9.BÖLÜM:KİRPİĞİN KAŞINA DEĞDİĞİ ZAMAN

960 74 26
                                    


Hellooo taze taze bölümüm var! Çıkın çıkın gelin ballı çöreklerim. Harika bir türkü ile geldim bir de bu defa.Hadi size keyifli okumalaar! Çok öptüm hepinizi 💕😘

**

Çok sevdiğini zannedersin. Hiç değişmeyecek hislerin zannedersin. Kalbinin acısı hiç dinmeyecek... Dünyadaki en mükemmel insandır o. Sevgini en çok hakkeden insan... Ergenlik yıllarımdı Tolga'dan hoşlanmaya başladığım zamanlar. O lise üç,ben ilk sınıf. Annemin o vakitler üzerimdeki baskısı inanılmazdı. Babam faktörü ise hayatımdan çıkalı çok uzun zaman olmuştu.Ergenliğimin en dorukta olduğu,sevgiye ve ilgiye en ihtiyaç duyduğum vakte denk ediyordu bu dönemler.İlk gördüğüm andan itibaren inanılmaz yakışıklı ve yıkılmaz olduğunu düşünmüştüm. İki yıl boyunca bir merhabasına muhtaç öylece koşturmuştum peşinden. Her gece yastığımı sırılsıklam etmiştim. İsyan etmiştim,lanet etmiştim,nefret etmiştim. Yumruğumu dişlerim arasına alıp sessizce hıçkırmıştım.

"Neden sevmediler beni?"

"Ben o kadar mı kötüyüm?"

"Annem,babam sevmezken Tolga niye sevsin ki?"

16-17 yaşlarının getirdiği heyecanla her gece ağlayıp,sabahında Tolga'ya adım atmaya çalışmış,fakat duvara toslayıp durmuştum.

Tolga gitti,iki yıl annemin baskıcı tavrı altında daha ezildim ve nihayet üniversiteye geçtim. Bu defa Tolga buldu beni.Saplantılı şekilde her defasında çiçekler,hediyeler gönderdi. Gün geçtikçe soğudum,ona geçmişin hatrına verdiğim değer de eridi,kayboldu. En son buraya geldiğimde,bir telefonla vedalaşmıştık. "Yolun açık olsun" demiştik. Oysa her vakit olduğu gibi sözünün ardında durmamıştı. Tam karşımda oturmuş, üzerindeki dik bakışlara rağmen gözümün içine bakıyordu. Mücahit'in elinden zar zor alabilmiştik ve herkesi içeri sokmuştum,Tolga da dahil. Şimdi dakikalardır hepimiz sessiz bir şekilde oturuyorduk lakin ortam oldukça gergindi. Nazlı mutfağa kaçmıştı ve getirilen yemeklerin servisini hazırlıyordu. Kısa bir an çayları doldurmak için mutfağa gittiğimde de yemek hazırlamaktan başka her işi yaptığına bizzat şahit olmuştum.

"Nazlı! İçerisi gayet gergin,kaçmana izin veremem. Sen de geleceksin,hayde hayde!"

Nazlı yanaklarını şişirerek ofladı.

"Ya sanki birazdan içeride bomba patlayacak,öyle bir his."

Omzumla omzuna vurdum.

"Güler Abla olabilir.Kadın kendini o kadar sıktı ki..."

O da gülerken mutfaktan çıktım ve Keşanlı ile Avcı'nın arasına oturdum. Keşanlı çenesini kitlemiş,gözünü kırpmadan Tolga'ya bakıyordu. Sanki ters bir hareketinde üstüne atlayacakmış gibiydi.

Tolga'nın bakışlarından rahatsız olmaya başladığım anda çook uzun zamandır süren sessizliği böldüm.

"Bakma be suratıma!"

Keşanlı aniden ileri atılırken kolundan tutup oturttum.

"Şşş,otur Keşanlı."

Ardından zil çaldı. Erdem abi olmalıydı. Yavaş adımlarla kalkıp kapıya yürüdüm ama Keşanlı'nın Tolga'ya saldırma ihtimali bile beni telaşlandırıyordu.

Kapıyı açtım ve karşımda görmeyi beklemediğim,kalp ritmimi düzensizleştiren kişiyi,Yavuz'u gördüm.

Yüzünden anladığım kadarıyla oldukça gergindi. O nedenle gülümseyemedim. Gerçi dudaklarımı hareket ettirebileceğimden bile emin değildim.

"Bahar? Ne oluyor burada?"

Soran sesiyle silkelendim. Ezik kız imajı çizmeyi katiyen istemiyordum.

YEMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin