17.BÖLÜM:BAHAR I.PART

829 77 32
                                    


Merhabaaa!Biliyorum çok uzun bir bölüm değil ama sınavım yaklaştıkça sorumluluklarım artıyor,çalışmam gerekiyor,tempom hızlanıyor ve hak verirsiniz ki bu yolda biraz da moralim bozuk devam etmeye çalışıyorum. Bahar'a yapılan haksızlık,tüm karakterlerin vefasızlığı böylesine belirginken onları hayalimdeki gibi yazmak bile zorlaşıyor. Sizden bazen zaman istersem kızmayın bana lütfen 💜 Bunu da 17.bölümün 1.partı olarak düşünün. Sizi seviyoreee 

**

Adamın sırtında taşıdığı elli kiloluk bir beden değil de hayatıydı sanki... Yorgunlukları, kırgınlıkları,kayıpLarı,vurgunları... Bahar giderken Yavuz'a dair kalan ne varsa alıp götürüyordu bu defa.Bırakmıştı işte.Bahar'ı,karısı bırakıp gitmişti Yavuz'u.Oysa ne kadar mutlular,ne kadar da huzurlulardı. Bir kurşunyarası ayırmıştı iki sevdalıyı birbirinden.

"Yine kaybettim.Yine olmadı."

Sıkılı dişlerinin arasından fısıldadığı kelimeleri onunla beraber en önde tabutu sırtlayan Keşanlı da duymuştu.

"Bahar bacım şehadet şerbetini içti komutanım. Hiçbirimizin nail olamadığı o mertebeye ulaştı.Şükredin,isyan değil."

Yavuz'un tabutu kavrayan elleri titredi.Taşıdığı beden Baharındı! Daha dün sarılıp öptüğü,evlendiği kadındı.

Sevdiği kadındı...

Kollarında eşsiz bir gülümsemeyle can vereli henüz birkaç saat olmuştu.Yıkanmamıştı Bahar.Çünkü şehitler yıkanmazdı.Altı üstü birkaç metrelik kumaşa sarılmış,bir tabuta konuvermişti bedeni.Üzerine al bayrak serilmiş, Yavuz'un sırtına yüklenmişti.

Ne babası,ne annesi vardı sonsuzluğa uğurlanışında. Bahar yine boynu büküktü,yetimdi,öksüzdü.

Tabutu omuzlarından indirdiklerinde Yavuz'un sırtındaki yük azalacağına arttı sanki.Nefesi daraldı,dünya tepetaklak oldu gözünde.

Canhıraş bir ağaca tutunurken kefene sarılmış Bahar'ın tabuttan çıkarılışını,kazılan derin çukura bırakılışını izledi. Gözlerini dolduran tuzlu yaşlar burnunun direğini sızlatırken bağırmak istedi.

"Koymayın Baharımı kara topraklara!"diye haykırmak istedi ama bir "Ah"tan fazlası çıkamadı dudaklarından.

"Allahım bu gerçek olmasın!" titreyen dizlerine rağmen mezarın başına vardığında üzerine döşenen tahtalara baktı.Bahar gidiyordu!

"Gidemez!"

Bir solukta bağırarak atıldı çukura. Kollarını kavrayan güçlü eller olmasa Bahar'ın yanındaydı.

"Bırak!Bırak karımın yanına gideceğim!"

Ancak kime ait olduğunu bilmediği eller bırakmadı Yavuz'u.Aksine sımsıkı tutmaya devam etti.Tim arkadaşları yaşlı gözlerle mezara toprak atmaya başladığında avazı çıktığınca son bir kez bağırdı.

"Bahar!" Tekrar dünyası tepetaklak olurken bu defa gözleri siyahlara büründü ve bir fısıltı işitti ensesinde:

"Güçlü ol oğlum.Daima güçlü dur,karın için..."

**


Yavuz gözlerini araladığında alışmakta zorlandı ışığa. Beyaz Işıklar her yerdeydi ancak adam yine de karanlıktaydı sanki. Az önce Bahar'ı toprağa vermişlerdi. Sevdiği kadının üzerine toprak atmışlardı!

Aklına dank eden şeyle alelacele yataktan kalkıp kolundaki seruma davranırken bir ses durdurdu onu.

"Nereye Yavuz?"

YEMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin