Multimedya:Hongbin💙
Vixx'imiz 19 Eylül'de comeback yapıyor.😊
N askerde. Onun olmaması üzücü ama yine de bir yandan uzun bir aranın ardından dönüyorlar. Hasret giderebileceğiz. Onları merakla beklerken sizler için yeni bölüm de yazdım tabii. Bir sonraki bölümümüz de final zaten. Her neyse,bu güzel haber ile keyiflendiyseniz şimdi keyfinize keyif katıp bölümümüzü de okumaya başlayabilirsiniz. İyi okumalar.😘
Kimse şu an beni,bizi duymuyordu.
Hongbin ise çıldırmış bir şekilde bağırmaya devam ediyordu. Sinir krizi geçirdiği âşikârdı.
"Gitti o! Anlıyor musun gitti?! Gitti işte gittiii!"
Bu esnada odanın içinde duyduğumuz bir başka sesle ikimiz de sesin geldiği yöne baktık.
"Gitmedim! Buradayım!"
Hakyeon... Geldi.
Bir anda içimde yükselmeye başlayan heyecanla ona bakmayı sürdürdüm. O yanıma gelene kadar gözlerim onu takip etti.
Hongbin sırıttı. Gerçekten iyi görünmüyordu.
"Geldin demek? Ama hyung... Sana söylediklerimde sonuna kadar kararlıyım. Gelsen de bir şey değişmeyecek. Biliyorsun değil mi?"
Hakyeon gözlerini yumdu bir müddet. Derin bir nefes alıp verdi.
Yüzü çok solgun görünüyordu. Ayrıca göz altları da iyice çökmüştü. Uykusuz olduğu çok belli oluyordu.
Gözlerini Hongbin'den çekmeden sakin bir şekilde konuştu. Ses tonu... Eşsizdi. Ve ben sanki yıllardır onun sesini duymamış da şimdi duyuyormuş gibi mutluydum.
"Hongbin kendinde değilsin şu an. Biz hiçbir zaman birbirimize karşı böyle olmadık. Lütfen... Sakin ol ve kendine gel kardeşim. Lütfen..."
Hongbin'in gözünden ağır ağır gözyaşları süzülmeye başladı.
Hakyeon'a baktıkça sakinleşiyor gibiydi.
Az önce bildiğiniz çıldırmıştı ve kontrolsüzce bağırıyor, yeri göğü inletiyordu. Ama şu an sesini alçalttı. Hatta ona kulak vermeyen kişi sesini hayatta duyamazdı.
"Ben... Ben biraz yalnız kalmalıyım. Kafamı toparlamam gerek."
Akan burnunu çekti ve ağır adımlar atarak odadan çıktı. O odadan çıkana kadar ikimizin gözü de üzerindeydi.
"Hakyeon... Yalnız kalması doğru mu sence?"
Endişeyle sormuş olduğum soruyla beraber bakışları beni buldu.
Yutkundu.
Kuruyan dudağını yalayarak söze girdi.
"Onu iyi tanıyorum. Merak etme. Böyle zamanlarda yalnız kalması onun için en iyisi... Hae Soo... Hayır, yoksa Yonca mı demeliyim?"
Kırılgan bir şekilde bunu dile getirip gözlerini benden kaçırdı.
Gözlerimi yumdum. O ise bu esnada odadaki camın önüne geçmiş ve manzarayı izliyordu.
"Hakyeon ben-"
Camın yanındaki duvara sert bir yumruk geçirerek bağırdı.
"İkili oynadın! Sana hâlâ nasıl seslenmem gerektiğini dahi bilemiyorum. İki ismi de yakıştıramıyorum şu an!"
Onun bu sakinliği dolayısıyla beklemediğim hareketi karşısında bir an yatakta sıçradım.
Hâlâ bana dönmemiş ve ateş saçan gözleriyle dışarıyı izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koreli Arkadaşım Bir İdol! // VIXX(✓)
FanfictionAz önce Ken'in koştuğu taraftan genç kızlar buraya doğru geliyordu. "Nereye gitti ki?!" "Az önce buradaydı. Çok uzaklaşmış olamaz." "Ken oppa buradaysa diğerleri de buradadır kesin. Ölebilirim heyecandan." Burası aynı bu genç kızlar gibi başka kızla...