16.BÖLÜM:PHOENİX

1K 69 46
                                    


Merhabaaa!! Bu bölüm benim için bol duygu geçişli bir bölüm oldu. Umarım sonunda bana sövmezsiniz ☺️. Neyse,yorumlarınızı merakla bekliyorum. Ne olur Ne düşündüğünüzü söyleyin. Sizi öpüyorum vee keyifli okumalar diyorum 💜💜

**

Simurg,çoğu kişinin bildiği adıyla Zümrüd-ü Anka...

Pers mitolojisine göre Phoenix yani Zümrüd-ü Anka Kaf Dağının ardında,hiçbir canlının varamadığı kadar yükseklerde yer alan Bilgi Ağacında yaşayan bir yaratıktır. Kimi kaynaklarda Anka'nın dev kanatlara,aslan pençesi gibi pençelere,kalın bir boyuna sahip olduğu yazardı ve tüm kuşlar Simurg'un onlara iyi geleceğine inanırlar,kendi hükümdarları olarak görürlerdi.

Bilgili Anka elinden geldiğince tüm kuşlara yardımcı olur,yaşamları için mücadele verirdi.

Bir zaman öleceğini anlayan Simurg, yaşadığı ağacın dallarını bir sıvıyla kaplamış ve güneşin kendini yakmasını beklemiş. Güneşin yakıcı ışıklarıyla yanan yaratık, küllerinden doğarak yeniden dönmüş hayata.

Bahar kendi hayatının Simurguydu sanki. Elinden geldiğince herkese yardım etmeye çalışan,yalnızlıklar, karanlıklar içinde güneşin onu yok etmesini bekleyen kadındı. Ancak onun küllerinden doğacağına dair bir umudu yoktu.

Sonra miladı olacak olay yaşanmıştı. Bahar Karabayır'a gelmişti. Daha sonrasında öylesine hızlı gelişmişti ki her şey, şimdi aynada kendisine bakan kadın inanamadı.

O da küllerinden doğmuştu. Çok daha güçlü,çok daha mutluydu.

"Phoenix gibi..." diye düşündü kendini gülen gözlerle inceleyerek.

Az sonra sevdiği adamla bir söz verecekti şahitlerin huzurunda. "Kağıt üzerinde.."olarak başlayan bu evlilik belki de ikisinin de karşılıklı aşkıyla gerçek olacak, şekillenecek,huzurlu bir yuvaya dönecekti.

Bir düğünü olmamıştı,kına yapamamıştı,ailesinden kimse yoktu ama sevdiği adamla, üzerinde beyaz bir elbiseyle evlenmek varsa kaderinde, Bahar seve seve kabul ederdi.

(Bahar'ın elbisesi)

"Baho! Kızım yıkılıyorsun!"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Baho! Kızım yıkılıyorsun!"

Odaya girip ıslık çalarak etrafında dönen genç kızı süzdü Bahar. Nazlı da eteği ve üzerine giydiği askılı bluzü ile oldukça güzeldi.

"Evet kelebeğim,yıkıldım yıkılacağım şimdi."

Nazlı yüzünü buruşturdu hoşnutsuz bir tavırla.

"Çok tatsız bir şakaydı,neyse. Ayrıca kelebek demezsen sevinirim şekerim."

Bahar biraz olsun kuyruğuna basıp onu sinirlendirmek için devam ettirdi:

"Ah,doğru! Sen başkalarının kelebeğisin."

Ardından ellerini beline koyup ona bir abla edasıyla çıkıştı:

YEMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin