Şu an trendeydik. Gerçekten de harikaydı (!) Sirius 'dan kaçmaya çalışırken onunla aynı evde kalıcaktım. Kaçabileceğim yerler iyice kısıtlanmıştı. Elbet Sirius beni bir köşede yakalayacaktır diye düşünüyordum. Kompartmanda tek başıma, camın yanında oturuyordum. Biz kalabalık bir grup olduğumuz için kompartmana sığamamıştık. Bende kendimi boş bir kompartmana atmıştım. Kafamı ara sıra sarsılan cama yaslamıştım ve dışarıyı seyrediyordum. Meda 'lar benim için endişeleniyorlardı, bunun farkındaydım. Her ne kadar onlar belli etmemeye çalışsalar bile... Kompartmana birisinin girdiğini hissettim. Ses çıkarmadan yanıma geliyordu, nefesini çok yakınımda hissetmiştim. Asamı hazırladım ve bir anda arkamı döndüm. Asam o kişinin boğazına sertçe bastırılmışdı. Yüzüne baktığımda onun Sirius olduğunu gördüm. Asamı boynundan çektim ve yine cama döndüm. Yanıma oturdu, derin bir nefes verdi."Neyin var Wanda ??"
"Sirius ??"
"Efendim ??"Direk gözlerinin içine bakıyordum. Ona Avery ile olan nişanlanma konusunu anlatmalıydım...
"Beni seviyor musun ?? Tüm kalbinle cevap ver... Düşünerek cevap ver... Karşımıza ne zorluk çıkarsa çıksın, yinede beni sevmeye devam eder miydin ??"
İşte bu sorunun cevabı benim için çok önemliydi. Gözlerimin yandığını hissettim sanırım göz yaşlarım gün yüzüne çıkmaya karar vermişlerdi...
"Elbette seni seviyorum Wanda... Sorun ne ?? Bak sana yardımcı olmak istiyorum..."
"Sirius beni sevmemen lazım..."
Bu cümleyi söylerken sesimin titrememesini sağlayamamıştım... Tabii bunda gözlerimde biriken yaşların da etkisi büyüktü...
"Neden seni sevmeyeyim ki ?? Wanda benim bilmediğim bir şey mi oldu ?? Konu ailen mi ?? Neler oluyor Wanda ?? Ben artık bu bilinmezlikle, seni her gün mutsuz görüp de hiçbir şey yapamadan yaşamak istemiyorum..."
"Sirius... Babam beni... Avery ile evlendirecekmiş... "
Şaşkınlık duygusu bedenini sarmıştı. Kısa bir süre içinde buna sinir duygusu da eklenmişti. Ne tepki vereceğini, ne söyleyeceğini merak ediyordum...
"Ne ?? Ne demek babam beni Avery ile evlendirecekmiş ?? Wanda sen ciddi misin ?? Nasıl ve neden ??"
Hah ! Bu sorulara nasıl cevap vericektim ben şimdi? -Evet ciddiyim Sirius. Babam onlar safkan ve ölüm yiyen diye beni o malla evlendirecekmiş.- Ölüm Yiyen kısmı dışında aslında iyiydi.
"Evet ciddiyim Sirius. Babam onlar safkan ve Slytherin 'li diye beni o malla evlendirecekmiş. Daha güçlü olacağını düşünüyor. Ki şurada da haklı ki Avery gerçekten de güçlü bir safkan ailesi. Kutsal 28 'de bir kere."
Gerçekten de sinirli görünüyordu ve bu benim hiç hoşuma gitmiyordu. Sinirden sahte bir kahkaha attı ve konuşmaya başladı.
"Onlar Kutsal 28 'de de Black 'ler başka bir yerde mi ?! Safkanmış, Slytherin 'deymiş (!) Black 'ler Muggle kökenli mi ?! Bizim soyumuzda bilmem kaç yıl boyunca Slytherin 'e seçildi! Black 'ler de en az Avery 'ler kadar güçlü bir aile !"
"Yalnız Sirius, sen Gryffindor' lusun ve babam için de bu ağır basıyor. Sende safkansın ama onun gözünde sadece "Kanı Bozuk, Gryffindor' lu Black " sin. Benim gözümde öyle değilsin ama."
Son cümlemin üzerine yandan sırıtmaya başlamıştı, bende sırıttım.
"Senin gözünde neyim ki ??"
"Benim gözümde, aptal, asi, cesur, kıvırcık bir Black 'sin."
"E güzelmiş. Ben bizimkilerin yanına gitsem iyi olucak, sonra gelirim."
Dedi ve çıktı, bende yine aynı pozisyonumu aldım. Kapı yine açılınca arkamı gülümsememle dönmüştüm, fakat gelen kişiyi gördüğüm gibi yüzüm düştü. Gelen Avery 'di...
"Ne var Avery."
Yanıma oturdu ve kolunu bana dolamaya çalıştı.
"Müstakbel eşimi görmeye geldim."
Onu ittirdim ve başka bir koltuğa geçtim.
"O öyle olmayacak. Ben seninle asla evlenmem."
"Sana ne hacet Karanlık Lord kabul etti. Sonuçta ben o Kanı Bozuk, Gryffindor' lu Black 'den daha iyi bir adayım."
"Hemen laflarını geri al ! Ona öyle diyemezsin!"
"Yalan mı. Karanlık Lord onun gerçekten de seninle olmasına izin verecek mi sanıyorsun ??"
Gülmeye başlamıştı. Bu beni daha da sinir ediyordu. Bir insan bu kadar itici olabilir miydi ?? Tipine bakan da bir şey zannederdi. Siyah dalgalı saçları, iyi yapılı ve yeşil gözleri vardı. Tam Slytherin' e yakışan bir tipi vardı. Ama sadece tipi yakışıyordu. Ama haklıydı. Babam asla izin vermezdi. Gryffindor' luluk bile bir yana. Onun gözünde Kanı Bozuk'tu. Ve ona göre kanını böyle sefiller ile kirletemezdi. Asıl bu sefille kirletecekti kanını haberi yoktu... Kapıyı kilitledi ve perdeyi de kapattı. Ne yapacaktı bu ?? Asası ile birkaç büyü mırıldandı ve beklemediğim bir zamanda asamı elimden kaptı. Giderek bana yaklaşıyordu. Beni öpmeye çalışırken ona bir tokat attım. Yanağı yana doğru kaydı ve yavaş yavaş bana baktı. Daha sonra o da sinirlenerek bana tokat atmıştı... O benden fizik olarak daha iri yarı olduğu için ben koltuğa savrulmuştum. Kafamı kaldırıp baktığımda benim üzerime doğru geliyordu...
"Seni ne zamandır arzuladığımı tahmin bile edemezsin..."
"Sen ne dediğinin farkında mısın ?! Ben Voldemort 'un kızıyım! Haddini bil !"
"Işte bu seni daha da arzulamamı sağlıyor..."
Dediği gibi üzerime oturdu, bileklerimi tuttu ve galiba hareket edememem için bir büyü yapmıştı...
Tek hissettiğim acıydı... Gerisi karanlık...
......
Kendime geldiğim de hala bulunduğum yerde hareketsiz bir şekilde yatıyordum...
Kolumda ise kanlar içinde bir kelime yazıyordu;
Sürtük...Yattığım yer kan içindeydi... Ne yapmıştı bu bana ?? Hayatımda ilk kez kendimi çaresiz hissetmiştim... Üzerimden büyüyü kaldırmış olsa bile ben yinede hareket edemiyordum... Nefes aldığım bile belli olmuyordu, hareket eden tek şey gözlerimden boşalan göz yaşlarıydı... Birisi beni bulabilecek miydi ?? Bulduğunda ne diyecektim ?? Ve birden kapı açıldı... Iki tane kız çığlığı kulaklarımda çalkalanıyordu. Bunlar Cissy ve Meda 'dı. Hemen yanıma geldiklerinde hepsini gördüm. Bell, Rodolphus, Cissy, Regulus,Rabastan, Lucius ve Meda...
Lucius beni kucakladı. Bilincimi daha fazla açık tutamayacağımı hissediyordum... Meda ve Cissy ağlıyorlardı, Rodolphus ve Bell konuşuyorlardı sanırım Bell intikam yeminleri ediyordu, herşeyi bulanık görüyor ve buğulu duyuyordum. Rabastan ve Regulus da aynı şekilde konuşuyorlardı... Ama hiçbirini düşünemiyordum, tek düşünebildiğim...
Acıydı...
Not : Bu bölümü yazmayı gerçekten de istiyordum. Bu bölüm birazda benimle ilgili aslında, kimilerin bana "ergen " demesine neden olan intiharı düşünmeme zemin hazırlayan olaylardan sadece birisi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlığın İçindeki Beyazlar...
Teen FictionHayatı günahlarla çevriliydi. Yedi yaşından beri... O babasının sayesinde en güçlü ve korkusuz cadı olmuştu... O üvey kız kardeşinin ve diğer kişilerin hep imrenerek baktığı bir kız olmuştu zekası ile, yeteneği ile, karanlık lordun gözdeliği ile...