(+18)
"cehenneme gidildiyse şayet, sensiz dönülmemeli."
Elimde bir içki, kaşımda o. Bu bütün güzelliklerin karşısına tek başına dikilebilecek bir andı. Kudretli ve görkemliydi.
Herkes buradaydı. O sıkıcı ve monoton buluşmadan sıkılan herkes.
Ben Taehyung'un arabasında arka koltukta gelmiştim, çünkü ön koltuğu Jungkook kaplıyordu. Yaklaşık on beş dakikalık sakin bir yolculuğu yutmuştum. Taehyung arada bir yol yerine dikiz aymasından bana bakıyordu ve bu, ellerimi dizlerime sımsıkı sarmamı sağlamıştı. Ondan korkmuyordum, bu daha farklı bir şeydi.
Yalan söylemem kötüydü, biliyordum. Muhtemelen onlar beni ve kızları bir şirketin veliahtı ya da o tarz bir şey sanıyorlardı. Kötü bir şey yapıyordum, farkındaydım fakat onları bir daha ne zaman görecektim? Yarın mı? Bir hafta sonra mı? Hiç sanmıyorum.
"Eğleniyor musun?" Taehyung bunu kulağıma eğilerek söylemişti. Gece klubü gibi bir yere gelmişti ve burası hem kalabalık hem de gürültülüydü. İnsanların arasında bu kadar rahat hareket etmeyenlerine şaşırmıştım.
Başımı salladım ve gülümseyerek ondan uzaklaştım. Köşede Lalisa ve Jimin hararetli bir sohbet içerisindelerdi. Jin ve Jisoo köşede hem dans ediyor hem sohbet ediyor, Yoongi ve Rosie ise pistin ortasında dans ediyordu. Yoongi bana göre soğuk ve hareketsiz bir tipti fakat şu anda onu Rosie ile sarmış dolaş dans ederken izlemek, gerçekten şaşılacak bir olaydı.
Jungkook, Hoseok ve Namjoon ise kendi kafalarına göre takılıyordu. Jjungkook yanına gelen her kadınla samimi pozlar verirken, geri kalan iki erkeğimiz ise barda içkilerini yudumluyordu. Hayatlarının ne kadar zor olduğunu biliyordum, fanların böyle bir ortamda bile onları rahatsız etmesi beni bile huzursuz ediyordu.
"Pekala Jennie," Taehyung'un konuşması üzerine başımı ona çevirdim. Ayaklı bir masanın etrafında sadece ikimiz vardık ve o, benden başka kimseyle ilgilenmiyordu.
Bakışlarını yüzümde bir süre gezdirdikten sonra, "Hangi üniversite de okuyorsun?" diye sordu.
Yutkundum. "Yonsei Üniversite." dedim bir anda telaşla. Neden bu üniversiteyi seçtiğimi bile bilmiyordum.
"Hangi bölüm?"
"Hukuk."
"Kaçıncı sınıfsın?"
"Üç."
Hızlı hızlı sorduğu ve benim de hızlı hızlı cevap verdiğim soruların sonunda, titreyen ellerimle masaya bıraktığım içkimi aldım ve dudaklarıma götürdüm. Çok fazla soru soruyor ve dik dik bakıyordu. Acaba yalan söylediğimi anlamış mıydı?
Saçımı omzumun üzerinden önüme aldım. "Fazla mı soru soruyorsunuz, Bay Taehyung?"
"Lütfen," dedi. Başını önüne eğmiş ve sempatik bir şekimde gülümsemişti. Ah, bu çok fazlaydı. "Bana sadece Taehyung de."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
first lie | taennie
Fanfic"Küçük bir kız çocuğu olduğumu biliyorum." Gözümden akan bir damla yaşı sildim ve burnumu çektim. "Ve kalbimin de ne kadar küçük olduğunu." Kafamı kaldırdığımda gözlerimin ona her baktığımda dolduğunu hissettim. Canım yanıyordu. Canım çok yanıyordu...