[18] Ben senin çocuğun olurum güzelim.

15K 747 1K
                                    

Merhaba!! Sonunda geldin ely dediğinizi duyar gibiyim cidden neredeyse bir aydır bölüm atmıyormuşum haklısınız da. Twitter'dan bana yazanlar ve sürekli bugün bugün dediğim halde atamadığım insanlardan özür diliyorum çokça. Bunu telafi ve geçiş bölümü olarak kabul edin pek bir olay yok cidden yazmaya ara vermek bana iyi gelmiyormuş. Burayı ve sizin naçizane yorumlarınızı özledim. İyi kötü tüm düşüncelerinizi dökebileceğiniz hikayemin en arsız bölümlerinden birine daha geçebilirsiniz. Keyifli okumalar.

|18| Ben senin çocuğun olurum güzelim.

Acı tüm bedenimi kapladığında ona karşı koymak, dayanabileceğimi sanıp onunla savaşmak zor gibi görünse de işin kolay tarafıydı. Herkesin içinde mutlaka mücadeleci bir ruh vardı ve biz hep onun cesaret dolu övgülerine kanıyorduk. Yeniliyorduk, hatta bu yüzden yolun başında yorgun düşüyorduk. Bunların hepsi boşa çekilmiş eziyetten başka bir şey değildi. Benim kendimi acıya teslim etmem gerekiyormuş. Benim o acıya yenilmem gerekiyormuş. O acının vücudumda bıraktığı kesiklerden Kim Taehyung tarafından öpülebilmek için benim teslim olmam gerekiyormuş. Kim Taehyung benim acılarımdan, kesiklerimden, yüzümdeki ufacık yara izimden bile öpmüştü. Ona feci şekilde kapılmamı sağlamıştı. Onun üstesinden gelmek, acıların üstesinden gelmek kadar kolay değildi.

Yüzümdeki yara izimden öpüyordu. Biz tam sevişirken, yatak bana dar olurken o yara izimden öpüyor, "Ben ölünce beni buraya, acılarına gömsünler." diyordu yanağımı sürtüyordum o esmer tenine, gömülmek istiyordum onun en derinlerine, yok olmak istiyordum. O benim acılarıma gömülecekse ilk önce benim onda kaybolmam gerekirdi. En büyük acım oydu benim. Aramızda dünyalar vardı bizim. Soluk soluğa kaldığımız saniyelerde onun sırtını yırtarak susturduğum insanlar vardı. Ağızlarını mühürlüyor, bütün insanlığın yerine, birbiri için cayır cayır yanan tenlerimiz konuşuyordu. Yara izimden öpüyordu. Tüm dünya bana bir kesik daha fazla atmak için uğraşırken onun dudaklarına dikenler de batsa, o benim yaralarımdan öpüyordu.

Erkekler ağlamaz derler ya hepsi palavraydı. Benim onun güzelliğine okyanuslar yarattığımı kimse bilmiyordu.

Kim Taehyung'un yara izimden öptüğünü kimse bilmiyordu. Her köşesi solmuş çiçeklerle dolu tenime can suyu olduğunu kimse bilmiyordu. Öyle bir öpüyordu ki yaralarımdan, mevsimler eğiliyordu dudaklarına. Kim Taehyung'un bu kadar güzel olduğunu kimseler bilmiyordu.

O zamanlardan birine kucak açmıştık yine. Daha doğrusu ben kucak açmıştım, bana kucak açan oydu. "Ağlamandan nefret ediyorum Jungkook, şunu kesemez misin?" demişti dün gece geliyordu aklıma. Gözaltlarındaki morluklar dudaklarımın altında ıslanıyordu. Odanın her bir köşesine saçılmış kıyafetlerime bakıp göz devirirken, onun parmak uçları sırtımda geziniyordu. "Mutluluktan." dedim. "Biliyorsun Taehyung mutluluktan ağlıyorum." parmakları yavaşça sırtımdan aşağı kayarken dövmemin üzerine gelmişti. "Bu kadar mutlu musun gerçekten?" demişti sandığından daha fazla mutluydum. O gün o kampüste herkes ateşe körükle giderken, o benim elimden tutmuştu. Biri gerçekten elinizden sımsıkı tutuyorsa, o yangından sağ çıkmama ihtimaliniz yoktu. Sımsıkı tutmuştu beni, ellerimi. Bu yangından böyle kurtarmıştı beni.

Şu an nerede olduğumuzu bilmiyordum. Her gün farklı bir otele gidiyor, onunla saatlerce sevişiyorduk. Evet, bunu yapıyorduk. Bir ay, koca bir ay boyunca her gün birbirimize dokunmuştuk. Gece onun kasıklarında batıyor, güneş onun kasıklarından doğuyordu. "Seni biraz daha mutlu etmemi ister misin?" demişti sırtım yatakla buluşunca güldü. Yüzündeki bu gülüşü biliyordum. Düğmeleri tamamen açık olan gömleği kollarından süzüldü. Ellerim onun karnını okşarken kemerini ne kadar ateşli çıkardığına bakıyordum. Dizlerimin üzerinde oturup o kemeri çıkartırken, kemerin ucunu karnıma vurup duruyordu. Öyle seksi bir hareketti ki, tenimden çıkan ses ve onun beni tahrik etmek amacıyla oraya defalarca kez vurması, anlatamıyordum kelimelerim yetmiyordu.

bodyguard | taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin