Prosedürlerimize aykırı ve boş bir şey olmaması sebebiyle, evet.
Dárren Penumbra : Birkaç dakika içinde anlaşma şartları için bilgilendirileceksiniz.
O sırada kapalı duran fotokopi makinesinin yeşil ışığı yandı ve gürültülü bir şekilde A4 boyutlarında bir kağıt çıkarttı. Min Yoongi'nin gözleri irileşirken, Namjoon ve Seokjin kaskatı kesilmişlerdi.
Seokjin sessiz bir küfür mırıldandı. Az önceki şeyden fena halde korkmuştu. Olayın boyutunu ve teknolojinin bu denli ürpertici olduğunu yeni yeni kavrıyordu. Bu hoşuna gitmemişti, hemde hiç gitmemişti.
Namjoon kağıdı alarak üzerindeki kısa maddelere göz attı. Sadece birkaç maddeden oluşmuş olması onu bir nebze de olsa sevindirirken, okuması için kağıdı Seokjin'e uzattı. Ve Seokjin de Yoongi'ye...
Anlaşma basitti. Çenelerini kapalı tutmazlarsa ceplerinin boşalacağı ile ilgili bir madde, bekledikleri rakamların daha altında olan ücret ile ilgili bir madde ve bir iki tane de ıvır zıvır maddeden oluşuyordu.
"Fena değilmiş."
"Katılıyorum, daha ciddi ve yüksek bir ücret beklerdim şahsen."
Min Yoongi en alttaki imzalanması gereken kısma parmaklarıyla dokunduğu sırada mesaj geldiğini belirten kısa bir ses duyuldu. Namjoon alta aldığı sohbet sayfasını açarken, endişesinin dev bir yılan gibi midesinde gezindiğini hissediyordu.
Dárren Penumbra : Kabul ettiğinizi belirtmek adına alttaki kısmı imzalayın ve fotokopi makinesinin içine yerleştirin.
"Hyung imzala da kurtulalım şu şeyden. Kendimi bir gerilim filminin ortasında gibi hissediyorum."
Min Yoongi kenardaki kalemlikten Anpanman* baskılı bir tükenmez kalemi eline aldı ve yüzünde hafif bir gülümsemeyle Kim Namjoon'a baktı.
"Namjoon bana evini kreşe çevirdiğinden söz etmemiştin."
Namjoon kaşlarını çatarak reddetmek için dudaklarını araladı. Kesinlikle utanmıştı. Özellikle de Seokjin oradayken. "Hyung o bana ait değil ki. Minnie'nin ikizi Chennie'ye ait. O iki velet eşyalarını sürekli etrafta bırakıyorlar."
Çocuklardan ve özellikle o iki çocuktan çok hoşlanan Seokjin kaşlarını çatarak Namjoon'a baktı. Kendisinin küçük kuzeni ya da kardeşi yoktu, belki de bu yüzden çocukları aşırı seviyordu. "Bunun neresi kötü Namjoon?"
Namjoon anında onların ne kadar yaramazlığı varsa anlatmaya başlarken Seokjin elleri belinde ve kaşları çatılı bir halde küçük olanın bıkmış tavırlarını dinliyordu. Bu yüzden ikisi de Min Yoongi'nin kağıdı imzalayarak fotokopi makinesinin içine yerleştirdiklerini görmedi. Fotokopi makinesinin yeşil ışığı kağıdı tarayarak garip bir ses çıkarttı. Çıkan ses, kavga etmekte olan Kim ikilisinin dikkatini çekerken birkaç saniye sonra bir mesaj gelmişti.
Dárren Penumbra : Anlaşma onaylandı.
----------------------------
*Anpanman : Güney Kore'deki bir çizgi film karakteri. Anpanman hiçbir süper gücü olmayan, kırmızı yanaklı bir çocuk süper kahraman.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
illegal | yoonmin
Fiksi PenggemarPark Jimin ülkenin en iyi hackerlarından oluşan prestijli bir çetenin üyesiydi.