[9] Busan'ı bekleme burada bitir işimi.

13.9K 790 665
                                    



|9| Busan'ı bekleme burada bitir işimi.

Etrafımı çepeçevre sarmış bir türlü kurtulamadığım fakat kurtulmak istediğim o anlamsızlıklar bir türlü anlam kazanmıyordu. Boşluktaydım fakat kurtulmak istemek mantıksızdı kurtulacağımdan emin değildim. Kurtulursam bu işin içinden çıkamamaktan ve bir şekilde kapılıp gitmekten korkuyordum. Ve bu korkunun aslında hep benimle olduğunu sadece bastırılmış olduğunu o asansörde anlamıştım. O gün başkaydı Kim Taehyung her zaman çok başkaydı fakat o gün odama Hoseok'la birlikte geldiğinde ve beni savunduğunda çok farklıydı. Sadece o değil ben de farklıydım bu inkar edilemezdi. O günün üzerinden tamı tamına bir hafta geçmişti ve ben köşe bucak ondan kaçmıştım. Busan'a gidecektik bu önemli değildi Busan'ı doğduğum toprakları memleketimi içindeki insanlarla birlikte yakacaktı. Ben yanacaktım ona bu sefer kesinlikle sönmemek şartıyla yanacaktım.

"Taehyung buralarda mıydı gördünüz mü onu?" demiştim karşımda oturan alt sınıftan çocuklara. "Bugün hiç görmedik." demişti rahat bir nefes almıştım neden böyleydim bir anda ne değişmişti bilmiyordum. Onunla deli gibi Busan'a gitmek istiyordum ama bu sadece delilikti bana göre. "Hyung sana kahve almamı ister misin?" demişti karşımdaki çocuk. Ben o sırada etrafı süzüyordum. "Kahve içecek durumda değilim." demiştim bir taraftan yüzümü gizliyordum. "Gelmedi bugün gelse görürdük hep buradaydık." demişti gülmüştüm alayla. "Onu tanımıyorsunuz." demiştim gerçekten onu ben bile tanıyamıyordum. "O her yerden çıkabilir." doğruydu bu her an her yerden çıkabilirdi ve ben onunla bir haftadır yüz yüze gelmeyişimi bozamazdım.

"Taehyung geliyor!" demişti karşımdaki çocuk. Nerede olduğunu anlayamadan, "Lavaboya koş çabuk!" dediğini duymuştum. Önüme birini alarak kendime siper ettiğimde lavaboya girmeyi başarmıştım fakat arkamdan o kapı kilitlenmiş, ben kapıyı açamamıştım. "Yardım edin kapı üzerime kilitlendi." demiştim bir kaç defa kapıya tekme atsam da kapı açılmamıştı. Onun yerine kabinlerden birinin kapısı açılmış içinden bir haftadır kaçtığım adam çıkmıştı.

İnsan en çok kaçtığına yakalanırmış ben nereye kaçarsam kaçayım yine ona yakalanıyor ona tutuluyordum. "Benden mi kaçıyorsun sen?" demişti sesini bile bir haftadır duymayınca üzerimdeki etkisi artmıştı. "Kaçmıyordum neden kaçayım ki?" demiştim bana doğru bir kaç adım atmıştı. "Evet neden kaçasın ki?" demişti ona tir tir titreyen elimi uzatmıştım. "Gelme." demiştim beni dinlemiyordu. "Taehyung gelme." demiştim kaçmak istedim ondan deli gibi kaçmak istedim fakat onun duvara sabitlenen kolu bana engel oldu.

"Benden kaçıyorsun." demişti erotik bir ses tonuyla. "Kesinlikle benden kaçıyorsun." demişti kaçıyorum diyemezdim benimkisi sadece boşa gösterilmiş çabaydı. "Taehyung senden..." demiştim devamını getirmeme o izin vermemiş ben cesaret edememiştim. "Sus." demişti sadece. "Benden kaçıyorsun." keşke kaçabilme imkanım olsaydı ama yine de kaçmazdım sanırım.

"Seni özledim." demişti birden. "Seni çok özledim." özlem diyordum beynimde özlem yankılanıyordu tenim özlemden yanıyordu. Dudaklarım onun özleminden çatlıyordu kaçmak ne demekti?

"Nasıl benden kaçarsın? Nasıl seni özlememe fırsat tanırsın? Sen..." demişti alacağım nefesi dahi o an unutmuştum özlem çekiyordum iliklerime kadar. "Sen... sen... beni nasıl özleminden delirtirsin?" deliren bendim onun özleminden prangalar eskitmek tabirini yaşayan bendim. "Kaçmadım sana yemin ederim kaçmadım." demiştim bir çocuk gibi çıkmıştı sesim. "Yalan söylüyorsun çok güzel yalan söylüyorsun." demişti daha sonra yanağımda dudaklarını gezdirmiş, alt dudağı tenime baskı yaparak ilerlemişti. Yüzüm avuçlarındaydı göz kapaklarımda bile gezmişti o alt dudağı. Göğsüm hızla kalkıp iniyor o sakinliğiyle delirtiyordu beni.

bodyguard | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin