Elif'den
Eda ile Hasan sonunda barışmıştı. Tabii Eda'nın tribi bayağı uzun sürmedi değil. Canım kankam. Hasan iyi sabretti gerçi.
Şimdi ise biricik (!) müdürümüzün bizi Muğla'ya götürme kararından dolayı valizimizi hazırlıyorduk. Çınar'ın o elbiseyi aldığım için bana çok kızacağını biliyordum. Bana ne ki? Giyicem!
"Kanka makyaj malzemelerini de koymayı unutma." dedi Eda. "Tamam kanka." dedim ve masama ilerleyip elime gelen tüm makyaj malzemelerini aldım.
"Kanka benim daha günüm gelmedi. Sen alsana yanına ne olur ne olmaz. Sonra orda çarşaf Japon Bayrağı'na dönecek." deyip Eda'yı tembihledim.
"Elif ya! Şunun üstüne otursana, valizim kapanmıyor." dedi Eda bıkkınca.
"Eda ne aldın yanına çok merak ediyorum." deyip ilerledim yanına. "Eda battaniyeyi ne yapacaksın?" deyip boş boş baktım.
"Bilmem." deyip attı yere.
"Eda bim poşeti ne lan!" dedim. "Ulan poşetler olmuş 25 kuruş! Böbreğim kadar fiyat koymuşlar. Ne olur ne olmaz." deyip sıkıştırdı valizine. Yastık, pofuduklu terlik ve annesinin düğün çiçeği gibi boş eşyaları eledikten sonra rahatlıkla kapattık valizi.
Ben de aldığımız elbiseyi, bir kaç günlük kıyafeti ve pijamalarımı valizime koyduktan sonra sırt çantama tarak, makyaj malzemeleri, powerbank ve şarj aletini atıp bir kenara koydum.
Bu gün sabahın 6'sında servise binecek ve ardından otobüse geçecektik.
"Kanka Ceren'i ara gelsin artık." dedim. Eda telefona koştu hemen.
Tuvalete giderken "Ceren, bacağım kesildi!" diye bağırdı.
Boş gözlerle arkasından baktıktan sonra gülüp telefonuma atıldım.
"Alo?"
"Alo, efendim güzelim?"
"Nasılsın?"
"İyiyim sen, bişey mi oldu?"
"Yok ya, öylesine arayayım dedim."
"Hmm. Annene şey desene 'Anne arkadaşlarım gelecek, ders işleyeceğiz' de, size gelelim."
"Olmaz."
"Niye balım?"
"Yok annemin çok dikkatini çeker."
"Yok, bişey olmaz. Hadi kırma beni prensesim."
İç sesim "Erimemem lazım, erimemem lazım, erimemeliyim, hayır hayır!" diye bağırıyordu.
"Tamam, konuşurum annemle. Hadi öptüm."
"Tamam, ben de seni dudaktan öptüm."
"Of! Mal." diye gülüp telefonu kapattım.
Annem cinsiyetini, yaşını, nerden tanıştığımızı ve nereli olduklarını sorduktan sonra büyük (!) ısrarlarım sonucu izin verdi.
"Alo."
"Efendim güzelim?"
"İzin verdi annem."
"Tamam balım, geliyoruz biz."
"Tamam, görüşürüz."
"Görüşürüz." deyip öpücük attı.
Muğla'da Eda'dan:
"Hasan, bana ne giyicem!" deyip çektirmeye başladım elbiseyi.
Bir anda elbiseyi çektirmeyi bırakıp üstüme yavaşca gelmeye başladı. Ayağıma basmaması için geri geri giderken duvara değen sırtım yüzünden durmak zorunda kaldım.
Elindeki elbiseyi bırakıp iki kolunu da yanıma koydu. "Mmm... Ne yapacaktın?" diye sordu. "G-giycem." dedim. Ah hadi ama! Sesim neden böyle çıktı! Pardon sesim çıktı mı? İlk bunun cevabını vermeliyiz.
"Duyamadım?" dedi biraz daha yaklaştırdı yüzünü yüzüme. "Giycem." dedim -ki bu sefer sesim biraz daha düzgün çıkmıştı.
"Hmm... Demek öyle." dedi. Sesi yumuşacıktı, yüzüme o erkeksi nefesi geliyordu ve bu beni mayıştırıyordu. Ben tam bir şey söyleyecektim ki ilk öpücüğümü aldım. Pamuksu dudakları, dudaklarıma deydiği an vücüdum sanki yeniden hayat bulmuş gibi oldu.
urenia_aaa için. ❤❤❤❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç' E' (Tamamlandı)
Novela JuvenilBaşlama tarihi: 04.01.2019 "Yıldızlar," dedi birden. "... Onlara dargınım. Gökyüzünü kandırıyorlar ve kayıp gidiyorlar teker teker." Bitiş tarihi: 09.01.2019