sekiz // michael

1K 119 103
                                    

» michael'ın anlatımından «

"ah, teşekkürler tanrım, scarlett. sonunda geri aradın." aradığında, rahatlayıp söyledim. "evet, üzgünüm." sessizce söyledi ve aşağı baktı.

"neden dün seni yalnız bırakmamı söyledin?" diye sordum. sabırla cevabı için bekleyerek ona baktım. gerçekten gergin gibi görünmesine rağmen, konuşamayacakmış veya benden birşey saklıyormuş gibi görünüyordu. bunun hakkında sormamaya karar verdim ve sadece cevabı için bekledim. "bir şey yok mikey, aldırma. sadece o zaman üzgün hissediyordum." 

"neden üzgün hissediyordun, scar?" diye sordum. kafasını salladı ve "hiçbir şey, dert etme." dedi.

"senin hakkında endişeleneceğim scarlett. sen benim bir numaralı en iyi arkadaşımsın ve burada oturmayacağım, ve üzülmene izin vermeyeceğim." neyin ters olduğunu bana söylemesi için kararlılıkla söyledim.

"mikey, gerçekten bir şey yok, o gece sadece çatımda oturdum ve bilmiyorum, 

sadece ben gidersem ve sen bensiz daha mutlu olursan, ve tüm bu saçmalıklar hakkında düşünmeye devam ettim. mühim değil." bu da neydi böyle? o ciddi miydi?

"scarlett carmen rose," diye başladım, " sen hayatımdaki en önemli insansın. hiçbir şey veya hiç kimse bana farklısını düşündürtemez. bu bütün evrende senin yerini alabilecek hiç kimse yok. sen benim kurtarıcımsın. benim meleğimsin. sen ateşimi söndüren suyumsun. ben senin yeryüzünüm3 ve sen benim gökyüzümsün, scarlett. biz okyanuslar ve aylar gibi ayrılamayız. birbirimiz olmadan, dünya hafif. biz, hiç kimsenin parçalayamayacağı bir numaralı dinamik ikiliyiz. sen bütün yaşamımı aydınlattın. sadece benim güneşim olduğunu söyleyebilirim, çünkü herşey karanlık olduğunda sen benim ışığımsın. sen en iyi arkadaşımsın. bunu boşver, biz kesinlikle yenilmeyen süper, mega, aşırı en iyi arkadaşlarız! seni seviyorum, scarlett rose ve benim küçük kızıl saçlımın yerini alabilecek kimse yok, tamam mı?" yüzümde bir sırıtışla bitirdim. 

susmuştu. iki dakika boyunca herhangi bir şey söylemedi. sadece ağzı açık, söylemek için doğru kelimeleri arayarak bana baktı. yanakları kıpkırmızı olmuştu ve öyle olduğunu fark etmediğini düşünüyordum. kahverengi gözlerine baktım ve güldüm. "dilsiz scarlett? bunu yapacağını biliyordum. tamamen dürüst olmak gerekirse, şimdi uydurdum." 

ağzını kapattı ve iç çekti, ve küçük bir kıkırdama attı. "ben de seni seviyorum mikey, bunun için teşekkür ederim, gerçekten. yine de söylemene gerek yoktu. her şey basitçe iyiydi." gülümsedim ve, "en iyi arkadaşım için her şeyin basit olması benim için yeterli değil. her şey senin için harika olmalı, tamam mı? ben mükemmel bir en iyi arkadaşım, değil mi?"dedim.  yumruklarımı belime koydum ve bir süper kahramanmış gibi numara yaptım.

tekrar kıkırdadı ve "rüya görmeye devam et, mikey. ve gerçekten mi? özel herhangi bir şeye ihtiyacım yok. basit bir 'scarlett, benim için çok önemlisin, bana göre dünya demeksin' veya bunun gibi bazı saçma şeylere ihtiyacım yok. demek istediğim, evet, konuşmaya gerçekten minettarım ama herhangi özel bir şey söylemene gerek yoktu."

"gerçek ne, scarlett? sadece sana tamamen özel olduğunu söylüyorum ve sen sadece basit bir şeyler mi istiyorsun? uups, peki, basit yapmayacağım, bunu biliyorsun, scar." dedim. kafasını yüzünde bir gülümsemeyle salladı ve "herneyse michael, seninle yarın konuşuruz, çok yorgunum ve, annem ve ben bugün alışverişe gittik, ve tam anlamıyla ölene kadar alışveriş yaptığımı söyleyebilirim."

"tamam scarlett, iyi geceler geçir, seni seviyorum," dedim. "ben de seni seviyorum, mikey."

daha sonra kapattı.

the moon ➸ m.c ➸ türkçe çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin