the moon ➸ m.c ➸ türkçe çeviri

on yedi // scarlett

» scarlett'ın anlatımından «

3 gün. 3 gün ve sonra michael konulardan birisi olmadan düşünmem mümkün olacak. onu sevdiğim kadar, onun hakkında düşünmeyi kesmek istiyorum. aslında, onun hakkında düşünmeyi kesmeye ihtiyacım var. onu sevdiğim şekilde sevmeyi kesmeye ihtiyacım var. hatta, neden onu bu şekilde sevmeye başladım? neden onu bu şekilde düşünüyorum? onu hak etmiyorum. kesinlikle etmiyorum. çünkü benim için çok iyi ve gerçekten michael'ın uzun süredir neden benimle kaldığını bilmiyorum.

daha önce bundan zaten bahsettiğimi fark ettim ama bilmiyorum, her zaman bir şey hakkında düşündüğümde sadece daima onu yazı ile dökmeye ihtiyaç duyarım.

ama, hey, bir parçam michael'a avustralya'ya gideceğimi söylemek istiyor ve bir parçam istemiyor. demek istediğim, onunla takılmak ve gerçekten şahsen konuşmak harika olurdu. ona sarılmak harika olurdu. sadece onunla bedenen birlikte olmak harika olurdu. ama eğer yaparsam kendimi kontrol edemeyeceğimi biliyorum. asla hislerimle hiç de iyi olamamıştım.

7. sınıfta bir çocuktan hoşlandığımı hatırlıyorum, her zaman ondan hoşlandığımı belli ediyordum, benim bir ucube olduğumu düşündü ve asla tekrar konuşmadık. aynısının michael'a olmasını istemiyorum. ama michael 7. sınıftaki çocuktan daha farklı. şimdiye kadar tanıştığım başka her çocuktan farklı. michael sadece çok inanılmaz. ne kadar şirin ve ne kadar harika olduğunu kelimelerle ifade etmek çok zor. sadece onu çok seviyorum, ona karşı aşkımı açıklamak çok zor.

bu, benim için berbat çünkü ona ne kadar şirin ve ne kadar harika olduğunu söyleyemeyeceğim. berbat, çünkü asla onu ne kadar sevdiğimi bilemeyecek.

gülerek gözlerimden düşen göz yaşlarını sildim ve günlüğümü kapatarak aya baktım. her zamanki rutinimi yaparak, aya karşı her şey hakkında atıp tutuyordum. her zaman ay ile konuşmayı gerçek bir insanla konuşmaktan daha yararlı bulmuştum. bunu sadece rahatlatıcı buluyordum ve bu şekilde, herhangi birisinin beni yargılayacağı hakkında endişelenmiyordum. bana deli diyebilirdiniz, ama her zaman aslında beni dinlediğini hissediyordum. evet, biliyorum, anlamsız geliyordu. ama hey, ne istersem ona inanabilirdim.

iç çektim ve gözlerimi kapattım, son düşüncem michael ve onunla şahsen tanıştığım konusuydu.