Merhabalar, merhabalar ve güzel akşamlar hepinize. Çok uzun bir bölüm oldu, ikiye bölecektim ama yine kıyamadım. Sindire sindire okunmanız önerilir, bazı sahneler var ben yazamadım ama siz ne olduğunu anlarsınız. Bana kızmayın, Bodyguard için dönüm noktası buydu başından beri. Yanlışlarım varsa, affınıza sığınıyor ve medyadaki şarkıyı hepinize ithaf ediyorum. Keyifli okumalar dilerim.
Medya: Sasha Sloan - Dancing With Your Ghost
|23| Senin hayatına karşılık, onun hayatı.
Bana emanet edilmiş, yirmi iki sene boyunca varlığını sorguladığım fakat onunla tanıştıktan sonra değerini bildiğim ruhumu teslim etmek, başıma dayanmış, genzime sinsice ulaşan barut kokusunun kaynağı, metal parçasının ucundan çıkacak, tahminen dokuz milimlik bir kurşuna bakıyordu. Ne yaptım ben sana diye, sormak istemiştim. Fakat ona değil, bu soruyu onu buraya gönderen, bize engel olmasına izin veren Tanrı'ya sormak istemiştim. Başıma silah dayalıydı ve o an benim düşünebildiğim tek şey, buydu. Ne yapmış olabilirdim? Onunla yattığım için, Tanrı'dan daha fazla adını sayıkladığım için mi ölmeyi hak etmiştim? Ölümle burun buruna geldiğim o kısacık an da, benim gibi arzularına, içinde baş kaldırmış tutkularının esiri olan, o insanları düşünmüştüm.
Kafama sıkarsa kurtulma şansım yoktu ama olur da, o kurşun göğsüme ya da bana saniyelik yaşama fırsatı verecek her hangi bir yerime isabet edip, bana saniyelik yaşama fırsatı verirse, onu da götürürdüm yanımda. Tanrı'nın huzuruna nasıl ölürsek öyle dirileceğimiz palavrası doğruysa eğer, biz çırılçıplak dikilecektik onun karşısına.
O beni değil, ben onu sorguya çekecektim.
Beni yarattın, onu da yarattın. Onunla beraber olduğum için ölmeme izin verdin. Bedenimi sonsuz ateşlerde yakacaksan, neden onu yanmayı göze alacak kadar güzel yarattın diye sormak istemiştim.
Taehyung'un morarmaktan çatlamış servikal bölgelerinin tadını, neden başımı döndürüp, beni yoldan çıkaracak kadar güzel yaratmıştı?
Bana, bir erkeği öpmenin bile cezasının, sonsuz bir gayya olduğunu söyleselerdi, ben Taehyung için değil dudaklarımı, bacaklarımı bile aralardım.
O yüzden başıma dayanmış silah beni zerre kadar korkutmamıştı.
"Ne istiyorsun?" diye sormuştum Hoseok'a. Öfkeli bakışlarımı gözlerine dikmiştim. O da tıpkı benim gibi, bana en öfkeli bakışlarını yollamıştı. "Benden ne istiyorsun, sevgilimden ne istiyorsun?" Taehyung'un başımı döndüren omuzlarını ondan kıskanmıştım. Örtüyü çekmiştim üzerine.
"O senin sevgilin falan değil! Seni öldürürüm, duydun mu beni?" demişti bana. Kulaklarım uğulduyordu. "Ölmek?" demiştim ona, alay eder gibi. "Sence bu beni korkutuyor mu? Bu adamı koynuma almışım ben, ölüm benim koynumda uyurken, sen beni öldürmekle tehdit ediyorsun. Sence korkar mıyım ölümden?" bitirecektim, kafama koymuştum bu işkence bugün bitecekti.
"Ona ne kadar zarar verdiğinin farkında değilsin. İçinde bulunduğun durumdan o kurtaramaz seni. O adamlar-" demişti devamını getiremeden yutkunmuştu. "Taehyung'un seni onlardan koruyacağını mı düşünüyorsun gerçekten, gücü yeter mi sence?" susmuştum, kucağımdaki adama inmişti bakışlarım.
"Ona aşığım." demiştim. "Beni kurtarmasına ihtiyacım yok. Bana kim dokunursa dokunsun umurumda değil. Ben ona ait olduktan sonra, o da bunu umursamayacaktır." demiştim ona bunları söylemiştim fakat aklımdan da, kalbimden de geçenler bunlar değildi.
Elbette umursayacaktı, gözünden sakınıyordu o beni. Bana her dokunduğunda, o nefesini tenimde hissettiğimde, kulağımın arkasında onun sesini işitiyordum. İnler gibi, hırıltılı bir ses tonuyla onun olduğumu söylüyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/162409256-288-k393353.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bodyguard | taekook
FanfictionDudaklarım çatlardı onu öperken kokusu sarhoş ederdi benliğimi. Ben Kim Taehyung'a asla doyamazdım.