21 : scandal

6.2K 649 366
                                    

Yalanlar aşkı öldürür.

Aşk körpe bir eğilimdir ve sonu her zaman merhametli değildir. Kimse kimseyi sevdiği için suçlanmaz fakat bir şekilde aşıklar suçlanır. Kalp mahkemesi merhametsizdir ve sonunda her yalan aşkı öldürür. İster inanın ister saçıp savurun.

Kalbimde geçenlerin sesi kulaklarımdaydı, hüzün ise yanı başımda. Telefonumu neredeyse bir gündür elime alamıyordum. Korkum göreceklerimden, okuyacaklarımdan ibaret değildi. Telaşım yaşanacakların bir nevi ön habercisiydi. Çünkü bu işin sonu çıkmazdı.

''Tarafsız bir mekan.'' Lalisa ellerini yüzüne götürdü. ''Bir şey olmayacak.'' Sesini alçak tutmaya çalışıyordu çünkü şirket arabasının ön koltuğunda Başkanımız oturuyordu. Lalisa korku içerisinde başını bana doğru çevirdi. ''Bir şey olmayacak, öyle değil mi Jennie? Konuşulup bitecek?''

''Belki bizi açıklarlar.'' dedi Rosé, ruhsuz bir sesle. O ve Jisoo karşı koltukta el ele oturuyorlardı ve Lalisa ise başını omzuma yaslamıştı. Kafasını kaldırıp ban baktı. Solgundu. Aslında hepimiz oldukça solgunduk. ''Değil mi? Bizden onları bırakmamızı istemezler, değil mi?''

Sustum, söyleyebileceğim tek bir kelimem yoktu. Bunların hepsi benim hatamdı, en başından bu işe kalkışmamalıydım. O gece Başkanın evine girme planı yapmamalı, Taehyung'un dikkatini çekmek için onlarca plan uygulamaya çalışmamalıydım. Her şey en başından beri saç teli kadar ince bir ipin üzerinde yürüyordu. Bu zaman kadar gelmesi bile tamamen saçmalıktan ibaretti. Artık bitmişti.

Yaklaşık yarım saat sonra şirket arabası tarafsız bölgede durdu. Geldiğimiz mekan ev yemeği yapan bir yerdi ve şehrin açıklarında bulunuyordu. Şu anda çalışma saatleri içerisindeydik, pek fazla kişi uğramazdı, uğrasa bile bizi tanıyamazdı çünkü hepimiz maske, gözlük ve şapka takıyorduk. Bu iş oldukça gizli yürütülmeye çalışılıyordu. Kimse ne konuşulacağını bilmiyordu ve Jisoo'nun anlattıklarına göre çocuklarda en az bizim kadar bilgisizdi.

Kapılar bizim için açıldığında sırayla arabadan indik. Kafamı kaldırıp baktığımda park alanında tek bir araç görmüştüm. Buradaydılar ve bu tanıdık his birazdan siyaha boyanacak olan kalbimin etrafını alevlerle çerçeveye aldı.

Lalisa elimi tuttuğunda ona güven vermesini umduğum bir şekilde gülümsedim. Jisoo ve ben her ne kadar güçlü kalmaya çalışsak da içimiz yangın yeriydi ve bu yangın eninde sonunda birini yakacaktı.

Başkan bizden önce içeriye girdiğinde, gözlerim direkt kalabalık masayı seçmişti. Hepsi buradaydı, hepsi bizim gibiydi. Renksiz kıyafetler, şapkalarla gizlenmeye çalışan somurtan yüzler... Onlarda bizim gibi derbeder bir haldeydi.

Jisoo yutkunduğunda, Roseanne korku içinde başını eğdi ve Başkanımız görüş alanlarına girdiğinde, hepsi birlikte ayağa kalkarak bizi selamladı.

Bighit'in başkanı, "Hoş geldiniz." diyerek elini uzattığında, Başkan Hyun Suk başını sallayıp bir şey söylemeden elini sıkmakla yetindi.

Uzun tahta masanın bir tarafı bize, diğer tarafı onlara ayrılmıştı. Başkan ortamıza gelecek şekilde oturduğumuzda, karşımda oturan Taehyung gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Başında siyah bir şapka vardı ve şapka saçlarını gizliyordu. Herkes gibi o da simsiyahtı ve benim kadar yorgun görünüyordu.

Bighit'in başkanı ellerini birbirine kavuşturarak masaya bıraktı. ''Bir şeyler içmek ister misiniz?''

''Gerek yok.'' diye yanıtladı, Başkan Hyun Suk. ''Bence direk konuya girmeliyiz. Malum, bu gibi mekanlar uzun konaklamalar için yeterince güvenli değil.''

first lie | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin