on bir // scarlett

869 98 40
                                    

» scarlett'ın anlatımından «

michael'a söylediğim şey yarı doğruydu. yeterince iyi olmadığımı aklımdan geçirdiğimde bu düşüncelerim vardı. michael'ın yarı doğru olan yalanı anladığını görebiliyordum. demek istediğim, ona herşeyi söylemiştim. ona 2 yıldan beri nasıl depresif olduğumu ve bu 2 yıl sırasında kendime zarar vermeye alıştığımı anlatmıştım. michael'la tanıştığımdan biraz sonra kendime zarar vermeyi kesmiştim. ama düşünceler kesilmemişti. daha önceye kadar bunalımlı olmadığımı biliyorum.  michael ile tanıştıktan sonra biraz daha iyi olmuştum, bu yüzden tanrıya şükür onunla tanıştım, yoksa şimdi ne yapardım bilmiyorum bile. muhtemelen kendime zarar vermeye devam ederdim.

saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama yazmayı bitirdikten sonra, aya bakarak çatıya uzandım.

"yeryüzünde, nasıl böyle inanılmaz bir kişiyle tanışabildim?" usulca söyledim. kendi kendime gülümsedim, gözlerimi kapattım ve ilk tanıştığımız zamanı tekrar düşündüm.

videolu görüşme ile omegle'a giriyordum (çünkü yapacak başka hiçbir şeyim yoktu) ve bir sürü insan bana aptal şeyler gösterdikten sonra, onun yüzü göründü ve saçı tamamen siyahtı, ve perçeminde küçük bir yeşil kısım vardı. şimdiye kadar gördüğüm en şirin gülümsemeyle bana bakıyordu ve yeşil gözleri sadece bir şey söylememi bekleyerek bana bakıyordu. "selam," sessizce söyledim. geri "selam." dedi.

bu garip sahneden sonra, bana skype'ını verdi ve benimkisini verdim, ve sadece her zaman konuşmaya ve skype yapmaya başladık. bir kaç ay sonra, ona daha fazla güvenmeye başladım bu yüzden her şeyi anlattım ve bana her şeyi anlattı. ona anlatmamdan sonra, "böyle güzel bir kız nasıl senin gibi bu kadar depresif olabilir?" gibiydi, ilk zamanlar, benden nefret edeceğini düşündüm ama yerine, beni destekledi ve her ne zaman keyifsiz olsam beni neşelendirmek için hemen hemen her şeyi yaptı. ve bu işe yaradı. çoğu zaman.

gözlerimi açtım ve iç çektim. micheal hakkında düşünürken aya ve yıldızlara baktım. bir yıl sonra, michael için duygularımı şekillendirmeye başlamıştım. onun hakkında tüm küçük şeyleri fark etmeye başlamıştım ve bu, duygularımı fazla ve daha fazla şekillendirtmişti. hemen hemen her hafta, saçını farklı bir renge boyuyordu ve bu, her zaman onu öncekinden daha şirin gösteriyordu. bir kaç ay sonra, michael'a neredeyse aşık olduğuma karar verdim. neredeyse.

bu, benimle lily hakkında ve ona nasıl aşık olduğunu konuşmaya başlamasına kadardı. kalbim kırıldı. o gün bütün gece ağladım.

michael için duygularımda, ikinci bir düşüncem vardı. ama ona aşık olmadığımı biliyordum. bu duygular hala kesinlikle oradaydı, onu hala bir arkadaştan daha fazla seviyordum, sadece ona aşık olmamıştım.

the moon ➸ m.c ➸ türkçe çeviriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin