Multimedya; Naughty Boy- Runnin'
Merhabalar, oylarınızı esirgemeyin lütfen.👋
Zevkli okumalar.-----------------------------------------------
Bedenim yaşadıklarıma yaşam boyu hep onlarca neden ve birkaç bedenle küçük gelmişti. Gözlerimi kapattığımda gördüğüm karanlıkta bile tırmaladığım duvarlar, aklımı zorlayan görüntüler olurdu. Küçücük bir kızken bedenime sığamayıp pamuk şekeri kokan ruhumu artık göremiyordum. Aciz vücudumun hiçbir köşesine uğramadan terk etmişti çelimsiz varlığımı. Sadece birkaç kayıp hissin attırdığı nabzımla hissediyordum kendimi. Bileğime dayanan iki parmağın ısısı her an daha da zorluyordu güçsüz kalbimi. Durmaya bu kadar niyetliyken neden atıyordu külde yuvarlanan yüreğim?
Belki de durmalıydı, yeni acılara gebe kalmaya bu kadar meraklıysa dünden durmalıydı.Şimdi ise iğreti ile atıyordu durmasına hüküm verdiğim kalbim. Gördüklerim karşısında afallamıştım, bunu beklemiyordum. Birbirine bu denli yaklaşan iki insanın görüntüsü midemi bulandırmıştı. Bu insanlar Enes ve Kübra olunca da ister istemez şaşırıyordum. Bir an kendimi fark ettirmeden ortak olmak istemediğim bu kasvetli işten kaçmak istesem de Kübra'nın ismini seslenmemle her şey yerle bir olmuştu. Artık fark edilmiştim, kaçmam söz konusu değildi.
Parmakları Enes'in saçları arkasındayken dudaklarını ondan ürpertiyle çeken kız benden daha şaşkındı. Gövdesini Enes'in üstünden kaldırıp ayaklandığında dudaklarında kalan ıslaklığı siliyordu. İkisinin de bir anda toparlanmasına şahitlik etmiş, yine de tek kelime edememiştim.
"Ayza?"
Kübra'nın titrek sesi endişeyle bana yöneldiğinde tek bir şeyden emin olmuştum. Onların yanında kalsam bile bana açıklamalarını gerektirecek ve gördüklerimi unutmamı sağlayabilecek hiçbir şey yoktu. Orada olmamam gerektiğini çoktan anlamıştım, Okyanus'un yanından ayrılmamış olmayı diliyordum. Burası bir okuldu ve görmeyi beklediğim en son şeyleri de az önce görmüştüm.
Başından beri önünde durduğum kapıyı tekrar kapattığımda amacım orayı bir an önce terk etmekti. Yüzlerine örtülen kapıyla afalladıklarını hissediyordum ama çoktan geldiğim yolları yürümeye başlamıştım bile. Koşar adımlarla sonuna geldiğim koridorda duyduğum ses, az önce kapattığım kapıdan geliyordu. Peşime düşen Kübra'nın sesini duyuyor ama yine de uzaklaşmaya çakışıyordum.
Beni neden takip ettiğini anlayamıyordum, bana açıklama yapmak zorunda değildi. İsmimi seslenen hisli sesi ve hızlı solukları, bana yetişmeye çalıştığı içindi. Boş koridorları kat ettiğim her an indiğim merdivenler benim de soluklarımı değiştiriyordu.
"Beklesene Ayza. Dur. Lütfen." diyip en sonunda koluma yapıştığında ikimizi de durdurdu. Yüzündeki suçluluk ifadesini anlıyor ama kondurmak istemiyordum. Bunca şeyi Burak ve Okyanus'tan gizli mi yapıyorlardı? Bu yüzden mi abisi ona iyi davrandığında Kübra onu geri itiyordu? Hiç dahil olmak istemeyeceğim bir silsilenin oluştuğunu görebiliyordum.
"Neden kaçıyorsun? Sana ne yaptım?"
Arkasında onu takip eden bir Enes yoktu. Bundan emin olduğumda kolumu ondan temkinli bir şekilde çekip onu peşimden daha fazla koşturmamaya karar verdim.
"Kaçmıyorum." dedim endişesini bastırmaya çalışarak. "Özür dilerim, yanlış bir zamanda oradaydım."
Onunla konuşmam biraz olsun onu yatıştırıyordu ama tam anlamıyla rahat değildi.
"Lütfen bana bunu yapma." diyip iki elini de saçlarına daldırdığında ortalıkta gezinmeye başladı. Yerinde duramıyordu. "Özür dileyip kendimi daha da aşağılık hissetmeme neden olma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YILLANMIŞ ÜCRA
ChickLit"Bir düşüş kaç ölüm, biliyor musun?" Siyah ve sonsuz dehlizlerde birbirlerine teslim olan iki çocuğun silahsız oyunu. Aynı dehlizde birinin bedenen, ardından diğerinin ruhen gerçekleşen ölümü. Ölümün peşinden sürüklenen tam 10 yıl ve birbirleri...