Lysa'nın kılıcı ağacın altında duruyordu. Tuzağa yakalanınca kılıcını düşürmüş olmalı diye düşündüm.
Lordun adamları bana çok yaklaşmıştı.
Tam gözlerimi Lysa'dan ayırıp onlara bakacakken birşeyin parladığını gördüm.
Lysa bacağına bir bezle bağladığı hançeri çıkarttı ve ipleri kesmeye başladı.
Bu arada ben askerleri oyalamak ve etrafımı sarmalarını önlemek için ağaçların arasına daldım.
"Hırsız teslim ol ve canını bağışlayalım." Benim bu yalana kanacağımı nasıl düşünmüştü anlam veremedim.
"Lord Germon'dan çalmanın sonucu ölümdür diye bağırdığını duymuştum ihtiyar." Sesim yankı yapmıştı ve bu yerimi tespit etmelerini zorlaştırıyordu.
Bu adamlar tecrübeli kılıç ustalarıydılar.
"Bak genç adam teslim olursan kızı serbest bırakırız." Bunu yapacaklarına emin olsam teslim olabilirdim ama Lysa ipleri keserse kaçabilirdi. Çünkü bu adamlar beni öldürdükten sonra onuda öldürürlerdi onlara verilen emri kendi kulaklarımla duymuştum.
"Onun ve tanıdığı ne kadar insan varsa hepsinin ölmesini istiyorum."
Ormana kaçmadan önce duyduğum son şey buydu bir lordu soymuştum ve bedellerinin olduğunu biliyordum.
"Size verilen emri duydum dostum kızı yaşatmazsınız." Savaşmaktan kaçamayacağım ortadaydı bunu geciktirmek bir işe yaramayacaktı.
adamlar birbirine yakındı yani bir anda saldırıp tekrar kaçamazdım biraz daha bekledim.
Yerden bir taş aldım ve dört şövalyenin sağında kalan ağaca doğru fırlattım hepsi sese doğru dönerek gardını almışken aniden bana en yakın olanın sırtına kılıcımı sapladım.
Adam döndü ve kılıcı çekmeme izin vermeden bedenindeki son gücü kullanarak bana vurdu. Yumruk okadar şiddetliydi ki gözlerim karardı adam düşmüş ve ölmüştü ama diğer şövalyeler çoktan etrafımı sarmışlardı.
İçlerinden en yaşlı olanı
"Yolun sonuna geldin evlat." dedi ve kılıcını kınına sokarak bana doğru yürümeye başladı.
Silahını neden indirdi diye düşünürken belindeki uzun bıçağı çekti.
"Lord kafanı meydana asmak istiyor. Böylece diğer hırsızlara ibret olur."
Bu adam kafamı kesmekten bahsediyordu ama birşey dikkatimi çekmişti hepsinin belinde uzun bıçak vardı buda demek oluyordu ki yanımda yatmakta olan adamın belindede bir bıçak vardı.
Sakince, ölmüş olan şövalyenin belindeki bıçağı çektim bu hareketimi görmemişlerdi ve liderleri gibi gözüken yaşlı adam saçlarımdan tutarak kafamı kaldırdı.
"Bu acıtacak evlat." dedi bıçak iyice boynuma yanaşmıştı.
"Bu da acıtacak!" dedim ve elimdeki bıçağı adamın ayağına sapladım
Adam ne olduğunu anlamadan kasıklarına bir yumruk attım ve ayağa kalktım. Boğazımı kesmek için çıkardığı bıçağı gırtlağına sapladım ve hızla adamın belindeki kılıcı çekerek gardımı aldım.
Kalan iki şövalyenin gözlerinde korku görmeyi bekledim ama gördüğüm tek şey hırstı. İkisi birlikte saldırdılar ilk darbeyi savuşturmayı başardım ama diğer şövalyenin kılıcı karnıma saplanmıştı.
"Hayır!" düşmeden önce duyduğum bu ses Lysa'ya aitti.
Gözlerim kapanmadan önce gördüğüm şey inanılmazdı Lysa
kılıcını ağacın altından almış olmalıydı ki karnıma kılıcını saplayan şövalyenin düştüğünü gördüm boynuna aldığı darbe yüzünden kafası nerdeyse kopacakmış diye düşündüm.
Herşey bulanıklaşmaya başladı
Lysanın bana doğru koşduğunu görüyordum ve ipeksi sesiyle bana
"Benimle kalmalısın Jared."
dediğini duydum.
Yanıma geldi ve dizlerinin üstüne çöktü.
"Ly.. Lysa.. Be.. ben" konuşamıyordum bile bir anda ağzımda demirsi bir tat hissettim bu kandı.
Ölüyordum bunu biliyordum.
Göz kapaklarım kapanmaya başlamıştı.
Lysa elini yarama bastırdı ve birşeyler mırıldanmaya başladı.
Bu da neydi böyle?
Rüzgarı hissetmiyordum ama Lysa'nın saçları uçuşmaya başladı havada yavaşça süzülen kumral saçlarına baktım.
Lysa sesini yükseltti ve aynı sözleri tekrar etmeye devam etti.
Bu sözler bir tür büyüye mi yoksa dua yamı aitti.
Lysanın gözleri bembeyazdı maviliklerinden eser yoktu.
Bu kız bir insan mıydı, bir melek miydi.
Sözleri söylemeyi bırakmıştı gözlerini sertçe yumdu ve birkaç saniye yumulu tuttu.
Gözlerini açtığında mavi rengi gördüm.
Sanki biraz önce kafamdan geçen soruları duymuş gibi eğildi ve kulağıma:
"Bu bir sır." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetenek #WATTYS2016
FantasyÖlüm kalım savaşı veren Jared ve Lysa'nın hayatları karanlık bir çizgide ilerlemektedir. Zaten kötü giden hayatlarına birde Sylvia dahil olunca ölüm en yakın arkadaşları olur. Ortaçağın karanlık dönemlerinde geçen; büyü, kılıç ve okların ömrü belir...