Merhabaaa!Bu defa çok geç geldim ama aşşşşırı yoğunum, ne olur kusuruma bakmayın. Yorumlarınızı bırakın lütfeeen 💜Sizi seviyoreee
**
Adam kolları arasındaki kadını iyice sardı,yanağını yasemin kokulu saçlarına yaslayıp derince bir soluğu doldurdu ciğerlerine. Göğüs kafesi titredi aşkla,kaygıyla, yıllardır kaybetmediği heyecanla.
"Korkuyorum."
Tek kelimelik konuşma odanın duvarlarına çarpıp havada ancak ne adam, ne kadın konuşabildi dakikalarca. Adam taşıdığı hislerin karmaşası içinde yokuş aşağı yuvarlanıyormuş gibi hissederken;kadın sevdiği adamın korkuyor olmasını hazmedemiyor gibiydi. Oysa başını yasladığı bu göğüs her korkuya kucak açabilir,her zorluğu yenebilirdi.
Neydi bu tatsız his? Nedendi o güçsüz,çaresiz "Korkuyorum."cümlesi?
"Atlatacağız."
Her vakit dimdik duran o adam kadının yanında korktuğunu söylerken o'na güç veren, kararlı tavrını ortaya koyan narin bir kadındı.
Oysa cesaret yürekle ölçülürdü. Ne cüsseyle,ne bilekle biçilemezdi korkusuzluğun değeri.
Adam dudaklarını yasladı kadının alnına. Bu kollarında nefes alan, ona nefesiyle hayat veren kadın her derdin dermanıydı. Adam için kadını görmediği günler güneş doğmazdı. Bazen aylarca uzak kaldıkları olurdu,o vakit yazı,baharı bilmezdi adam. Varsa yoksa kış...Varsa yoksa iliklerine kadar onu üşüten ayaz...
"Sana aşığım ama bundan öte sana hayranım. Cesaretine tutkunum. Beni ayakta sen tutuyorsun. Sakın benden önce gitme,tamam mı?"
Kadın usulca başını sallarken içten içe adamın acısıyla kavrulmamak için Allah'a dua ediyordu. Bunu kaldıramazdı. Bir kez kaybetmişken onu bulması öyle uzun sürmüştü ki bir daha gitmesine izin veremezdi.
Nitekim öyle de oldu. Kadın bir darağacında son nefesini vermek üzere sallanırken dahi şükrediyordu. Gözü asla arkada kalmayacaktı ve aşması mümkün olmayan acıları çekmeyecekti.
**
Beklemek güçtü. Hatta beklemek bazen ölümden beterdi ancak bu bekleyişin sonunda eğer beklediğini kavuşuyorsan o geçen anların hiçbir önemi yoktu. Ölüp ölüp dirilmenin anlamı yoktu.
Yavuz çaresizlikle geçirdiği her bir anı kapının ardında bırakıp Bahar'ın yanına girdiğinde her şeye değdiğini hissetti. Bahar her bir damlasına değmişti gözyaşlarının. Yanıp kavrulduğu o dakikaların sonunda kadına kavuşmuştu ya, hiçbirinin önemi yoktu.
Yavuz Nazlı'nın arkasında odaya girdi ve doya doya izledi o bitkin yüzü dolu gözlerinin ardından.
Bahar Yavuz'un bundan böyle soluğuydu,soluydu,yüreğine dokunan güzel,biricik kadındı ve artık şükürler olsun ki yanındaydı. Bahar da bırakamamıştı Yavuz'u. Sevdiği adamı soluksuz koymamıştı.
"Canım!"
Nazlı aceleci adımlarla yatağın kenarına oturup Bahar'ın serum bağlı olmayan eline sarılıp kah avuçlarını öperek,kah gözyaşlarını dökerek sevincini dile getirdi. Bahar ise bu anlarda bir çift uçurumun hedefiydi. Yavuz sükunetle bekliyordu sıranın kendisine gelmesini. O an geldiği an Bahar'ın kokusunu ciğerlerine hapsedecek, bir daha asla bırakmamaya yemin edecekti.
"İyiyim çiçeğim. Çok iyiyim. Sizi bırakacağımı nasıl düşündünüz?"
Bahar kırık sesiyle konuşurken onun da gözleri dolmuştu. Uzandı,yavaşça Nazlı'nın yanaklarını sildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/155875082-288-k450319.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YEMİN
Fanfiction"Öylesine sevdim ki seni,öylesine sensin ki! Kuşlar gibi cıvıldar tattırdığın acılar"