Merhabaaa! Bu kadar geç gelebildim çünküüü ay yorgunluktan ve midemin bulantısından öldüm ballı çöreklerim. Bölümü bırakıp kaçıyorum,hadi öptüüüm 💕💕
**
Bahar evinin kapısını cebindeki anahtarla açıp,ayakkabılarını çıkararak bir yana fırlattığında derim bir nefes almıştı. Saatler süren sorgular,ardından herkesin Erdemler'de toplanışı,Nazlı ve Güler'in nasıl olduğunu sorup durmalarıyla geçen gecenin sonunda sabah vaktine doğru oradan çıkmış,evine gelebilmişti. Bu da tabi ki tek başına olmamıştı. Ancak ve ancak Keşanlı ve Çaylak'ın nezaretinde gerçekleşmişti.
Kendini salondaki koltuğunun üzerine attı ve öylece uyuyakaldı.
Birkaç saat geçmemişti ki kapısının çalınmasıyla uyandırılan Bahar küfür etmemek için kendini tutaraktan kapıyı açtığında karşısında suratında poşeti tutan adamı gördü ve gülerek içeri girdi. Kapıyı açık bırakmış,arkasından gireceğini düşünmüştü.
"Kız,Bahar bi çay demle de içek."
Mutfağa girip kendine bir bardak su dolduran kadın bangoya yaslandı.
"Keşo biz ne ara bu kadar içli dışlı olduk annem?"
Hiç yabancılık etmeden birkaç tabak çıkardı adam. Simitleri ve poğaçaları tabaklara yerleştirdi muntazam bir şekilde.
"Ohooo! Kızım biz ne zamandır tanışıyoruz?"
"İki haftadır falan."
Keşanlı çocuksu bir şekilde sırıttı.
"Ha,o kadar mıydı? O kadar şey yaşayınca ben de iki sene falan zannetmiştim,iyi mi?"
Bahar şapşallığına dayanamadı adamın,güldü.
"Olsun Mücahit'im. E,diğerleri nerede?"
Keşanlı ağzına bir poğaçayı tıkıp tabakları eline alırken Bahar da çayı ocağa koymuştu.
"Aga sabaha karşı küçük bi işimiz vardı. Hepsi döküldü,kaldıramadım. Ben de acıkınca bıraktım geldim."
"İyi yapmışsın Müco'm. Yalnız benim doğru düzgün hiçbir şeyim yok yiyecek. Alışveriş yapacağım ama şimdilik gevrek,poğaça,çay idare edeceksin."
Şapırdatarak ağzındaki poğaçayı çiğnedi adam.
"Yok be kızım! Bazen dağda içecek bir damla suya muhtaç oluyoruz. Bu bile ziyafet geliyor insana."
Bahar'ın yüreği burkuldu,sonra gururla doldu,taştı.Çok şükür ki bu vatanın daha niceleri gibi askerleri vardı.
"Siz var olun Keşo'm.Allah hepinizden razı olsun."
Keşanlı için her şeyden daha önemliydi şu birkaç kelime. Teşekkür edecekti ki kapı yeniden çaldı.
"Daha dün taşındım,herkes yolu şimdiden ezberledi maşallah."
Ayaklarını sürüye sürüye kapıya yürüdü ve açtığında Yavuz'u,ardında da Nazlı'yı gördü.
"A-a! Kimleri görüyorum,kimleri?"
Nazlı Bahar'ı ve Yavuz'u bir kenara iterek içeri ilerlerken ikili kapıda kalakaldı yine. Yavuz'un uçurumlarına takıldı Bahar. Öylece baktı birkaç saniye,belki de dakika.
Ne kadar süre dikildiler kapıda,ikisi de bilmiyordu.İlk kendine gelen Bahar,gülümsedi kocaman.
"Teşrifinizi neye borçluyuz sarı komutan?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Fanfiction"Öylesine sevdim ki seni,öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar"