Hayat bir adım sonrasını bilmeden yürüdüğümüz, karanlık bir yoldu. Biz bugün planlar yapsak dahi öteki gün, dahası bir saniye sonra ne yaşayacağımızı bilmeden adımlardık hayat denen bu yolu.
Planlarım dahilinde yalnızca Karabayır'a ayak bastığım ana dek geçen kısım vardı. Sonrasını, ötesini düşünmeden valizlerimi toplayıp gelmiştim buraya. Tek bildiğim buraya geldiğimde beni şimdiye kadar görmediğim, bilmediğim şeylerin beklediğiydi. Tek amacım ise elimden geldiğince buradaki savunmasız, yardıma muhtaç insanlara yardım edebilmekti.
Otobüsten inip meydanda dımdızlak, bir başıma kaldığımda düşünebilmiştim ne yapmam gerektiğini bilmediğimi. Tam o anda bir yardım eli dokunmuştu omzuma. Şimdi taburun kapısında geçen gün Yavuz Komutan hakkında açıklama yaptığım adamla karşı karşıyaydım.
Yarbay Erdem Korkmaz.
Geçen hafta gözlerinde endişenin hüküm sürdüğü bu adam şimdi çelik gibi bir ifadeyle karşımda dikiliyordu. Yalnızca gözlerinde bir miktar şaşkınlık vardı. Anlaşılan askerleri buraya geleceğimden bahsetmemişti.
"Doktor Hanım? Sizin ne işiniz var burada?"
"Gönüllü doktorluk için tayinimi istemiştim Erdem Bey. Geçen haftalarda tayinimin Karabayır'a çıktığını öğrenmiş, o nedenle Yavuz Komutan ile ilgilenememiştim. Bugün meydana indiğimde buraya geleceğimi öğrenen Mücahit, Feyzullah ve Mansur, sağ olsunlar gelip aldılar beni."
Erdem Bey beklediği açıklamayı almış olacak ki o çelikten ifadesi bir miktar kırıldı ve ufacık bir tebessümle Keşanlı'ya döndü.
"Oğlum neden haber vermiyorsunuz, madem önceden biliyorsunuz geleceğini."
Keşanlı başını kaşırken masum bir gülümsemeyle önce Aşık ve Çaylak'a,sonra da bize baktı.
"Yoğunluktan unutmuşum komutanım. Bahar Yavuz Komutanım'ı ziyaret etmek istedi. Bir de kalacak bir yer ayarlayacağız."
Erdem Bey hemen elini kaldırıp bana döndü.
"İtiraz istemiyorum doktor hanım, bu gece benim misafirimsin. Hemen eşimi arıyorum, o da memnuniyetle misafir odamızı sana ayarlayacaktır."
Mahcubiyet ve çokça da sevinçle başımı iki yana salladım.Ne olursa olsun kabul edemezdim.
"Erdem Bey, rahatsız vermek istemiyorum.Yine de çok teşekkür ederim. Birkaç geceliğine bir yer ayarlasak sonra ben hemen ev bulup taşınacağım zaten."
Erdem Bey bu defa hafif bir sitemle baktı.
"Bahar, kızım n'olur itiraz etme! Rahat etmezsen yarın bir yer bakarız ama bu geceliğine gel bari. Senin yaşlarında bir kızım var, Nazlı. O da çok sevinecektir."
Çocuklara yandan bir bakış attım. Kabul etmemi istercesine gülümseyip başlarını salladılar. Ben de utana sıkıla kabul ettim.
"Peki, madem. Yine de çok zahmet etmesinler lütfen. Kendimi çok mahcup hissederim yoksa."
Erdem Bey elini omzuma koyarak tepeden güven verici bir şekilde baktı gözlerime.
"Bahar, bundan böyle bana Erdem Abi diyebilirsin. Buraya gönüllü olarak gelen bir doktoru ben güzel ağırlayamazsam mahcup olurum asıl. Hadi şimdi, git de hastanı ziyaret et. Şikayet etmiş olayım, asla yatmak istemiyor. Bir kulağını da çek."
Aniden dudaklarımda bir kıkırtı peyda oldu. Başımı salladım heyecanla.
"Tamam Erdem Abi. Çok sağ olun, her şey için."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Fanfic"Öylesine sevdim ki seni,öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar"