Işarete bakıyordu. Ölüm Yiyen işaretime (medya)...
Onu kapattığıma eminim nasıl açılmıştı ?? Daha sonra yere baktım. Kapattığım şey Black beni geri çekerken ya da başka bir zamanda düşmüştü. Black o işareti anlamaya çalışıyordu. İşte şimdi işim bitti diye düşünmüştüm. Burası çok kalabalıktı ve bir bağırsa herkes öğrenebilirdi... Umarım anlamazdı, ikimiz olsaydık onun hafızasını silebilir veya başka bir şeyler yapabilirdim ama burada... Tamamen gafil avlanmıştım. Black yüzüme bakmaya başlamıştı. Gözleri ile işareti gösteriyordu. Ne dicektim ?? Neden bu kadar fazla endişeleniyordum ki ?? Hemen bir şeyler uydurabilirdim.
"One ??"
Ya anlamamıştı ya da salağa oynuyordu. O benim yeşil gözlerime ben ise onun gri gözlerine bakıyordum.
"Ben Slytherin 'liyim. Bu yüzden yılan var. Gülleri severim. Bu yüzden de gül var. Kuru kafa ise bana ailemin öldüğü zamanı hatırlatıyor."
Teknik olarak yalan bilgi değildi. Ikisi doğruydu. Sonuncusu ise e annem ölmüştü yani bu da doğru sayılırdı. Merlin kendimi ikna etmeyi çok iyi beceriyorum. Bana bakışları değişmişti. İğrenme ve acıma vardı bakışlarında...
......
Hala dans ediyorduk. Ve galiba bu işaret olayı da çözülmüştü. Bazı kişiler gitmişti. Kimisi kendi ortak salonlarına, kimisi yatakhanelerine. Black yüzüne sinir bozucu bir gülümseme yerleştirdi.
"Anlıyorum Slytherin' lisin ama bu kadar yılan da fazla değil mi ??"
Bende karşılık olarak yalandan bir gülümseme takındım.
"Sana mı sorucam kıvırcık ??"
Gözlerimiz sanki birbirine kelepçelenmişti. Salon giderek daha da boşalıyordu. Neredeyse sadece biz kalmıştık...
"Sence neden o kağıtlarda birbirimizin adı yazıyordu ??"
"Bunun nedenini çok iyi biliyorsun."
"Ama gerçek nedenini bilmiyorum. Black biz birbirimizi sevmiyoruz... Sevemeyiz de za-"
"Neden ?? Wanda benden sakladığın şey ne ??"
"Bunu da nereden çıkardın ??"
"Hislerim kuvvetlidir."
Panik olmuştum. Ah bir bilsen senden neler neler saklıyorum, bir daha yüzüme bakmazdın... Onu kaç kez gözlüklü ve Lupin ile konuşurken duymuştum. Ölüm Yiyenlerden nefret ediyordu... Hele ki benim Karanlık Lordun kızı olduğumu öğrense... Belki de kendisi teslim ederdi beni ruh emicilere... Gözleri anlayamadığım bir şekilde bakıyordu... Aramızdaki minicik aralığı da kapatmaya başladı... İşte geliyordu, artık dans etmeyi de bırakmıştık. Bir eli belimde diğeri ise yanağımdaydı. Bunun olmasına izin mi vericektim ?? Yoksa bu büyülü anı bozucak mıydım ?? Ben ona karşı bir şey hissetmiyordum ki... Tam dudakları dudaklarıma deyecekken gözlerimi kapattım.
"Başka birisi var..."
Demiştim. Durdu. Gözlerim açık ona bakıyordum ne tepki vereceğini merak ediyordum. O da gözlerini açtı ve gözlerime baktı. Tek bir duygu kırıntısı bile yoktu gözlerimde... Ellerini salık bıraktı ve uzaklaştı... Gözden kayboldu... Kendime geldiğimde kimsenin bakışları umurumda olmadı, zaten Meda ve James dışında bir kaç çift vardı. Gözlüklü Black 'in peşinden gitmek için ayrıldı. Bende kendimi bahçeye attım. Benim arkamdan da Meda gelmişti. Yasak ormana doğru gidiyordum. Derinlere geldiğimizde ağaçları yıkmaya başladım. Sinirimi çıkarmam gerekiyordu yoksa birisi benim elimden sağlam bir cruciatus laneti yiyecekti. İçimde biriken kaos büyüsü gerçekten de dışarıdan hissedilir bir boyuttaydı. Ama neden bu kadar sinirliydim ?? Bu kadar sinirlenicek bir şey yoktu ortada. Derin nefesler almaya başladım. Ağlamak istiyordum fakat ağlamadım. Göz yaşlarımı zehir gibi içime akıttım... Daha sakin olduğumda Meda ile konuştum, neler olduğunu ona anlattım. O da sevinse mi üzülse mi bilememişti. James ile olanları anlatmayı çok istiyordu bu her halinden belliydi ama benim durumum ortada olduğu için anlatmaya çekiniyordu. Yüzüme bir tebessüm koyarak sordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçindeki Beyazlar...
Teen FictionHayatı günahlarla çevriliydi. Yedi yaşından beri... O babasının sayesinde en güçlü ve korkusuz cadı olmuştu... O üvey kız kardeşinin ve diğer kişilerin hep imrenerek baktığı bir kız olmuştu zekası ile, yeteneği ile, karanlık lordun gözdeliği ile...