Bölüm.15

33.4K 1.2K 48
                                    

İkra

Gecenin zifiri karanlığı beni içine çekiyordu sanki.
İçimde böyle karanlıktı artık. Ne bir ışık nede küçücük bir umut yoktu yüreğimde. Omzumda hissettiğim el'le irkildim "uyuyamadın mı?" Bedirhan'ın sorusuna cevap vermeden cam kenarından çekilip yatağa girdim yorganı üstüme çekip gözlerimi kapattım onun yüzünü görmek istemiyordum.
Sesi kulaklarımda yankılanıyordu uyuyamıyordum.

"kimden bu çocuk Demir şerefsizinden değilmi"

"bunun için mi koynuma girmek istedin çocuğu bana yamamak için mi"

Unutamıyordum unutmakta istemiyordum nasıl başka biriyle birlikte olduğumu düşünmüştü
Okadar ucuz'muydum onun gözünde. namusum iffettim yokmuydu.

Kulaklarımı kapatıp uyumaya çalıştım olmuyordu. Yataktan kalkıp salona gittim şömine yanıyordu hala ateş sönmesin diye odun atıp oturdum.

Sabaha karşı sedirin üstünde uyumuştum.
Uyandığım'da üstümdeki ağırlığın bataniye olduğunu anlamıştım gözlerimi açtığımda yanımda uyuyan bedirhanı görünce hızla doğruldum hareketlenmeyi hissetmiş olacakki oda uyandı.

Yüzüne bakmadan "eve gitmek istiyorum"dedim

"Kahvaltı yapalım gideriz"dedi ve yanımdan kalkıp mutfak'a girdi bende elimi yüzümü yıkayıp şöminenin başına geçtim hala yanıyordu Bedirhan yakmış olmalıydı.

Tepsiyle gelen Bedirhan'a baktım çok düşünceli bir eş gibi davranıyordu şu an önüme koyduğu tepsiye baktım özenle kahvaltılıkları yerleştirmişti
"Hadi yap kahvaltını"dedi tepsiyi işaret ederek sonra tekrar mutfak'a gitti ve elinde iki çayla geldi.

"Canım kahvaltı yapmak istemiyor"dedim şömineye bakarak konuşmuştum.

"Ozaman burdayız desene"diyip çayından bir yudum içti.

"Canım istemiyor diyorum neden anlamıyorsun burda da kalmak istemiyorum"dedim bu defa yüzüne bakarak konuşmuştum.

"Peki sen mi yemek istersin ben mi zorla yedireyim"dedi

Sinirle elime çatalı alıp zeytin almaya çatıştım okadar uğraşıma rağmen zeytini alamamıştım "sakin ol zeytinle kavga ediyorsun"dedi ve çatalı elimden alıp zetini çatala batırıp bana uzattı.

Elindeki çatalı alıp derin bir nefes aldım. Bir şeyler yiyip "yedim hadi gidelim artık"dedim

Kapıya doğru yürürken durup üstüme baktım hala onun eşofmanı üstümdeydi. Geri dönüp "elbisem nerde"dedim

"Kurutup dolaba astım"dedi
Hızla yanından ayrılıp odaya girdim dolaptan elbiseyi alıp giydim ve odadan çıktım "hazırım"dedim
Yoktu nereye kaybolmuştu etrafa bakınınca mutfaktan elinde surahiyle çıktığını gördüm elindeki su dolu surahiyle şöminenin ateşini söndürüp
Bana döndü "hazırsan çıkalım"dedi
Başımı sallayıp kapıdan çıktım arabaya binip yola koyulmuştuk.
Bütün yol boyunca hiç konuşmamıştım konağa gelince arabadan inip hızla odaya çıkmıştım.

Kendimi banyoya atıp güzelce yıkanmıştım. Su çok iyi gelmişti. Ama çok üşüyordum.

Dolaptan aldığım yeşil uzun kollu elbiseyi başımdan geçirecekken vucudumda'ki morlukları aynadan gördüm yine yüzüm düşmüştü.
iç çekip saç kurutma makinasını alıp saçlarımı kuruttum yüzüm ne hale gelmişti makyajlada kapanmazdı yatağa oturup yüzümü ellerimin arasına aldım ve gözyaşlarımı özgür buraktım.

Odadan hiç çıkmicaktım morluklar geçene kadar. Yatağa girip üstümü örtüm başım ağrıyordu ve bogazım şişmişti konuşacak halim bile yoktu üşüyordum yorgana sarılıp ağlamaktan kızaran gözlerimi kapattım.

*****
Bedirhan

Abimi hastaneden alıp eve getirmiştim akşam yemeği yemiştik ve İkra hiç aşağıya inmemişti masayı toplayan Berfin'in yanına gidip  "Hanım Ağan aşağı indimi bugün"dedim

Berfin "yok inmedi Ağam ben baktığımda uyuyordu"dedi

Sedir'de oturan Abim'e baktım
Arslan şerefsizi Dağ gibi Abim'i ne hale getirmişti yumruğumu sıkıp Abim'in yanından ayrıldım ve yukarı çıktım odaya girdiğimde İkra hala uyuyordu. Yanına yaklaşıp saçlarını okşadım yüzündeki izler morluklar bıcak gibi saplanmıştı yine kalbime her gördüğümde yaptıklarımı tokat gibi yüzüme vuruyordu.

Biraz daha yaklaşıp Sessizce kulağına fısıldadım "keşke böyle olmasaydı güzelim keşke"diyip iç çektim ve yüzündeki morluğa dokunmak için elimi uzattıp yüzüne dokunduğum da Ateş gibi yanıyordu ateşi vardı ve bütün gün böyle yalnız uyumuştu.

Hızla üstünü açıp "İkra"dedim
Omuzlarından tutup sarsmama rağmen uyanmamıştı kucağıma alıp banyoya götürdüm ve soğuk suyu açtım. İkra'yı kollarımın arasına alıp suyun altına girdim soğuk suyu hissedince çırpınmaya başladı
Daha sıkı sarılıp "korkma ben burdayım iyi olacaksın"dedim ve kollarımın arasında çırpınan ikra'ın üstündeki elbiseyi çıkardım. Ve tekrar sarıldım titriyordu ve bana sıkıca tutunmuştu.

Kucağıma alıp banyodan çıktım ve havluyu üstüne sarıp vucudunu kurutmaya başladım titreyen eliyle elimi tutup itti yardım etmemi istemiyordu. Dolabı açıp kışlık pijamalardan çıkarıp yatağın üstüne bıraktım ve çekmeceden iç çamaşırlarını da alıp yatağın üstüne koydum kendi kıyafetlerimi de alıp banyoya girdim.
Üstümü değiştirip banyodan çıktım gördüğüm manzara karşısında sadece yutkuna bilmiştim İkra sütyenin popçasını takmaya çalışıyordu ama yapamıyordu ve fark ettiğim bir şey daha olmuştu. Bu kızın vucudu bu kadar güzelmiydi tekrar yutkunup kendime geldim ve kıza yardım etmem gerektiğini düşünerek yanına yaklaştım ve takmaya çalıştığı sütyenin popçasını takıp kazağı başından geçirdim halsiz ve konuşmaya hali yoktu ama o haliyle bile beni itmeye çalışıyordu kazağı giydirip saçlarını geriye doğru attım ve saç kurutma makinasını getirip saçını kuruttum daha çok hasta olmasını istemiyordum. Saç kurutma makinasını banyoya götürdüm ve gelip tekrar ateşine baktım derin bir oh çektim ateşi yoktu. Kucağıma alıp yatağa yatırdım ve üstünü örttüm

Aşağı inip Berfin'e çorba yapmasını söyledim ve hala sedir'de oturmuş dışarıyı izleyen Abimin yanına gidip oturdum "Odana götüreyim mi Abi"dedim

Abim"Olur koçum"dedi

Abimi kucaklayıp tekerlekli sandalyeye yerleştirdim ve odasına götürdüm. Üstünü değiştirip onuda yatağına yatırmıştım üstünü örtüp

"Bir ihtiyacın varmı Abim"dedim

"Yok koçum senide yordum"dedi mahçup bir şekilde.

"Ne yorması olurmu öyle şey Abi"dedim

Ve tekrar konuştum "Seyfi kapıda olacak bir şey olursa seslen yardım eder hadi Allah rahatlık versin Abi"diyip hızla odadan çıktım ve mutfağa yöneldim Berfin elinde tepsiyle mutfaktan çıkıyordu gidip tepsiyi elinden alıp yukarı çıktım

Odaya girdiğim de İkra tekrar uyumuştu yanına oturup "İkra hadi uyan çorba getirdim"diyip elimle yüzüne gelen  saçlarını düzelttim İkra gözlerini aralayıp bans baktı ve tekrar gözlerini yumdu. Bebek gibi uyuyordu okadar masum'du ki.
Ama benim yüzümden o narin teninde olan morlukları görünce yine kalbime bıcak saplanmıştı kendimi lanetler ediyordum içimizde en masum en günahsız olan kişi İkra olmasına rağmen en büyük acıları belkide ona yaşatıyordum.

Tekrar elimi saçlarına götürüp
"Uyan hadi çorba soğumadan içmen gerek"dedim ve elimi başının altına koyup onu doğrulttum. Halsiz ve bitkindi. arkasına bir yastık daha koyup tepsiyi aldım ve ona çorba içirmeye başladım zorlukla ağzını açıyordu ve biraz kendine gelmişti sessizce bir şeyler söyledi anlamamıştım bir kaşık daha çorba içirip "tekrar söylermisin ne dedin"diye sordum.

gözlerime bakıp sessizce "senden nefret ediyorum"dedi bu defa anlamıştım hüzünle gülümseyip
"Biliyorum"dedim.

Nefret etmekte haklıydı kim canını acıtan birini severdiki?

******

Bölüm sonu☺

MAHKUM GELİN (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin