VEDA ŞARKILARI
Ayna: Ölünce Sevemezsem Seni
Fikret Kızılok: Bu Kalp Seni Unutur mu?
Alper Ayyıldız:Derdim
*
Ayaz Ali,
Seni ilk gördüğümde o kokuşmuş gazinoda öylesine parlıyordun ki... Sahne ışıkları benim üzerimdeydi lakin en çok sen parlıyordun. Bir Bergen şarkısı ile kimseyi affetmeyeceğimi dile getirirken seni bana gönderen Allah kaderimde ayrı bir yol ayrımına sokmuştu beni.
Sevgilim, seni sevmek beni iyi bir insan yaptı. Zira affetmiştim herkesi. Ne önemi vardı ki babama kızmamın? Sen beni seviyordun. Ne önemi vardı bu güne kadar hiç sevilmemiş olmamın? Sen beni tüm bunları unutturacak kadar güzel öpüyordun.
Tenime dağlanan acıya dahi dayanmaya gücün yok. Öyleyse neden buradayız?
''Çok acıyor mu?''
Kafamı olumsuzca salladım. Bir dövme canımı ne kadar yakabilirdi. Sağ omzuma adı dağlanıyordu. Sonunda dövmeyi yapan kadın ellerini tenimden çekti.
''Bitti. Bir süre ıslatmayın. Sizi alabilirim beyefendi.''
Ayaz beni olduğum yerden nazikçe çektiğinde ona baktım. Benim kalktığım yere tereddütsüz oturduğunda içimde verdiğim bir iç savaş vardı. Sevgilim teninde benden bir iz olmamalıydı. Zaten ruhuna adımı dağlamamış mıydım? Neden her aynaya baktığında beni göresindi?
Boy aynasında duran kendime baktım. Bu kadarını ona nasıl yapardım?
''Ayaz. 'diye fısıldadım.
Rolüme inanması için ellerimi duvara yasladığımda korku dolu gözlerle yerinden fırlayıp bana sarıldı.
''Sarışın ne oldu?''
Üzgünüm Ayaz ama sen benden kalan izlerle yaşamaya mahkûm olacak bir adam değilsin. Sen tekrar sevmeli bu dünyayı sevmelisin.
''Ben iyi değilim.''
Gözyaşlarım sahte değildi. Onlar damla damla dökülürken Ayaz hiç zorlanmadan beni kucağına aldı. Zorlanmadı çünkü ben artık kilo kaybından ölebilirdim. Ruh 21 gram olurmuş sevgilim acaba o da gidince tabutumu tek kendin taşıyabilir misin? Zira kimim var senden başka?
Ayaz apar topar bizi dövmeciden çıkardığında beni incitmemeye özen göstererek ön koltuğa bıraktı. Bu daha da şiddetli ağlamam sebep oldu. Korku ve endişe ile dolu gözleri bana bakarken neyim olduğunu sorguluyor Allah'a dua ediyordu.
''Hayır, hayır şimdi değil Şafak.''
İri ellerimi yüzümü sertçe avuçladığında kahve gözleri bana baktı.
'' Hastaneye kadar sabret.''
Araba zaten merkezde olduğumuz için en yakın özel hastanede durduğunda Ayaz beni yanımıza kadar gelen sedyeye bırakmadan kollarında içeriye taşıdı. Çalışanların talimatları ile beni bir odaya götürüp yatağa yatırdığında onu dışarı çıkardılar.
O kadar şiddetli ağlıyordum ki doktor önce fiziksel bir darbe alıp almadığımı kontrol etti.
''Beni duyuyor musunuz?''
Kafamı salladım. Doktor bir şey anlamamış olacak ki dikkatle bana bakıyordu.
''Sorun ne? Nereniz acıyor?''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Acıya Meftun
Teen Fiction"Senin adın Şafak .Zihnimde ihtilalin var." Onun adı Ayaz Ali Akad .Fısıltısı vurur kimsesiz kıyılarıma. "Benim adım Şafak zihnimde bir mayın var." Ölmek üzere olan bir kadının ruhunun güncesini, bir genç adamın kalbinin sapmış pusulasını...