Merhabalar. 💜🖐
Birçok şeyi barındıran ümitlerle bunu buraya bırakıyorum.
Zevkli okumalar.
Multimediya; Noah Cyrus- Again
------------------------------------------------
Bir gölgede kaybolmanın zehri bir diğerinde saklıdır. Ayırt edilemeyenler aynı kefede çürümeye mahkûmken derinin örttüğü vücutları hep başkasını yansıtır.
Yansıma, bitmiş gibi görünen bir hikayenin en kapsamlı sözcüğü; ışık hüzmesine sırt çevirip mateminde yaşayan çocuğun tek dayanağı.
Kendi büyük kafenin göğüs kafesine benzediğini anladığı o an kendini belli eden bu kelime şüphesiz ki bir insanı çıldırtacak kadar erdemli, bir çocuğu kandıracak kadar silikti.
Kanmayı öyle sevmiştir ki topraktan gelen Adem'in kızı, kandıklarının parçaladığı kafeste kalmayı diler. Sonsuz olamayacak kadar canlı yansımayı reddedip toprağa gidene öyle feryat etmiştir ki, özgürlüğünden utanan onlarca kuş küllerini bu mateme cephe edip tek kanat hamlesiyle sonsuzluğa, iki çocuğun ruhundan önce ulaştırmıştır.
Kasılmaktan mahvolan bedenime sabahın ışıkları vurduğunda, zihnimde dolanan kayıp toka bilincim açıldığından beri canımı yakmaya devam ediyordu. Okyanus'un evindeki bir süredir kaldığım oda, dün gece burada yaşadığım en zor geceye şahitlik etmişti. Duvarlar bile yüzüme hala acıyarak bakıyordu sanki.
Puslu gözlerim ve çatallaşan sesim, dün mezarlığa gittiğimizden bu yana hüküm sürüyordu sorumsuzluğundan dolayı yok etmek istediğim vücuduma. O'nun Tek hatırasını mahvetmiş, o tokayı kendimden bile koruyamamıştım.
Durgunluğundan ödün vermeyen vücudumu aydınlanmaya başlayan günle birlikte yatak başlığına yasladım. Doğru düzgün uyuyamadığım için gözlerimin kızardığını, rengimin solduğunu hissedebiliyordum. Yine de bugün öylece burada kalamayacağını biliyor, okula gittikten sonra en kısa sürede bu güvenli evden ayrılmak istiyordum.
Yürüyen bir tehlike olarak bu insanlarla daha fazla yakınlık kuramazdım.
Saat 07:01'i gösterdiğinde sessiz odadan daha da sessiz eve karışıp bir üst kattaki banyoya usul usul çıktım.
Önünde durduğum ayna fersiz yüzümü bana sunuyordu. Birkaç dakika kendimle başıktıktan sonra soğuk suyu avuçlarıma doldurup parçalamak istediğim yüzüme çarptım. Kalbime sancılar veren o hatayı yapıp yitik çocuğun tek armağanını kaybetmek, benden başka kimsenin suçu değildi.
Temiz bir havlu bulup yüzümü kuruladıktan sonra buraya geldiğimden beri benden başka kimsenin kullanmadığı banyoda soyunmaya başladım. Hala temiz kokan erkek kıyafetlerini çıkartıp yerine banyoda duran ve Kübra'nın kıyafetleriyle dolu çantadan istemeye istemeye formayı aramaya başladım.
Bulup çıkardığım siyah etek ve beyaz, düz kazak ellerim arasında durdukça daha da cesaretim kırılıyordu. Kübra'nın geçen yılki forması olmasına rağmen tamamen yeni gibilerdi. Derin bir nefes alıp iç çamaşırlarımın üstüne önce eteği, sonra kazağı geçirdim. Hızla yaptığım için daha kolay olmuştu sanki.
Aynaya tekrar baktığımda dizlerimin çok üstünde biten etek, bacağımdaki dövmeyi öylece sergiliyordu. Tiksinerek baktığım bu görüntüyü es geçip bakışlarımı aynada belimden göğsüme, oradan da yüzüme kadar kaydırdım.
Bu, kendimi böyle ilk görüşümdü. Bu, kendimi ilk görüşümdü.
Ellerim yüzümde tanımak ister gibi gezindi. Tel tel dökülen, düzenli sayılamayan saçlarımı es geçip siyah harelerimi bile yoklayan parmaklarım, uzun zaman sonra farkına vardığı yüzü görür gibi hayret içindeydi. Sonunda saçlarım arasından kayıp iki yanıma düşerken kollarım, gözlerim hala gördüğü görüntüden ayrılmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLANMIŞ ÜCRA
ChickLit"Bir düşüş kaç ölüm, biliyor musun?" Siyah ve sonsuz dehlizlerde birbirlerine teslim olan iki çocuğun silahsız oyunu. Aynı dehlizde birinin bedenen, ardından diğerinin ruhen gerçekleşen ölümü. Ölümün peşinden sürüklenen tam 10 yıl ve birbirleri...