Size ancak ufacık bir kesitle gelebildim bebeklerim 💜 Bölümü yetiştirebildiğim anda sizle olacağım. O vakte dek iyi bakın kendinize 💕💕
Yorumlarınızı bekliyorum ve şuraya da bir soru bırakıveriyorum
YavBah ile ilgili yakın veya uzun vadede görmek istedikleriniz nelerdir? Nasıl sahneler okumak istersiniz? Ukdeleriniz nelerdir? Paylaşırsanız çok çok mutlu olurum 🤓
**
Yavuz Bahar'ı kollarıyla iyice sarıp çenesini kadının başına yaslarken düşünceli sesiyle sordu:
"Peki baban...Yani Yıldırım Kutlu olduğunu nerden anladın?"
Bahar bir mühlet sessiz kaldı. Kurşun yarası değil,bu ihanet kesmişti nefesini. Babasının gözünü bu derece nefret nasıl bürümüştü?
"Beni nikahtan Sonra Tolga aradı Yavuz."
Yavuz sesini çıkarmasa da dikkat kesilmişti.
"Evlendiğimizi söyleyince canını yakacağız dedi. Yakacağım değil, yakacağız. Sırtını dayadığı birileri olmalı diye düşündüm. Sonra aynı cümleyi oradaki adam da söyleyince irkildim. Tolga'nın bir parmağı olduğunu anladım ancak babamın bu işin başında olduğunu anlamam.. O zihnimin köşesine sıkışıp kalmış bir anı sebebiyle oldu."
Duraksayıp nefes aldı derin derin. Canı yanmış,yarası usul usul sızlamıştı.
"Çok küçükken babamın etrafında büyük bey diyerek dönen adamlar olduğunu hatırlıyorum. Sonra annemle bir kavgalarında da aynı söz geçti. Ayrılmadan önceki son kavgaları..."
Yavuz iyice karmakarışık olmuştu. Sevdiği kadının yaşamış ve yaşıyor oldukları öylesine ağırdı ki...
"Yani annenin de mi bildiğini düşünüyorsun?"
Bahar sıvıyla dolan burnunu çekti. Ağlamayı reddediyordu. Onlar için bir damla dahi göz yaşı dökmeyecekti artık.
"Muhtemelen... Meğer etrafım nelerle çevriliymiş?"
Yavuz kadının canını yakmamaya dikkat ederek iyice kendine çekerken bir öpücük bıraktı saçlarının arasına.
"Bunca karanlığın içinde bu kadar saf,tertemiz kaldığın için teşekkürler ömrüm. İyi ki varsın,iyi ki benimsin."
Bahar huzurla çektiği nefesinin ciğerlerinde bir çiçek bahçesine döndüğünü hissetti. Belki bencilceydi ama Yavuz yanındayken hiçbir şey umrunda olmuyordu. Sanki etrafındaki her bir şey siliniyor,geriye yalnızca Yavuz'un uçurum gözleri,Yavuz'un onu sımsıkı sarmaya hazır güçlü kolları,Yavuz'un başını yaslamaya her daim can attığı çelik gibi,sıcacık göğsü,Yavuz'un güzel dudakları kalıyordu.
Her şey bir bir anlamsızlaşıyor,bir tek o kalıyordu.
"Sen benim ilacım mısın? Nasıl oluyor da acıdan kıvranan ruhum senin kollarında iyileşiyor?"
Yavuz gözlerini kapatarak alnını kadının alnına yasladı. Bahar'ın ya en içinden gelerek fısıldadığı kelimeler aslen soru değildi. Yalnızca adamın ona nasıl geldiğini anlatmak istemişti dili döndüğünce.
Dudakları yavaşça kıvrıldı Yavuz'un.
"İki insan birbirinin derdine nasıl derman olurmuş? İki kalp nasıl bir atabilirmiş? Bir kadının yokluğu nasıl cehennemmiş? Ben de çok sordum Bahar. Çokça düşündüm sen buz gibi öylece uyurken. Bir an bile dönmeyeceğini düşünmedim ama sordum işte. Her defasında aynı cevaba erdim."
Konuştukça dudaklarına değen dudakların arasından süzülen ılık nefesi düşünmemeye çalıştı Bahar. Düşünürse konuşamazdı. Düşünürse aklını yitirir, kendini o nefeste kaybediverirdi.
"Neydi o cevap?"
Yavuz kapalı gözlerini aralamadan kuruyan dudaklarını kadının çenesine, ısınan yanaklarına sürttü. Öpmüyor,yalnızca dokunuyordu.
"Bir insan bir insana yalnızca aşıkken deva olabilirmiş Bahar. İki kalp aşk ile bütünleşirmiş. İnsan yalnızca aşık olduğu kadının yokluğunda nefes alamazmış."
Soluğunu tuttu Bahar. Yaralı kalbi tekmelerini göğüs kafesine savurdukça canı yanıyordu tatlı tatlı Bahar'ın. Bu organ daha önce böylesine hızlı atmış mıydı acaba? Bir et parçası bugüne dek böylesine değerli hissetmiş miydi kendini?
Yavuz nefesi hızlanan karısının yanaklarını kavrarken iyiden iyiye karıştı nefesleri birbirine.
"Ben tüm sorularımın cevabını sende buldum Bahar. Her biri beni sana sürükledi. Sana aşık olduğum gerçeğine... Seni seviyorum bir tanem. Seni iliklerime hapsetmek istercesine seviyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/155875082-288-k450319.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Fiksi Penggemar"Öylesine sevdim ki seni,öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar"