8.BÖLÜM:BİR ESKİ SAPLANTILI AŞIK

860 79 36
                                    


Taze taze bölüm getirdim size ballı çöreklerim! Beğenip yorum yapmayı unutmayın. Öptüm siziii 😍😍💜💜💜

**

İnsan koşulsuzca güvenmeye ihtiyaç duyardı.Yaradılış gereği en azından bir kişiye sığınmak,sırrını anlatmak isterdi.Bu bir kız çocuğu için bazen annesi olurdu,bazen kardeşi,belki bazen babası. Ben ise hiçbirine sahip değildim. Bir kardeşim hiçbir zaman olmamıştı. Ablalık veyahutta kardeşlik mevkiinden her vakit eksik kalmıştım. Bu yanımı doldurabileceğim bir annem ve babam yok iken de kendime o kardeş vasfını taşıdığını düşündüğüm Eylem'i seçmiştim. Kahküllüm,atarlı dostum,Eylem'im... Annem neden beni hırs oyunlarına alet ediyor,babam niye beni sevmiyor,Tolga neden beni görmüyor diye düşünürken hep sığındığım limanım olmuştu.

Ben o limana zarar gelmesin diye canımı verebilecekken Eylem neden ateşe vermişti ki? Neden o silahı alnıma dayamıştı? Benim tanıdığım,bildiğim kahküllüm bu değildi.

Merak ettiğim soruların cevabını taşıyan tek kişi karşımdaydı. Dopdolu gözlerle yüzüme bakıyordu.

"Çok mu yaktılar canını?"

Başımı omzuma yaslayıp gözyaşlarımı salık verdim.

"Benim canımı sen yaktın Eylem! Neden oradaydın? Neden o adamların yanında,benim karşımdaydın?"

Onun da gözyaşları süzüldü kemikli yanaklarına.Fransız geni taşıdığı yüz hatlarından bile belli oluyordu.Her zaman imrenerek ve çokça da sevgiyle izlediğim yüzüne hayalkırıklığı ile bakıyordum.

"Yemin ediyorum öğreneceksin Bahar. Ben kötü biri değilim. Ben sana asla zarar vermem Bahar! Sen benim canımsın,ailemsin sen benim!"

Yalan mı söylüyordu anlayamıyordum yine de dün aklıma gelince bağırmadan edemedim.

"Ne diyorsun sen Eylem? Bir hafta bile olmadı henüz sen beni buraya yollayalı. Dün ise alnıma silah dayıyorsun! O adam bana dokunuyor ve sen onun yanında duruyorsun. Sen bu musun? Kimsin sen?"

Eylem elini uzattı dokunmak istercesine.Hıçkırıklarını yutar gibiydi. Tıpkı benim yaptığım gibi... Elimi iki yana salladım.

"Neler olduğunu öğreneceğim fakat o vakte kadar uzak dur benden Eylem!"

Bir adım,küçücük bir adım yaklaştı yanıma.

"Bahar'ım!"

Şiddetle adım atmasına karşı çıktım.

"Eylem,git artık! Görmek istemiyorum seni diyorum,anlamak bu kadar mı zor? Bak,sen herhangi bir şey yapmadın.Sen...Allah kahretsin! Benim seni çok seviyordum. Canımdın sen benim! Kıymetlimdin! Kimlere bulaştın sen Eylem?"

Eliyle yüzünü kuruladı.İçim paramparçaydı. Ona çok kızgındım. Beni,kendini bu hale getirdiği için çok kızgın,dahası çok kırgındım.

"Bahar...Tamam gidiyorum,gidiyorum ama sen her şeyi öğrenir öğrenmez geri döneceğim ve asla gitmeyeceğim bir daha,asla!"

Gözleri hüzünle yüzümde dolaştı. Sanki yanağımdaki parmak izleri,dudağımın kenarındaki patlak onda açılmış yaralardı.

Yavaşça arkasını döndü ve peçesini takarak ardına bakmadan çıktı odadan. Bense kalbimi sıkıştıran acıyla bir de boğazıma dizilen çığlıklarla kalakaldım.

"Unutalım mı şimdi kente indiğimiz o ilk günü,

Sabahlara kadar okuduğumuz o kitapları,

Sabahlara kadar düşüncelerimizde yaşattığımız hayalleri,

YEMİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin