Medya: Crazy in LoveUzun bir aradan sonra yeniden merhabalar. Aylar sonra bölüm attığım için üzgünüm Opia bitmediği için bir türlü kafamı buraya verip bölüm atamıyordum. O da bittiğine göre seri bölüm gelecek ve kısa zaman da finali göreceğiz. Aynı zamanda evli Taekook yazıyorum umarım bir an önce atarım da bu heyecanı benimle birlikte yaşarsınız çünkü sahiden çok heyecanlıyım. Uzattığım için kusura bakmayın keyifli okumalar dilerim.
|30| Belki de birbirimizi o kadar da sevmiyoruzdur.
Karmakarışıktım.
Hiçbir şey düşünemiyor beynimin içinde en ufak bir mantık kırıntısı bulamıyordum. Beklemiyordum, ne onu ne de dudaklarından hayatımı kökünden değiştirecek o soruyu beklemiyordum. Her şey o anın içinde sıkışıp kalmıştı sanki bir anda. O tenha ve kuytu sokaklarda büyümüş sokak serserisi; ben şaşalı bir hayatta büyümüş bir çocuk. Onun ellerinde emek var, sokağın kirleri var, babasının kanı bile var benim ellerimse tüm bunlardan bihaberdi. Benim ellerim sadece onu tanıyor onu biliyordu ama yine de onu hak etmiyordu.
Kim Taehyung; karşımda dizlerinin üzerine çökmüş kimsenin önünde onu yaratanın önünde bile eğilmemiş fakat benim önümde diz çökmüş gözlerime bakıyor ve iki dudağımın arasından çıkacak o kelimeyi bekliyorken, ben hiçbir şey düşünemiyordum. Benden bir cevap bekliyordu. O gözleri öyle ışıltılı öyle hevesli parıldıyordu ki ona evet demem için her şeyi yapabilirmiş gibi bakıyordu bana. Doğru zaman kavramını tamamen o an yitirmiştim ve bir şey içimde tamamen kopmuştu.
Bacaklarım titriyordu, ondan ufacık bir farkım yoktu. Dudaklarım aralık içime dolan nefes göğsümü şişiriyordu. Bir cevap bekliyordu benden. İki dudağı heyecanla birbirine vururken benden bir cevap beklediğini biliyordum. Cevap veremiyordum, cevap vermek bir yana dursun dudaklarımı oynatamıyordum bile. Belki de hayatımın en büyük aptallığını tam o anda yapmıştım.
"Buradan gitmeliyim." demiştim. Onca geçen saniyenin, dakikanın ardından tek söylediğim bu olmuştu. Beni beklerdi. Beni saatlerce orada dizlerinin üzerinde beklerdi biliyordum ama gitmek istiyordum işte. Gözlerim dolup adımlarım çıkışa doğru ilerlerken Taehyung yerinden kalkmış ve bileğimden yakalamıştı beni.
"Gitmen gerek?" demişti soru sorar gibi. "Jungkook bu bir cevap değil." yüzümü kaldırıp gözlerine bakamıyordum. Çenesi titriyordu, hissediyordum dişlerini sıkıyordu.
"Gitmek istiyorum." demiştim ve bileğimi tutuşundan kurtarmaya çalışırken o bileğimi daha da sıkıp beni kendine çekmişti.
"Bırakmıyorum." dedi. "Duydun mu beni? Bana bir cevap vermeden buradan çıkıp gitmene izin vermiyorum." sesi çok netti bu defa. Beni bırakmak istemediğini anlıyordum ses tonundan. Bırakmak zorundaydı ona yanlış bir şey söylemek korkutuyordu beni. Bir cevap vermediğimde bileğimi dudaklarına götürmüştü usulca.
"Yüzüğü mü beğenmedin?" demişti avuç içime dudaklarını bastırırken yüzünü yana eğmiş ve elimi yanağına sürtmüştü. "Değiştiririz çok daha güzel bir yerde diz çökerim önünde. Busan'a gideriz, belki birlikte yüzdüğümüz sahile. Sonunda istediğim cevabı vereceksen eğer sana ömrümün sonuna kadar bu soruyu sorabilirim." avuç içime yanağını yaslayıp öylece gözlerime bakarken bu görüntüsü karşısında kalbimin sıkışmasını engelleyememiştim. Aniden çektim elimi yüzünden.
"Kim Jungkook olabilmem için önce boşan Taehyung." diye fısıldadım buz gibi bir ses tonuyla. "Sen evlisin ve ben bunu bile bile o arabada zaten bana dokunmana izin verdim ama bu kadar da iğrençleşme. Bu kadar da acınası biri yapma beni." içimden geçen bunlar olmasa da dudaklarımdan dökülen kelimeler bunlardan ibaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodyguard | taekook
FanficDudaklarım çatlardı onu öperken kokusu sarhoş ederdi benliğimi. Ben Kim Taehyung'a asla doyamazdım.