[19] Sadece sana güveniyordum.

12.1K 690 1.7K
                                    

İyi akşamlar dileyerek giriş yapayım ilk önce.. Biliyorum çok fazla gecikti ama inanın hayatım hiç yolunda gitmiyor. Hep bir koşuşturmaca içindeyim ve bir kısmını yazıp haftalardır bekletmeme rağmen ancak tamamlayabildim. Gözden geçiremedim fazla hatalarım vardır muhakkak, biraz daha bekletseydim çok geç olacaktı. O yüzden bekletmeden atmak istedim. Hatalarım varsa görmezden gelin sonra düzenleyeceğim. Kafanızda bir sürü soru işareti yetmezmiş gibi biraz daha soru işareti bırakacak bir bölüm oldu. En kısa zamanda yanıt bulacaksınız. Umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Keyifli okumalar.

|19| Sadece sana güveniyordum.

Başından beri inanarak yürüdüğüm insanların ellerimden tuttuğu yolda kaybolduğumu anlamam çok uzun sürmüştü. Elimi tutan insanların aslında avuçlarıma kirli ellerini sürdüğünü anlamam için büyümem gerekmişti. Herkes öldürdüğü birinin yaşamın kucağında kirlenen ellerinin pisliğini, kirini üzerime silmişti. Ben temiz kalabilmek içim etimi iliğime kadar kazıyıp atmayı göze alırken, en çok da benim kaybolmama sebep olan beni kirleten insanların her şeyi yolundaydı. Onlar hala tertemiz kalmıştı. Bir şeyleri anlayıp kavramaya başladığımda her şey çok eskimişti. Şimdi o yola geri dönmek istesem de dönemezdim. Bu kadar pislikle dönsem bile o yolu yürümezdi, benim zevkten kıvrılmayı tatmış parmak uçlarım. Benim tertemiz bıraktığım yolda ne hala temiz kalarak yürüyorlardı şimdi. Oysa benim üstüm başım çamur içindeydi.

Geri dönememiştim. Her sokağına çiçekler ektiğim yoluma geri dönememiştim.
17 yaşındaki kendime, Jeongguk'a bir kaldırım kenarında rastlamıştım. Dizlerini kendine çekip oturmuştu. Kanayan dizlerine bakıyordu. Bu kirli ellerimle onun kanayan dizlerine dokunamamıştım. Ben ona sırtımı dönüp terkederken, Jeongguk bir kaldırım çiçeği gibi çamurların arasında can vermişti.

O çamurların arasında ölürken bile tertemizdi, her zaman temiz kalacaktı.

Kim Taehyung bana ilk kez baktığında gözlerinde kendi çocukluğumu görüyormuş gibi hissetmiştim. Bana ilk kez kucak açtığında kendi çocukluğuma sarılıyormuş gibi hissetmiştim. Hiçbir çaba olmadan sadece gözlerime bakarken bile benimle birlikte olduğunu hissettiren bir adamdı o. Benim hakkımda konuşurken kıvrılan dudaklarına alıştırmıştı beni. O bana dokunduğunda ne kadar büyük günahlara kucak açarsak açalım, ben temizlendiğimi hissetmiştim. Ben kimseye bu denli teslim etmemiştim kendimi. Ben onun yanında uyumuştum. Ben Jeon Jungkook seviştikten sonra bir adamın yatağında uyumuştum. Sabah gözlerimi açtığımdaysa daima beni izleyen o adama feci şekilde vurulmuştum. Bana en şehvet dolu bakışlarıyla bakarken beni tutuşturduğunu sanmıştım.

O aslında gözlerime bakarken, 17 yaşındaki çocuğun ellerine balondan başka bir şey tutuşturmamıştı.

Bakışlarının altındaki masumluğuna hayrandım ben onun. Şimdi o bakışları bir heyelan gibi üzerime çöküyordu. O bakışları şu an beni parçalara ayırıyordu. O yumuşacık bakan adamın bakışları içimi titretirken, hep kirpikleriyle sevmişti beni. Bu kez o bakışları şefkatten yoksun, yıkımdan ibaretti.

Bakışları beni derinlemesine dehşete düşürürken üzerimden kalkmakla kalkmamak arasında bir yerdeydi. Sanki yanımdan kaçıp gitmek istercesine o yere dağılmış kıyafetlerini toplarken bağırmıştı bana. "Kapat telefonu!" bana bağırmasıyla yerimde sıçrarken, elimdeki telefona bakıyordum öylece. "Jungkook duymuyor musun, kapat telefonu!" demişti dudaklarım aralanmıştı fakat konuşma yetimi kaybetmiş gibi suratına bakakalmıştım.

"Kapat şu siktiğim telefonu. Kapat!" demişti bağırışı, bana hakaret edişi yüzüme bir tokat gibi iniyor, canımı yakıyordu. Oysa onun bana fısıldadığı kelimelerle beni okşayan bir adam oluşuna inandırmıştı. Elimden çektiği telefondaki aramayı sonlandırırken telefonu avuçlarının arasında sıkıp, yanımdaki boşluğa geri fırlatmıştı. "O bahsettiğin kişi, bu o mu?" demişti önce duraksayıp bu bakışlarını hak edecek ne yaptığımı düşünmüştüm.

bodyguard | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin