the moon ➸ m.c ➸ türkçe çeviri

on sekiz // michael

» michael'ın anlatımından «

bu gerçekten aptalcaydı, değil mi? nasıl olduysa, lily'e çok aşıktım ve şimdi sadece artık onu umursuyormuş gibi görünmüyordum. scarlett'ın ne kadar güzel ve inanılmaz olduğunu fark etmek için lily tarafından kör edilmiş gibi hissediyordum. onu her zaman güzel bulmuştum, ama bir en iyi arkadaş gibi.

güzel kırmızı saçlarıyla çok sevimliydi. okyanus mavisi gözleri. harika gülüşü. yüzüne nasıl da mükemmel bir şekilde uyan burun halkası. zaman zaman değişebilen aksanı. favori grupları hakkında konuştuğu her zaman yüzünün aydınlanması. her ne zaman şarkı söylese ve gitar çalsa sesinin mutlu gelmesi. tanrım, onu mükemmel yapan çok fazla sevimli şey vardı.

önceden scarlett'ın beni bir en iyi arkadaştan daha fazla sevmesinden nasıl korktuğumu şimdi komik buluyordum ve işte burada, sadece onun ne kadar harika olduğunu düşünüyordum. sadece onunla ilk buluştuğumda yapacağım şeyler hakkında düşünüyordum. ona sarılırdım ve benim için ne kadar anlam ifade ettiğini söyleyerek kulağına fısıldardım. onu ne kadar sevdiğimi fısıldardım. her ne zaman bir şey hakkında gergin olursa onun elini tutardım. uykuya dalmadan önce onu alnından öperdim. onunla her yere giderdim. her ne zaman bir şey hakkında saçma sapan konuşmayı kesmediğinde onu mükemmel dudaklarından öperdim. onu mükemmel dudaklarından öperdim, ve her ne zaman bana ihtiyaç duyarsa ona sıkıca sarılırdım. onunla olduğum her bir gün ona, onu sevdiğimi söylerdim.

ama diğer taraftan, bunların hiçbirisinin olmayacağını hatırlamıştım. asla tanışamayacağımızı çünkü benim avustralya'da ve onun londra'da olduğunu hatırlamıştım. ve ayrıca, beni bir en iyi arkadaştan daha fazla sevdiğini düşündüğüm zaman, sanırım sadece kafam karışmıştı ve bunu açığa çıkartırsa bir şeylerin değişebileceğinden endişelenmiştim. belki sadece korkmuştum ve belki de aslında beni sadece bir en iyi arkadaş gibi seviyordu.

başka da bir şey değildi.