♥ 17 ♥

234 18 4
                                    

İyi okumalar.

Yazıyı yazdıktan sonra kalemimi çantama geri koydum. Ders anlatan öğretmene kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarımı elime çevirdim. Kırmızı çiçeğimin üzerinde ki yazı fazla dikkat çekmiyordu.

Mavi mürekkep siyah renginde görünüyordu. Kendime söz vermiştim. İleri de bir gün Gucci'yi gerçekten unudursam, onu gördüğümde bir şey hissetmezsem bu gülü yakıcaktım. Fazla ergence olduğunu biliyorum ama bunu yapmak içimden geliyordu. Çiçeğimin üzerinde ki yazıysa...

18.03.2014

Yani bu günün tarihi. Gelecekte eğer yakarsam üzerinden ne kadar zaman geçtiğini bilmeliydim. Aslında bu tarih onu gördüğüm tarih değil sadece bugünden bir hatıra.

Çantamdan coğrafya kitabını çıkardım. Çiçeğimi içine koyduğumda Selly kafasını çevirip bana baktı. Ne yapmak istediğimi, çiçeğin üzerine yazıyı yazdığımda bana garip bakması sonucu anlatdığımdan bu sefer kafasını hiç bir şey sormadan önüne döndü. Jasmin bu gün gelmediğinden yanıma oturmuştu.

Zil çaldığında iki kitabı da çantama attım. Bu son dersti. Çantamı koluma takıp Selly'yle birlikte sınıftan çıktım. Okul yavaş yavaş boşalıyordu. Çıkış kapısına vardığımıda Selly'i öpüp vedalaştım. Cebimden telefonumu çıkarıp saate baktıktan sonra geri cebime koydum.

Hızlı adımlarla yürürken gözüme ileride ki kahverengi bir şey çarptı. Biraz daha yakınlaştığımda bunu bir köpek olduğunu anladım. Geri geri giderken gözümü köpekten ayırmıyordum. Ben köpüklerden gerçekten çok korkarım. Sokak veya eğitilmiş köpek hiç fark etmez sonuçta hepsi köpekti.

Etrafıma bakıp yoldan geçen birilerini aradım. Bu başıma ilk defa gelmiyordu. Ne zaman yolda bir köpek görsem beni geçirmesi için birinden yardım isterdim.

Yakınlarımda kimseyi göremeyince arkamı döndüm. Uzaktan üç tane erkek görüyordum ama kim olduklarını seçemiyordum. Bir köpeğe birde arkamda ki erkeklere baktım. Onlarla aramda oldukça fazla mesafe vardı. Onları beklemeye üşendiğim için yavaş adımlarla köpeğin yanından geçmek için hareketlendim. Daha bir iki adım attığımda köpek havlamaya başladı. Kalbim dört nala atarken hızla geri döndüm. Uzaktan gelenlere baktığımda artık bana iyice yaklaşmışlardı.

Dur bir dakika!

Bu... Nick.

Üç erkek bana yaklaştığında ona hiç bakmadan yanlarında yürümeye başladım. Köpeğe yaklaştığımızda onlara daha da yaklaştığımdan olsa gerek Nick köpeği uzaklaştırdı.

Köpek artık benden çok uzak olduğunda adımlarımı hızlandırıp onlardan ileri de gitmeye başladım.

Biran. Gerçekten benim de nasıl yaptığımı anlamadığım bir şekilde hızla arkamı döndüm.

"Teşekkür ederim"

İlk şaşkınca baktı. Kendini toparladığında "Bi-bişey değil"

Hızla arkamı dönüp yine hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Bir yandanda düşünüyordum. Tamam ani davramışım biraz garipti ama bu kadar affalançasına da sebep değildi.

Acaba ben ona bu kadar mı kötü davranıyorum da birden teşekkür edince böyle oldu? diye düşündüm. Doğru bana ilgisi olduğunu öğrendikten sonra biraz soğuk davranıyorum ama o kadarda değil.

Omuz silkip düşüncelerimden sıyrıldım. Anahtarlarımı çantamın arka cebinden çıkardıktan sonra kapıyı açıp evime girdim.

"Size afiyet olsun. Ben odama çıkıyorum" deyip ayağa kalktım. Annemle babamdan da onay cümleleri duyduktan sonra merdivenlere yöneldim. Odama girdiğimde direk çalışma masasına yönelip ödevlerimi yapmaya başladım.

"Off... sonunda" deyip kitaplarımı kendimden uzak bir köşeye koydum. Saate baktığımda tam 2 saattir ders çalıştığımı anladım. Ama sonunda bitirebilmiştim. Gözüme ileride ki coğrafya kitabı değdiğinde gülümseyerek elime aldım. Tam çiçeğimin olduğu sayfayı açmıştım Selena Gomez'in Love will remember şarkısı kulaklarımı doldurdu(gerçekten de ;D ). Telefonumu elime alıp, açtıktan sonra kulağlma götürdüm

"Alo"

"Selam Jasmin"

"Selam"

"Sesin neden böyle çıkıyor?"

"Dişlerime ilaç koydu o yüzden konuşamıyorum"

"Çok üzüldüm canım ya. Şimdi nasılsın?"

"İyiyim en azından acımıyor. Ee sen anlat bensiz okul nasıldı?"

Ona bugün olan tüm olayları her ayrıntısına kadar anlattım. Sessiz biri olabilirdi ama bizimle olduğunda kendi oluyordu. Tabii birde şu gereksiz merak duygusundan onda çok vardı. Ona çiçek meselesini anlattığımda "Peki şimdi nerde?" diye sordu.

Elimde döndürdüğüm çiçeğe bakarak sırıttım.

"Parmaklarımın arasında"

"Gerçekten onu saklamayı planlıyorsun?" Sorusu karşısında gözlerimi devirdim.

"Ne var bunda"

"Fazla ergence"

"Ee?"

"Ve romantik"

Güldüm. Doğru, aynen öyeleydi.

"Hadi romantik peri benim uykum geldi lafa tutma beni"

Göz devirme işlemini tekrarlarken "Beni sen aradın" dedim.

"İyi geceler peri" dedi.

Gülerek "İyi geceler cadı" dedim. Homurdanmasın duyduğumda ardından telefonun kapanma sesini duydum. Elimde ki gülü kalın bir romanın arasına koyduktan kitap rafıma koydum.

Telefonumu yeniden elime aldım. Talking Tom uygulamasını açtıktan sonra Tom'u benim verdiğim isimle Anna'yı yedirdikten sonra yıkayıp, tam uyutuyordum ki annemin sesini duydum.

"Hadi Vanessa çay koydum, babanda sevdiğin kurabiyelerden aldı. Gel birlikte içelim"

"Geliyorum" diye sesimi duyurmak için bağırdıkta sonra telefonumuda yanıma alayar aşağıya indim.

Bu defa çabuk geldi... Lütfen oy vermeyi unutmayın.

İlk Bakış ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin