"Hayırdır çoçuklar, gülme sesleriniz dışarıya geliyor?" diye sordu hoca masasını hazırlarken. Sınıftan biri parmak kaldırıp durumu izah edincre hoca buraya döndü ve "Çınar, tekrar bağla bakayım saçını yavrum. Ben de merak ettim doğrusu." dedi gülerek. Ben hemen elimi saçlarına daldırıp kendime doğru çektim. Saçını fosforlu sarı (!) lastik toka ile bağladıktan sonra olmuş mu diye kontrol ettim. Hoca dahil olmak üzere herkes Çınar'a gülüyordu. Çınar da kırmızı olmuş, gülmemek için kendisini zor tutuyordu. Utandı. Ardından hoca ve sınıf gülmesini bastırarak eski ciddiyete geri döndü. Hoca tahtaya birşeyler yazıp anlatmaya başladı. Ders bittiğinde geriye ddoğru kendimi atıp gerildim. "Vücudum tutulmuş." dedim hâlâ gerilirken.
Ardından ellerimi sıraya koyup Çınar'a döndüm. "Hadi gel dolaşalım." deyip ayaklandım. "Güzelim hiç gerek yok." diye inat etsede sonunda kaybetti ve ayağa kalkıp yanıma geldi. Koluna girip "Gıybet yapıcaz." dedikten sonra sesimi öksürerek düzelttim. Çınar derin bir nefes alıp verdi. "Ya ne!" dedim kötü kötü bakarken. Çınar yüzünü buruşturarak "Gıybet şu hemcinslerinizin arkasından konuşmak için yaptığınız günah eylem değil mi?" dedi. "Ta kendisi." deyip gülümsedim. "Bak şimdi bizim eski okulda 'Melda' diye gıcık bi kız vardı ama kızı görsen sen de gıcık kaparsın. Sonra bu kız bir gün okula gelmişti tamam mı? İşte geldiği gün Eda ile bize laf atıyor. Tabii biz bunu yolcaz ama yolamıyoruz. İşte bir gün biz bunla yolda karşılaştık. İşte sinsi sinsi gülüyor. Eda 'Yok kanka ben dayanamayacağım vallahi.' deyip kızın üstüne bir atladı var ya ama yok böyle atlayış." deyip işaret ile baş parmağımı dudağıma fermuar çeker gibi yapıp öpücük attım.Sonra devam edecekken "Elif! Çiçeğim bir sus gözünü seveyim!" diyr sitem etti Çınar. "Of dur! Nerede kalmıştık? Heh. İşte biz kızın saçlarını yolarken bunun saçından postişler çıkmasın mı Çınar." deyip Çınar'a baktım. "Çıksın Elif'im çıksın." deyip derin bir nefes aldı. "Heh çıktı da zaten. İşte bu sokakta bir rezil oldu. Kızın şansına arkasından da sevdiği çocuk Serken geliyordu. Bizi gördü. Sonra Melda'yı gördü ve gözü elimizdeki postişlere kaydı. İşte çocuk bize korka korka bakıp gitti. Melda'nın da postişleri olduğunu öğrenince bir daha kızın yüzüne bakmadı abi yok böyle bir şey!" dedim.
Çınar bana bakıp gözleri kısık bir şekilde "Abi?" dedi. Elimi "boşver" dercesine sallayıp "Ağız alışkanlığı." dedim. "İyi bari öyl- Şu Aras değil mi?" deyip konuyu değiştirdi. Aras peteğe kalçasını koyup arkadaşlarıyla sohbet ediyordu. Arkadaşlarından biri beni fark edince -sanki ben hiç anlamadım- Aras'ın omzuna dokunup kulağına bir şeyler fısıldadı. Aras buraya bakıp gülümseyerek el salladı.
Ben de el salladıktan sonra Çınar'ın koluna iyice sarıldım. Yanlış anlamasını istemezdim sonuçta. "Kank- ay Çınar'ım ben karam alıcam. Beklesene sen beni burda." deyip sıkış pıkış olan kantin sırasına ilerledim. Tam sıra bana gelmişti ki koridordan gelen sesler ile herkesin dikkati oraya çekildi. "Ne diyorsun sen oğlum!" diye bağıran Çınar'ın sesini duymamla herkesin arasından yavaşca sıyrılarak, koşarcasına Aras'ı döven Çınar'ın yanına gittim.
"Ç-çınar! Bıraksana!" deyip kolunu tutuyordum. Aras'ın kaşı patlamıştı ve elmecık kemiği morarmıştı. "Çınar dursana! Öldüreceksin çocuğu diyorum!" diye sitem edince sesim o kadar çok çıkmıştı ki fısıltılar bile sustu. Mahşer sessizliği gibi oldu bir anda tüm koridor. Çınar son kez yumruk atıp üstünden kalktı. İşaret parmağını tehdit edercesine sallayıp "Bana bak! Bana bak Aras!" diye kükredi. Elinden tuttu ve devam etti, "Bir daha benim olana ders dışında hiç bir şekilde bakmayacaksın. Gözün kayarsa ben de senin ağzını burnunu kaydırırım! Anladın mı!" diye dişlerinin arasından konuştu. Aras gülmeye başlayınca -ki bu okulun erkekleri sanırsam hep böyle yapıyor- Çınar tekrar vuracakken elini sıkıp kendime geri çektim. "Sakin ol." dedikten sonra okula döndüm. "Tarihi eser mi var burada! Önünüze dönsenize! Çok mu meraklısınız kavga izlemeye!" diye bağırdığım zaman herkes işine döndü. "Çınar, Aras benim ders arkadaşım. Yardım etmem lazım kalkması için." deyip Aras'a ilerledim. "Kalk hadi." deyip elimi uzattım. Elimden destek alarak kalktı. Çınar'a ilerleyip kulağına bir şeyler fısıldadı. Çınar gözlerini kapatıp sinirle soludu. "Ne dedi?" diye sorunca kestirip attı. "İyi peki. " deyip tekrar sıraya ilerledim.
Karam'ımı aldıktan sonra paketi hevesle açıp tekrardan Çınar'ın koluna girdim. Çınar hafifçe öne eğilip çok küçük (!) bir ısırık aldı. O kadar küçüktü ki çikolatam kesinlikle yarıya inmemişti. "Oha Çınar! Ben senin ısırdığın yudumu 6 kere ısırarak yerim." dedikten sonra karamıma üzgünce bakmaya başladım. Elimle ne kadar ısırdığını ölçünce Çınar'a dönüp alayla "Ee bu kadar ısırkta ne var ki?" dedim. "Isır da gör." deyip alayla baktı. "Tamam görürsün." deyip karamıma parmağımla işaret koydum ve ısırmaya çalıştım. Elimle ağzımı kapatıp "Çonor, domoğom ocoyor.(Çınar, damağım acıyor.)" dedim kaşlarımı çatarak.
Çınar bana bakıp gülmeye başladı. "No goloyon bo!" dedim. "T-tipin. Çok komik." dedi kahkahalarının arasından. "Topon çok komok." diye taklidini yaptım. Sonunda ağzımda dağılan karamın tadını daha iyi almaya başladım. "Bak ısırdım." deyip boş olan karam paketini gösterdim. "Aferin." deyip saçıma öpücük kondurdu. "Ne demek Çınar Bey. Teveccühünüz." dedim. "Elif Hanım. Lütfen kelimelerin anlamını bilerek cümle kurunuz." dedi sınıfa girerken. "Peki âlâ Türk Dil Kurumu Bey." dedim.
"Aferin Elif Hanım. Öğreniyorsunuz." dedi gülümseyerek. Sıramıza geçtiğimizde "Ç' ve E' için" yazan mektuplarla karşılaştık. Ne oluyordu ya?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç' E' (Tamamlandı)
Genç KurguBaşlama tarihi: 04.01.2019 "Yıldızlar," dedi birden. "... Onlara dargınım. Gökyüzünü kandırıyorlar ve kayıp gidiyorlar teker teker." Bitiş tarihi: 09.01.2019