18 : feelings

8.3K 754 749
                                    

Doyumsuz duyguların esirleri.

Kim Taehyung'un Anlatımından.

Bu kalp kimlere esir istendi de alınamadı. Bu kalp, yılları bozuk para gibi sevgisiz harcayarak yürüdü ve şimdi bu kalp, sahnede ışıl ışıl parlayan bir yıldızın gölgesinde sönüyordu.

O sesi, o gözleri, o ince beli, o kendinden emin yürüyüşü, o kıvrımlı bedeni, ipek dokulu saçları ile sahneyi doldurup taşırdı. Kendini büyüttü, güzelliğini herkese sundu. İçimdeki ona dair olan her ne varsa kıskançlık kırbacıyla dövüldü.

Kendinden emin ve pozitif görünüyordu. Sahnede oldukça profesyoneldi; gülümsemesi hiç solmuyor, sesi titremeden dansını sergiliyordu. Herkes kızlara imrenerek bakarken bizim masada gülümsemeler arasında kıskançlık cümleleri vardı.

"Gülümsemeye devam edin." dedi Namjoon iğneleyici bir tonda. "Sakın açık vermeyin."

Jimin ellerini sarı, dalgalı saçlarına geçirdikten sonra, "Lalisa'nın rap'i fazla kusursuz değil mi?" diye sordu, gülümsemeye devam etmeye çalışırken ve o sırada Jennie'nin alımlı sesi bütün bir törende yankılandı.

"Görüyorsun ya biliyorum dokunmak istediğini."

Dediğinde; biliyorsun kızım ama istediğimi asla vermiyorsun diye geçirdim içimden. Mimikleri kusursuzdu, adeta sahne için yaratılmış gibi bir havası vardı.

"Dokun, dokun, dokun tıpkı ttu-du-rup-ba gibi."

Kızım sen oradasın ben burada ve bu olacak iş değil. Sen sahneden parıl parıl aynı bir mücevher gibi parıldarken, bütün erkekler seni beğeniyle seyrederken kıskançlık nidaları atmamak elde değil.

"Tae," dedi Jungkook bakışlarımı ondan çekmemi sağlayacak bir sesle. Ona döndüğümde ise bana arsızca gülümsüyordu. "Hadi nakaratı birlikte söyleyelim."

"Olmaz." diyerek önümdeki sudan bir yudum içtim. "Malzeme vermememiz gerekiyor."

"Hadi, hadi!" diyerek ısrar ettiğinde, aynı iradeyi Hoseok'da Jimin'e gösteriyordu ama Jimin, "Ben yapmam oğlum. Zaten kıza hayranlıkla baktığım belli olmasın diye uğraşıyorum, şarkıyı söylerken sözleri karıştırıp 'Seviyorum seni' falan derim gerginliğe hiç gerek yok." diyerek masayı büyük bir kahkahaya boğdu.

Jimin'in söylediği oldukça açık sözlü çıkarım ile başımı önüme eğerek gülümsedim. Haklıydı. Kızlar çıkış yaptıkları için çok göz önündeydi. Yeni debut yapan bir gruba göre fazla göz önünde... Klipleri beklenenden de daha fazla beğeni ve izlenme almıştı ve bu da ister istemez medyanın dikkatini çekiyordu.

Işıkların altında öyle güzeldi ki, kelimelerin hepsi kifayetsiz kalırdı. Kendine özeldi, gizliydi. Binbir çeşit insanın arasından sivrilmiş bu kadının teninde bir zamanlar benim dudaklarımın izi vardı. Ah o tadı; ah o cennetten gelme tadı. O, Tanrı'nın bana bahşettiği bir melekti ve ben o meleğin tüylerini kendi ellerimle yolmuştum. Bu çok acımasızcaydı.

"Taehyung," diye bağırdı Jungkook, karşımdaki sandalyeden. Başımı çevirdiğimde ise önümdeki su şişesini işaret etti. "Hadi, kızlara eşlik edelim! Belki fark ettirmiyorlar ama burada sahneye çıktıkları için oldukça heyecanlı olmalılar."

first lie | taennieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin