26.Bölüm. (Evlilik)

705 45 7
                                    

"Kim bir deliyi buradan çıkarır ki?" Diye sordum.

"Deli olduğumun farkında olmayan biri." Dedi eğlenerek.

Ona doğru eğildim. "Bitti artık Can!" Dedim sertçe. "Bitti anla. İntikam filan kalmadı. Çıkıyormuşsun bak. Yeni bir hayata başlamak varken benimle neden uğraşacaksın! Bak ben de yeni bir hayata başlamak üzereyim.."

Elimi yakalayıp kendine çekti. "Evleniyor musun?" Tek kaşını kaldırdı. "Onunla?"

Elimi geri çektim. "Yapma."Dedim. "Lütfen mutluluğuma engel olma."

"Ne demek bu!" Dedi sertçe. "Sen bana aitsin Ülker! Başka birinin olabileceğini mi sanıyorsun?"

"Sana ait filan değilim!" Dedim dişlerim arasında.

"Bana aitsin." Dedi sertçe. "Ne istersem yaparsın sen. Benim ortağımsın sen. Benim kadınımsın."

"Sen gerçekten delirmişsin." Deyip ayağa kalkacakken bileğimden tutup engel oldu. Öyle sıkıyordu ki ağızımdan bir inleme kaçtı. Bir kaç görevli bize dönünce geri bıraktı.

"Delirdim evet. Sen delirttin. Ben sana dokunmadım Ülker. Sana o gözle bile bakmadım.  Aramızda iş arkadaşlığı vardı çünkü ama.." Gözlerimin içine baktı. "İşler değişti. Biz birbirimize aitiz. Görmüyor musun? Çevremizdekiler başka kişiler biz başka. Biz aynıyız. Diğerleri farklı. Bana yaptıklarının cezasını çekeceksin. Sonra kaldığımız yerden devam edeceğiz. Başkasına bağlı olursan benimle olamazsın."

"Selin ile iş birliği yapmışsın işte." Dedim. "Eski sevgilin değil mi? Tam senlik o."

Gülümsedi. "Kıskandın mı bizi?"

Allah'ın delisi ya. Kafayı yiyecektim şimdi!

"Üzülme." Diye devam etti. "En iyi ortağım hala sensin. Ve ben seni kaybetmeyeceğim."

"Bitti." Dedim tekrardan. "Evleniyorum ben. Sevdiğim adamla evleniyorum. Yeni hayatım olacak. Buna engel olamazsın Can. İzin vermem. Buradan çık. Kendi yoluna git. Yoksa yemin ederim öldürürüm seni."

Sandalyemden kalkıp çıkışa doğru yürümeye başladım. Yürürken bir yandan düşünüyordum da. Benim bu şehirden,bu ülkeden gitmem lazımdı. Hem de en kısa sürede.
<<<>>>
"Çıkacağını söyledi." Dedim. "Kefalet filan halletmiş işte."

Önüme çayı uzattı. "Korkuyor musun ondan?" Diye sordu.

"Kaybedecek bir şeyi kalmadı." Dedim. "Korkmamak aptallık."

"Ben büyük bir aptalım o zaman." Dedi gülümseyerek.

"Sizden hiç bir şeyden korktunuz mu Ali Bey?" Diye sordum.

Tekrar gülümsedi. "Her insan korkar." Dedi. Çayından bir yudum aldı.

Ali İnan'ın ofisindeydim. Ofise muazzamdı. Manzarası ayrı bir muazzamdı. Şu an o manzara karşı çayımızı içiyorduk.

"Özgür'ün haberi var mı gittiğinden?" Diye sordu.

"Söylemedim." Dedim. "Ama söyleyeceğim. Sır saklamak istemiyorum."

"Buraya geldiğini söyleyecek misin?"

Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Anlamıyorum. Gidecek yer bulamayınca hep sizi arıyorum. Tek siz yardım edebilirsiniz diye."

"Bence Özgür'ün başı yanmasın babasının başı yansın diyorsun." Sırıttı. "Mantıklı."

"Her neyse." Dedim konuyu dağıtmak için. "Can oradan çıkarsa başıma bela olacak."

Adı &quot;MAVİ&quot; Olsun\2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin