on üç // scarlett

777 100 22
                                    

» scarlett'ın anlatımından «

saatin kaç olduğunu bilmiyordum ve telefonumu kontrol etmeye zahmet etmiyordum. michael'ın çevrimiçi olduğunu görürüm diye diz üstü bilgisayarımı açtım, böylece onunla konuşabilirdim. şaşırtıcı biçimde, öyleydi. aramaya tıkladım ve iki çalıştan sonra cevap verdi.

"hey," dedim. gülümsedi ve ağzını açtı, ama bir kaç saniye sonra kapattı. "bir sorun mu var?"

kafasını salladı ve bana başka bir gülümseme verdi. yalan atıyordu. bir şeyin olduğunu gözlerinde görebiliyordum. gözlerinde suyun biriktiğini görebiliyordum ve her an, sadece yanaklarından aşağıya dökülebilirlerdi. "michael, cidden, sorun nedir? ağlamak üzere gibi görünüyorsun."  cana yakın bir şekilde söyledim.

"onun gitmesine izin verdim, scar." göz yaşlarının akmasına izin verirken söyledi. "ne demek istiyorsun?" lily hakkında konuşuyordu. "ona elveda ettim. bunun, iyi veya kötü bir karar olup olmadığını bilmiyorum. hatta, ben ne yaptım?" usulca ağlayarak ellerini yüzüne koyarken söyledi. "mikey, tamam. bana ne olduğunu söyle." göz yaşlarını sildi ve kendini sakinleştirmeye çalıştı. "başta, benim hakkımda endişelendi çünkü bir süre onu aramamıştım ve bunun için bana kızgındı, bu yüzden ona bencil olduğunu ve benim de başka arkadaşlarımın olduğunu söyledim. sonra..." göz yaşlarını tutmaya çalışarak derin bir nefes aldı. "bana, senden hoşlanmadığını söyledi ve-" onu cümlenin ortasında kestim. "bekle, ne? onunla daha önce skype yaptık ve bana havalı olduğumu söyledi," dedim. başını salladı ve devam etti.

"bana, senin depresyonda olmanın ne kadar aptalca olduğunu söyledi ve ona depresyon hakkında her şeyi anlattım, mutlu olmaya geri dönmenin ne kadar zor olduğu gibi ve tüm bunları, ondan sonra senin yapmadığın şekilde, beni bunalıma soktuğunu sandı, çünkü ben bunun hakkında her şeyi biliyordum. daha sonra ona, onu aramadığımı çünkü nasıl seni neşelendirmem gerektiğini anlattım, o zaman bana tekrar kızdı ve senin değersiz bir aptal parçası gibi olduğunu söyledi, o zaman ki, onu kaybettim." durdu ve göz yaşları yüzümden akmaya başladı, ama hızla onları sildim bu yüzden fark etmedi.

"ellerimi masaya vurdum ve ona bağıdım. senin ondan daha önemli olduğunu söyledim, ondan sonra bana sen veya onun arasında seçim yaptırdı. daha sonra seni tehdit etti ve bir daha seni duyamayacağımı söyledi. ondan sonra, ona, sana nasıl herhangi bir şey yapamayacağını çünkü böyle bir şey yapmak için çok güçsüz olduğunu anlattım ve ona elveda ettim, o zaman onu bir sürtük olarak adlandırdım, hemen kapattım." diye bitirdi. doğrusu ne diyeceğimi bilmiyordum.

"neden onun yerine beni seçtin? ikimiz de ona aşık olduğunu biliyoruz." dedim. "çünkü sen benim için önemlisin. en iyi arkadaşlar her zaman birbirleri için orada olur. zaten beni bir kaç ay içinde de terk edeceğini biliyorum." 

"ama, michael..." sessizce dedim. "evet, scareltt?" kafamı salladım ve sessiz kaldım.

lanet olsun. gerçekten göz yaşlarımı tutmaya çalışıyordum. lily'nin problemi neydi? beni bir aptal parçası olarak adlandırmıştı. ondan sonra michael beni savunmuştu ve ona elveda etmişti. michael onu seviyordu ve terk etmesi benim suçumdu. ne halt yapmam gerekiyordu?

"scarlett?" diye seslendi. "evet?"

"dinle, onu sevdiğimi bildiğini biliyorum ama seni bir aptal parçası diye adlandırmasını yanına bırakamam. bir aptal parçası olmadığını biliyorsun, değil mi? sen benim en iyi arkadaşımsın ve seni seviyorum, tamam mı? onun yerine seni seçtim çünkü seni bu korkunç dünyada yalnız bırakmak istemiyordum. bu mücâdeleye yalnız katlanmanı istemiyordum. " dedi.

"sana baskı yapmak istemiyorum, michael. her şeyi benim için feda etmeni istemiyorum. önünde bir gelecek var ve ben yapamam. yaşamak için çok şeyin var ve ben yapamam. sen özgürce ve mutlu yaşıyorsun ve ben yapamıyorum. sırf beni bu korkunç dünyada yalnız bırakmak istemiyorsun diye benim için her şeyden vazgeçme. seni seviyorum michael, ama gerçekten. benim için lily'i bırakmak zorunda değildin." dedim ve o, sessizdi.

"scarlett. seni çok sevdiğimi defalarca söyledim. ve eğer her şeyden vazgeçsem de umursamam. bütün yol boyunca benimle burada olmanı istiyorum. seni geleceğimde istiyorum. sen beni istemediğinde bile senin için orada olmak istiyorum. söylediğim gibi, seni bu korkunç yerde asla yalnız bırakmıyorum. sen benim en iyi arkadaşım, her şeyim, kurtarıcım, düşünebileceğin her şeyimsin. gitmene izin vermeyeceğim, scarlett. ve buna alışman gerek."

the moon ➸ m.c ➸ türkçe çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin