4. BÖLÜM- "Bir Güz Sabahı..."

13.3K 646 157
                                    

(Medya; Ege ve Güz'ün şarkısı...)

❗️❗️❗️İthaf isteyen kullanıcılar yorumda belirtmeyi unutmasın. Her bölüm bir kullanıcıya ithaf edilmektedir.

Ege'nin anlatımıyla...

Ekim 2016

 Kapıyı açıp etrafa bakınırken ayaklarımın dibinde ağlayan bebeği fark ettim. Yattığı pusetin içinde çırpınıyordu. Kapının önündeki parmak arası terliği ayağıma geçirip apartman merdivenlerini koşarak inmeye başladım. Bu bebeği bırakan kişi bir anda yok olmuş olamazdı.

Kapının anahtarını almadığım aklıma gelince yeniden koşarak yukarı çıktım. Tabi çocuğu da kapının önünde öylece bırakmıştım. Şok içindeydim. Kapımın önüne bırakılmış küçük bir çocukla kalakalmıştım. Çaresizlik içinde ne yapacağımı bilemeyip onu içeri aldım. Delice ağlıyor, bağırıyordu, üşümüş ve korkmuş olmalıydı.

Kim niye çocuğunu rastgele birinin kapısının önüne bırakırdı? Çocuğunu terk eden vicdansız insanlar genelde camiye, yurtlara falan bırakırlardı. Bu hiç mantıklı değildi.

Onu yattığı pusetten çıkarıp koltuğa yatırdım ve üzerini örttüm. Onu kaldırdığımda pusetteki kağıdı gördüm. Çıkarıp okumaya başladım.

"Henüz bir ismi yok.

Bir kimliği yok.

Senden başka kimsesi yok.

Ege, o senin kızın. Bizim kızımız...

Karşına çıkıp sana her şeyi anlatacak gücüm de cesaretim de yok.

Sana neden bunu yaptığımı, neler yaşadığımı anlatıp vicdanını kullanmayacağım. Bana içten, saf, dolu dolu bir nefret duyabilirsin. Ama sana güveniyorum. Seni çok az tanıyorum belki, oturup sohbet etmişliğimiz yok, neredeyse bir senedir seni hiç görmedim, belki değiştin. Ama benim bildiğim Ege, kırılgan, duygusal, romantik kitaplar okuyan ve yarım bırakan Ege, kendinden başka kimsesi olmayan, bir tarafı eksik kızına sahip çıkacaktır. Onu masallarla büyütecek ve ona masal gibi bir hayat sunacağından eminim. Ona bakabileceğini biliyorum. Harika bir baba olacağını biliyorum.

Sana çok ihtiyacı var, Ege. Ben yanında olamıyorum, ben ona iyi bir anne olamıyorum.

Senin yanında bir prenses hayatı sürer, babasının güvenli şatosunda. Benimle bir otel odasında, benim ağlama krizlerimin kurbanı olmasını seçmem bencillikti. Denedim ama daha iyi gelmiyor elimden.

Ne ona bakacak param, ne ona sunacak bir evim, işim, ne de destek görebileceğim bir ailem yok. İnan bana, onun için çok çabaladım.

Sen, ihtiyacı olan, sahip olabileceği her şeysin.

Senden çok şey çaldığımı biliyorum. Tüm hayatını değiştirecek bir kararda söz sahibi olma hakkını çaldım. Kızının doğumunu, ilk zamanlarını çaldım. Ama telafi edecek çok zamanınız olacak.

Bana duyduğun nefret seni kızımıza bağlar umarım. Beni hayatını mahveden kadın olarak hatırlayacağını biliyorum. Ama sen de bil ki; artık hiçbir hayatım yok. Hayatımı kızıma adamak istemiştim. Yapamadım.

Kalan ömrümün tümü pişmanlıkla, acıyla, hüzün ve özlemle dolu olup beni her gün, her dakika acı içinde süründürerek geçecek. Bunu seçmek kolay değildi çünkü inan bana, bu bir kaçıştan çok daha fazlası. Onu kendimden kurtarıyorum ve ondan çaldığım babasını, ona geri veriyorum.

Kızımızla, kızınla çok mutlu ol.

Bir anneye ihtiyaç duyduğunda umarım ona, belki uzak bir yerlerde ama onu zaten çok seven bir annesi olduğunu söyleyebilirsin.

GÜZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin