Tuvalette kimsenin olmadığından emin olunca elimi musluklarda gezdirdim. Yılan motifini hissedince biraz gülümsedim çataldilinde bir şeyler mırıldandım ve çeşmeler birbirinden ayrıldı ve merdivenler,
Pekala bunu iyice düşünmeliydim çünkü eğer aşağı inersem bunun dönüşü olmayacaktı. Bir iki saniyenin ardından aşağı indim kırık kemiklerin çatırtısı bana eşlik ediyordu. Kapıya gelince tekrar çatal dilinde bir şeyler söyledim ve yılan hareket etti. İçeri girdiğimde onu çağırmam gerektiğini biliyordum Salazar Slytherin' in heykelinin önüne geçtim ve çağırdım. Çok geçmeden heykelin ağzı açıldı ve içinden görkemli basilisk çıktı etrafımda dolandı ve sonra önüme gelip başını eğdi, evet dünyanın en asil yaratıklarından birisinin önümde eğilmesi cidden güzeldi...
Sırlar odasından çıktım ve tekrar mühürledim. Koridorlarda hızlı bir şekilde ilerliyordum.
Umarım düşündüğüm gibi bir aşk iksirinin kurbanısındır Black yoksa seni basilisk yemi yapmaktan da beter ederim...
Gece olmuştu, ben hala daha kopacak kıyameti bekliyordum. Şöminenin karşısındaki koltuğa oturmuştum ve ateşi izliyordum. Cissy ve Meda iyi olmadığımı ve artık yatmam gerektiğini söylüyorlardı ama ilk kez onlara bir Riddle olduğumu hatırlatmıştım onlar da yatakhaneye ilerlemişlerdi istemiye istemiye.
Şimdi de yanıma erkekler yatakhanesinden Rodolphus gelmişti saçlarını karıştırdı ve beni fark etti, önüme geldi ve beni koltuktan kaldırdı daha geniş ve rahat bir koltuğa oturttu.
"Bak o kanı bozuk ve sürtük Weasley yüzünden daha fazla ağlamanı istemiyorum. "
Rodolphus diyene kadar ağladığımın bile farkında değildim.
"Ben iyiyim Rodolphus, hatta daha da iyi olacağım."
"Ne- ?"
Ve beklediğim çığlıklar baş göstermişti. İkimiz de kapının oraya baktık sonra Rodolphus anlamayan gözlerle bana baktı.
"Sen ne yaptın Wanda ?.."
Sessiz kaldım. Aşağıya öğrenciler akın etti. Herkes dışarı çıktı ve çok geçmeden kızlar tuvaletinin kapısından görünen kan herkesin çığlık atmasına sebep oldu. Profesörlerin hepsi buradaydı, ben de ilgili görünmeye çalışıyordum açıkçası fazla da umrumda değildi. Rodolphus da benim yanımda duruyordu ama bana kaçamak bakışlar atıyordu. Gözlerim Sirius 'u aradı ama hiçbir yerde yoktu...
Olanlardan sonra herkesi ortak salonlarına yolladılar. Ben de yatağımda yatıyordum. Evet bir cinayet işlemiştim ama bu kadar insaflı olmam da beklenemezdi benim olan benimdir.
Uykuya dalmayı bekledim bekledim vee bekledim ama içimde bir huzursuzluk vardı. Yatakta oturup ayaklarımı sarkıttım ve yataktan kalktım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçindeki Beyazlar...
Teen FictionHayatı günahlarla çevriliydi. Yedi yaşından beri... O babasının sayesinde en güçlü ve korkusuz cadı olmuştu... O üvey kız kardeşinin ve diğer kişilerin hep imrenerek baktığı bir kız olmuştu zekası ile, yeteneği ile, karanlık lordun gözdeliği ile...