Ç' E' (Tamamlandı)

Ç' E' ~15♥

Medya: Çınar'ın eski sevgilisinin sahnede söylediği şarkı.

Mekana geldiğimizde herkes deliler gibi eğleniyor, dans ediyorlardı. Uslu olanlar bile. Mekana göz attığımda şahane bir yer olduğu kanısına vardım. Duvarda sarmaşıklar vardı. Sarmaşıkların üstüne renkli çiçekler konulmuştu. Hemen önüme baktığımda koskocaman bir sahne vardı ve neon yazılarla "Karaoke" yazıyordu. Üstte de duvara yansıtılmasını sağlayan projektör (galiba böyle yazılıyor öxösvxysbx) vardı.

Masalara da sarmaşık desenleri eklenmişti. Peçeteliklerin üstünde çiçekler vardı.

"Kayıt" yazan yer ise sahnenin hemen yanıydı. Karaoke yapmak isteyenler içindi sanırsam.

"Elif!" diye seslenilen tarafa baktım. Eda masada el sallıyordu. Hasan da telefonuyla ilgileniyordu.

Çağrı "Gel yanlarına gidelim prenses." dedi ve yanlarına ilerlemeye başladık.

Garsonu çağırmak için elimi kaldırdım. "Ne isterdi- Elif!" derdemez gözlerim kocaman açıldı.

"Burak!" dedim ve boynuna atladım. "Kanka!" sımsıkı sarıldım.
"Nasılsın güzelim?" dedi biraz uzaklaşarak.
"İyiyim sen yakışıklım?" dedim hâlâ gözlerim sevinçle parlarken.

"Bende iyiyim. Arada sırada buraya geliyorum. Canım sıkıldıkça. Bazen eğlenmeye bazen de karşılıksız iş yapmaya."

"Hmm... Eee? Annenler nasıl?"

"İyiler kanka bildiğin gibi. Babam şirkette uğraşıyor hâlâ. Annem de boş vakitlerinde model çiziyor. Biliyorsun annemle babam ortak gibiler."

"Biliyorum kuzum biliyor-"

"Ben de sevgilisi Çınar, memnun oldum." dedi Çınar elini uzatarak.

Burak elini sıkıp "Ben de Burak. " dedi ve ardından tekrar bana döndü "Enişte kıskandı. Ben gideyim, başka garson gelsin." deyip şirince gülümsedi. Yanaklarını azcık da olsa sıkıp tekrar sarıldım.

Sarılırken kulağına "Çınar beni kesicek, dua et yarasız atlatayım." diye fısıldadım. "Tamam." deyip güldü ve yanağımdan makas alıp gitti.

"MaşAllah, baya da samimi (!) kankaymışsınız." dedi Çınar sert sert bakıp. "Öf Çınar!" deyip kafamı göğüsüne koydum. Koluyla beni iyice kendine çekip kafama öpücük kondurdu.

"Bu şarkı 7 numaralı masada oturan hâlâ sevdiğim, unutamadığım eski sevgilim Çınar'ıma gelsin."

Ne!

Herkes ilk bu masaya sonra da sahneye baktı. Sahnede simsiyah kısa saçlı, mavi gözleri olan ve pürüssüz yüze sahip mükemmel güzellikte bir kız vardı.

Sen dağılttın bak,
Ben topluyorum beni.
Madem anlat biraz,
Yolundamı her şey senin gibi?

Benim değil, olmuyor o söylediğin.
"Hoşcakal" demek kolay güle güle giden için.
Başımda bir bela, bu aralar ne dinlesem.
Ne çalınsa aklıma, hepsinde mevzu sen...

Kızı herkes şaşkınlıkla dinliyordu. Sesi mükemmeldi. Cidden mükemmeldi!

Çınar ise pür dikkat dinliyordu.

Şarkının sözlerine ara verildiğinde, sadece müziği çalmaya başladığında ekranda fotoğraflar çıkmaya başladı.

Çınar ile el ele tutuşup kuşların arasına girdikleri fotoğraf.

Kamp yaparken aynı battaniyeye sarılıp kahkahalarla güldükleri fotoğraf.

Galata kulesinde çekildikleri fotoğraflar.

Birlikte sahneye çıktıkları zaman şarkı söylerkenki hâlleri.

Denizde Çınar'ın, kızı kucağına alması.

Ve...

O kalbimi acıtan şey.

Öpüştükleri ve arkada koskocaman "Yeni Yıl" yazan fotoğraf.

Gözlerim yavaş yavaş dolmaya başladı. Çınar hiç bana öyle gülümsememişti ki ama? Neden gülümsememişti ki bana öyle? Neden benim yanımda bu kadar mutlu değildi?

Şarkı bittiğinde kız elinde mikrafonla yanımıza gelmeye başladı. Beni fark edip burukça gülümsedi. Ardından Çınar'a baktı.

"Söz vermiştin. Ayrılsak bile 'Hiç bir kızı senin kadar sevmeyeceğim.' demiştin. Hâlâ sözünde misin erkek adam(aklıma " çocuk adam" geldi ncnsjxjsjxj) Hâlâ sözünü tutuyor musun?" dedi ve göz yaşı aktı.

Çınar sessiz kaldı.

"Korkma erkek adam! Söyle. Eğer erkek isen söyle! Eğer cesur bir erkek isen söyle! 'Sevmedim' ya da 'Arkamdaki kızı daha çok seviyorum' de! Bir şey söyle! 'Gitme' dediğimde gittin! Bari bu istediğimi yap ve söyle! Soruyorum sana erkek adam! Benden sonra çok sevdiğin bir kız oldu mu!?" bağırarak söylemişti.

Çınar yavaşca kafasını eğdi. 'Olmadı' dercesine başını salladı.

İşte bu... Bu benim yıkılışımdır...