Biliyorum çok ama çoook geç geldi bölüm ama hem sınav haftam,hem de 3 haftadır yatak döşek hastaydım. Yeni yeni geçiyo işte. Tatilde boool bol bölüm yazarım umarım. Sizden de yorum bekliyorum bebeklerim,öbtüüüm 😘😘
**
Bir cümle,bin cümleye bedeldi bazen. Bir hayat değiştirirdi,dünyaları tepetaklak ediverirdi. Bir soru işaretine milyonlarca anlam yüklenebilirdi. Bir soruya bin ömür feda edilirdi.
"Benimle evlenir misin?
Dilim tutuldu.Yalnızca dilim değil,tüm uzuvlarım,hislerim,düşüncelerim... Doğru mu duydum diye bir telaşla bilinmezlik duygusuna kapıldığımda başımı kaldırıp baktığım adam gülümsüyordu. Yüzünde beklemenin verdiği sabırsızlık vardı sanki.
"Doğru duydun Bahar.Ve bekliyorum."
Cevabımı bekliyordu.Evet dememi bekliyordu!
"Sen...Bu yapmak üzere olduğumuz şey çok büyük,çok ağır... Ben sana nasıl bu bencilliği yaparım?"
Yavuz omuzlarımı tuttu,gözlerimin ta en derinlerine baktı içime işleye işleye.
"Sana kendi bencilliğimden bahsediyim Bahar: Evlenmek istiyorum çünkü buraya getirdiğin baharı seviyorum.Buradaki dokunuşlarını,insanları mutlu edişini görmek,hissetmek huzur veriyor. Elinden içtiğim bir bardak çay dünyanın en güzel çayı gibi geliyor. Gitmeni istemiyorum Bahar.Bu da benim bencilliğim."
Ağlamak,doyasıya hıçkırmak istiyordum. Ancak bu defa mutluluktan,duygularımın içime sığmamamasından.
"Yavuz hakkını nasıl öderim ben senin?"
Çarpık bir gülüş kondurdu güzel yüzüne.
"Bir kahveye hayır demem valla!"
**
"Gidek gidek gel gidek
Adana'ya gel gidek
Adana güzel derler
Heye gardaş gel gidek
Adana'ya gidek mi
Şalvarından giyek mi
Kebabından yiyek mi
Heye gardaş gel gidek hobaaa"
Keşanlı ve Feyzullah karşılıklı gerdan kırarken Mansur bağlamasının tellerine vuruyor, diğerleri de el çırparak türküye eşlik ediyordu. Bir operasyondan daha elleri dolu,başarılı bir şekilde dönmüşlerdi. Çok şükür ki bugün de her gün olacağı gibi ezanlar okunmuş,gökte bayrak dalgalanmıştı.
Yavuz sırıtarak içeri girdiğinde Mansur'un bağlamadaki elleri durdu,Keşanlı ve Feyzullah gerdan kırmayı bıraktı,herkesin alkış tutan avuçları merakla dizleri üstünde yerini aldı.
"Komutanım?"
Yavuz tekli koltuğa bıraktı iri bedenini. Bahar'ın gitmesine engel olduğu için çok mutluydu. Bahar adı gibi baharlar getiriyordu gittiği yere. Yavuz ondan uzakta olmak istemediğini anlamıştı.
"Efendim Karabatak?"
"Komutanım yani sorgulamak gibi olmasın da şu yüzünüzdeki sırıtışın sebebi Bahar mı acaba?"
İnkar etmedi Yavuz. Evleneceklerdi zaten,nereye kadar kendinden,duygularından saklanabilirdi ki?
"Çocuklar...Çok ani olacak,bizim için de öyle oldu açıkçası ama Bahar'ın burada kalabilmesi için bunu yapmamız lazımdı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Fanfikce"Öylesine sevdim ki seni,öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar"