Multimedya:Hakyeon~N💙Çok tatlı,çok masum,çok... değil mi?😍
"İşte böyle güzel kardeşim. Hakyeon seninle yani Yonca ile telefonda konuşurken bir anda telaşla ayağa kalktı. Yonca diye haykırdı. Bağırmaya devam ederken telefona Kore'li bir amca cevap vermiş. Yerini söylemiş. Hakyeon koşmaya başlayınca biz de koştuk. Seni orada, kanlar içerisinde gördü. Yonca olarak beklerken aslında uzun zamandır yanımızda olan Hae Soo olduğunu öğrenince öylece donakaldı.
Hongbin, zaten çok kötüydü. Ağlamaya devam ederken bileğindeki bilekliği görünce çocukluk aşkın olduğunu tesadüfen öğrendi. Ve ben... Kolyenin içindeki annemin resmini görünce yıllardır aradığım kız kardeşim olduğunu yine tesadüfen öğrendim.
Diğer çocuklar senin Yonca olduğunu biliyormuş ama Hongbin ve benim durumum onları da bayağı bir şaşırttı. Sen ameliyattayken buralar da bir hayli karışıktı. Babaannen,amcan ve Oya buradaydı ama hepsini gönderdim. Yüzlerine âdeta nefretimi kustum. Haklı olduğumu bildikleri için herhâlde,zorlamadılar ve gittiler.
Hongbin... Hakyeon ile sözel anlamda kavgaya tutuştu. Hakyeon'a bir şeyler söyledi ve çocuk kafayı yedi. Zaten sana çok kırgındı ve hiçbir şey söylemiyor,konuşmuyordu. Evet,gerçekten hiç konuşmadı. Sanki dili bağlanmış gibiydi. Hongbin'in söylediklerini dinledi,dinledi,sinesine çekti ve hiddetle çıktı gitti. Nereye gittiğini bilmiyoruz. Arıyoruz ama telefonu kapalı."
Başım ağabeyim olduğunu öğrendiğim Leo'nun göğsünde, sonunda dinen gözyaşlarımla onu dinliyordum.
O ise eliyle saçlarımı okşuyor ve bana olan biteni anlatıyordu.
Ağlayışımdan geriye kalan burun çekişlerimle beraber başımı Leo'nun yani abimin göğsünden kaldırdım ve yüzüne baktım.
"Ben... Hakyeon'u kırmayı hiç istemezdim. Hatta buraya bizzat onun için geldim."
Yüzümü avuçları arasına alarak tebessüm etti ve alnıma bir öpücük kondurdu.
"Biliyorum güzelim. Ken bana bildiği kadarıyla her şeyi anlattı. Yorma kendini. Hem... Bu kadar üzüntü şu an bünyene çok ağır gelmiş olmalı. Hadi yat,uzan şöyle. Biraz daha uyu."
Beni yatırdı.
Üzerime yorganı çekip alnıma bir öpücük daha kondurdu ve büyük bir tebessüm eşliğinde yüzüme baktı. Hemen ardından odadan çıktı.
Ama ben uyuyamadım.
Hakyeon kafamı yeterince meşgul ediyordu. Neredeydi acaba? Nereye gitmiş olabilirdi ki?
Çocukluk aşkımın Hongbin olduğuna inanamıyorum. Bunca zaman... Onu aradım. Ama şimdi... Şimdi neden buna sevinemiyorum?
Odanın kapısı hafifçe aralandı.
Hongbin kafasını aralık bıraktığı kapının aradından içeriye çok hafif bir şekilde çıkardı ve benim olduğum yere baktı.
Benim de uyanık olup ona baktığımı görünce tebessüm etti. Ardından içeriye tamamen girerek kapıyı kapattı.
Yanağında çukurlaşan muhteşem gamzesiyle gülümsemeye devam edip bana doğru gelirken aklıma ona her şeyi anlattığım ilk an geldi. Ben de o anı yeniden hatırlarken gülümsememe engel olamadım. Yatağımda yeniden doğrulup sırtımı yatak başlığına yaslarken o anı hatırladım.
Flashback...
"Bir de çocukluk arkadaşın. Onu bulmak için."
"Evet. Şey... Arkadaşım değil,aşk-"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Koreli Arkadaşım Bir İdol! // VIXX(✓)
FanficAz önce Ken'in koştuğu taraftan genç kızlar buraya doğru geliyordu. "Nereye gitti ki?!" "Az önce buradaydı. Çok uzaklaşmış olamaz." "Ken oppa buradaysa diğerleri de buradadır kesin. Ölebilirim heyecandan." Burası aynı bu genç kızlar gibi başka kızla...