Hayat, insanın yüzüne öyle bir çarpıyordu ki gerçekleri bir anda. Öyle kırılıyordu ki kalp denilen şu şey. Sesini sadece sen duyuyordun. "Vursalar acımazdı" diyordun. Çok acıyordu canın. Affetmek istiyordun. Sonra birden bire o anılar, o koskoca mazi aklına geliyordu. Kalbine kar yağıyordu. Deli gibi üşüyordun. "Üşüdüm, gelsen mi?" diyemiyordun. Çünkü o gün aklına geliyordu. O yıkılışın aklına geliyordu.
O pasparlak gözlerini,
O güneşin ışığını kendine hapsetmiş saçlarını,
O kıskanılacak gülüşünü,
O ay yüzünü hatırlıyordun. Tam gitmeye yelteniyordun. Bir ses diyordu ki "Dur! Gitme! Kırılırsın!" bağırıyordu bize.
Haklı buluyordun söylediklerini. Geri dönüyordun boğulduğun düşüncelerine. Nefes alamıyordun artık. Onu öpsen herşey geçecekti. Biliyordun. Tekrar yıpranmaktan korkuyordun. Ona sarılsan ruhun tekrar hayat bulacaktı. Biliyordun ama tekrar yıpranmaktan korkuyordun.
Alışıyordun. Zor da olsa alışıyordun onunla birlikte gülememeye. Alışıyordun onunla birlikte anı biriktirememeye. Yaralarını kendin sarmaya çalışıyordun. Sonunda başarıyordun. Ancak şunu çok iyi biliyordun: o iz orada hep kalacak ve sen her o ize baktıkça o yara aldığın günü hatırlayacaksın.
Zilin çalmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım. Otel kapısına ilerledim. Kapıyı açmamla birlikte Çınar'ın sarılması bir oldu.
Sinirlerim birden bire bozuldu ve ellerimi omzuna koyup ittirmeye çalıştım. "Git! Bırak!" diye bağırıyordum. Neden yaramı daha da açıyordu!
Ağzından bir hıçkırık koptu Çınar'ın. Ardından boynumu ıslatan, yakan o göz yaşı. Donup kaldım. İttirememeye başladım. Hareket edemiyordum. Sesim çıkmıyordu. Çınar! Okulda sinirliliğinden taviz vermeyen o sinirli Çınar.
O şuan ağlıyordu. Omuzumda ağlıyordu. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
"E-elif..." hıçkırdı "...B-ben özür di-diler..." tekrar hıçkırdı "...im. Çok ö-özür dilerim." ve ağlamaya devam etti.
Güçsüzdü. Kırılmıştı. Üzgündü.
Ben?
Çok güçsüzdüm. Çok kırılmıştım. Çok üzgündüm. Geri çekilip kapıyı kapattı. Ardından ellerini yanaklarıma koydu ve anlımızı birleştirdi. Gözlerine bakmadım. Yere bakıyordum.
"Gözlerime bak, Elif."
...
"Elif. Gözlerime bak hadi."
...
"Elif yalvarırım gözlerime bak. Sana diyorum!" dediğinde gözlerimi gözlerine sabitledim.
"Özür dilerim Elif'im. Özür dilerim. Yalvarıyorum affet." dedi gözlerinden hâlâ yaş akıyordu. Kıpkırmızı olan gözlerine baktım. Yemyeşil gözleri daha da belirginleşmişti.
Gözlerim birden bire dolmaya başladı ve boynuna sımsıkı sarılıp ağlamaya başladım. O da ağlıyordu. "Affettim." dedim hıçkırıklarımın arasından.
O iz kalacaktı. Yine yıkılacaktım. Ancak affettim ve o sesi dinlememenin verdiği pişmanlıkla kalbim yine acıdı. Yine kırılacağımı bile bile affettim.
Benden uzaklaşıp kolumdan tuttu ve yatağa çekti. "Bugün birlikte yatalım. Deyip yatağa uzandı. Gülümseyip ben de yanına kıvrıldım.
O mükemmel kokusunu içime çektim. Parfüm ve sigar- dur lan! Sigara mı! "Sen sigara mı içtin!" deyip kafamı kaldırarak ona baktım.
"Sorun yok bence." deyip beni tekrar kendine çekti. Saçlarıma öpücük kondurup yanağımı okşamaya başladı. Mayıştım ve dayanamayıp uykuya daldım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ç' E' (Tamamlandı)
Fiksi RemajaBaşlama tarihi: 04.01.2019 "Yıldızlar," dedi birden. "... Onlara dargınım. Gökyüzünü kandırıyorlar ve kayıp gidiyorlar teker teker." Bitiş tarihi: 09.01.2019