.İhanet, Aşığım.

443 26 33
                                    


  Regulus ile bahçede yürüyorduk.

Kimsenin olanlardan haberi yoktu. Tabii bizimkiler istisnaydı. Ruh emiciler ile karşılaştığımız akşam benim ortak salona girmeme Regulus ve Cissy yardım etmişti, sanırım Sirius ilk kez bir Slytherin olmadığı için değişik bir duyguya girmişti. Regulus 'un dediğine göre bütün gece mesaj yollamış ve benim nasıl olduğumu sormuş Regulus da en sonunda fena bir küfür ederek Sirius 'un sesini kesmiş.

Yürürken golün orada Sirius 'u ve bir kızı görmüştük, ben kaşlarımı çattım ve anlamaya çalışan bir ifade takındım, Regulus nereye baktığıma bakınca o da minik bir şok geçirdi sanırım, dün o kadar endişelenen adam bu gün başka bir kız ile gülüyordu...

Umursamamazlıktan gelmeye çalışarak Regulus 'u tutup gitmeye çalışıyordum ama Regulus hiç oralı bile olmuyordu. Sirius 'a doğru sinirli bir şekilde yürüyordu, ben de ona yetişmeye çalıştım.

Sirius bizi karşısında görünce biraz afallamıştı yüzü az önceki gibi şen şakrak değildi, sevinmemişti bizi gördüğünde.
Yanındaki kız bir Weasley' di apaçık belliydi, boş bakışlar, kızıl saçlar ve olmayan bir güzellik. Yani beni bununla mı aldatıyordu ?! Ben onu kanıbozukluktan kurtarmaya çalıştıkça o kendisine kanıbozuk aptal Weasley 'ler buluyordu aman ne harika (!)

Regulus ben kızı süzerken Sirius 'a bir tane geçirmişti. Ne olduğunu bile anlayamamıştım Weasley kızı ve ben hemen araya girdik Sirius çenesini tutuyordu Regulus ise vurduğu elini sallıyordu betona vurmuştu sonuçta acımış olması normaldi. Regulus 'u zar zor tutuyordum.

  Etrafımız iyice kalabalıklaşmıştı, kalabalıktan Meda ve James hemen göze çarpıyordu. Meda olanları anlayamıyordu ve benimle birlikte hemen Regulus 'u tuttu. James ise Sirius 'un yanına gitti onunla konuşmaya çalışıyordu ama Sirius bağırmaya başladı.

  "Herkes beni dinlesin! Ben bu gördüğünüz kızıl bombaya aşığım..."

Dedi ve Weasley kızını herkesin için de öptü... Regulus 'u tutmayı bırakmıştım, ne diyeceğimi bile bilmiyordum. Meda da durgunlaşmıştı Regulus da. Göz yaşlarımın beni hayal kırıklığına uğratarak döküleceklerini hissettiğim gibi yavaşça uzaklaştım. Okulun içine, nereye olduğunu bilmiyordum ama kalbim sanırım ilk kez bu kadar tuhaf bir ritimde atıyordu.

  Bunu nasıl yapabilmişti? Göz yaşlarımdan dolayı yollar buğulu görünüyordu. İçim intikam ateşi ile yanıp kavruluyordu, durdum, yüzüme bir gülümseme yerleştirdim, göz yaşlarımı sildim artık ben de bu kumara dahil olmaya karar verdim. Gittiğim yönden döndüm ve kızlar tuvaletine doğru hızlı bir şekilde yürümeye başladım...

   Bu bölüm kısa oldu, uzun zamandır yazmıyordum. Geçen günlerde yazdım ve kaydettim ama silinmişti arkadaşlar bu bölümü 3. Kez yazıyorum. Umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyorum...




 Karanlığın İçindeki Beyazlar... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin