"Mmmm... Çok lezzetli cidden. Uzun zamandır yememiş ve özlemişim."
"Belli. Benimkini de ye. Çoktan doydum ben."
Der demez hiç itiraz etmeden benim tabağıma uzandı. Önümden alarak kendi önüne koydu ve yemeye devam etti.
İtiraf ediyorum. Onu böyle izlemesi acayip zevkli. O kadar komik ki...
Morali yerine gelmiş gibi görünüyor. Yani sanırım başardım.
Oturduğum sandalyede geriye yaslanarak kollarımı bağladım ve onun keyifle yemek yiyişini tebessüm ederek izledim.
Bir süre sonra telefonuma gelen mesaj sesiyle masanın üzerinde duran telefonuma uzandım. Elime alıp gelen mesajı açtım ve okumaya başladım.
Sanat Eseri: Soo-ah.
Neredesin?
Senin için şirkete
geldim ama yoksun.Hongbin'di tabii ki de. Yine merak ediyor olmalıydı.
Hongbin'in bu halleri, bana olan güveni, bana karşı gösterdiği ilgi, bana karşı belli ettiği sevgisi...
Hepsi dikkatimi çekse de açık olmak gerekirse hoşuma gidiyordu.
Kimin hoşuna gitmezdi ki?
İnsana sevildiğini en derininden hissettiriyordu. Onun yanındayken kendimi olduğumdan daha değerli hissediyordum.
"Neye sırıtıyorsun öyle? Kimden geldi mesaj? Yoksa... Yoksa mesajı atan kişi mi seni böyle mutlu eden?"
Hakyeon sorunca hemen yüzümdeki tebessümü sildim. Cevap vermekten kaçmak için ona bakarak sırıttım. Ne diyeyim çocuğa? Anlamış zaten anlayacağı kadar. Hongbin olduğunu öğrenirse Allah bilir nasıl dalga geçer?
Ah,neyse. Hongbin bir cevap bekliyordur şimdi.
Şirketin yakınındaki et restoranındayım. Hakyeon da yanımda. Birlikte yemek yiyoruz.
Sanat Eseri: N hyung mu?
Sanat Eseri:Neden ikiniz yemek yiyorsunuz?
Sanat Eseri:Şirketteyim zaten. 2 dakikaya orada olurum.
Sanat Eseri: Uçarak geleceğim bundan emin olabilirsin.
Çok tatlı ya. Alıştım resmen beni kıskanma olaylarına. Hatta şu an kıskanmayıp bana bunları söylemeseydi acayip üzülürdüm. O derece yani.
Seni bekleyeceğim.😊
Bir dakika!
Şu an hemen cam kenarında oturduğum için direkt caddeyi görebiliyordum.
Karşı tarafta elindeki telefonla olduğu yerde donakalıp elini kalbine götüren kişi Hongbin miydi?
Evet,basbayağı oydu. Attığım mesaj yüzünden miydi yoksa?
İzlemeye devam ettim.
Sol eliyle tuttuğu telefonun ekranından gözünü ayırmıyor, sağ elini de kalbine götürmüş öylece duruyordu. Birkaç saniye içerisinde heyecanla olduğu yerde sıçrayarak bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koreli Arkadaşım Bir İdol! // VIXX(✓)
FanficAz önce Ken'in koştuğu taraftan genç kızlar buraya doğru geliyordu. "Nereye gitti ki?!" "Az önce buradaydı. Çok uzaklaşmış olamaz." "Ken oppa buradaysa diğerleri de buradadır kesin. Ölebilirim heyecandan." Burası aynı bu genç kızlar gibi başka kızla...