❤️ 🍁❤️ Bu final bölümünün her satırını yorumlarınızla taçlandırın...Bakışları gülüşümden, gözlerimden, karnıma kaydı, oradan kızımızın mezar taşına ve sonra tekrar bana baktı. Ayağa kalktığı sırada bu kez daha hızlı adımlarla, kızımla aramdaki mesafeyi kapatıp Ege'nin üzerinden kalktığı mermere oturdum. Elimi kızımın toprağına sürttüm, Ege'nin diktiğine emin olduğum çiçeklere dokundum nazikçe. Gözyaşlarımla suladım onları. "Yine döndüm, miniğim. Her kaçışımın bir dönüşü olur, bilirsin sen beni. Ardımda bıraktığım, aklımda kalan bir sen varken, her şey beni bu şehre çekiyor. Kollarımda olman gereken zamanlarda elimin altındaki toprağına dokunmak can yaksa da, toprağına bile hasret kalmak, sesine, sana seslenmeye bile hasret kalmak ne demekmiş anladım. Anladım, miniğim. Sen neredeysen, benim yerim yurdum orası. Sana ulaşabileceğim tek yer bu mezarlık şimdi ve ben buralıyım. Kalbim, bu toprağın altında atıyor. Bu şehir, evim... Nasıl gittim, nasıl giderim?" deyip mezar taşına dokunmak için uzandığım sırada Ege, çekingen bir atakla uzanıp elime dokundu, parmaklarımı nazikçe kavradı. "Nihal," dediği anda başımı çevirip gözlerine, morarmış gözaltlarına baktım.
O, bana doğru bir adım atarken aynı anda yavaşça ayağa kalkıp kollarımı, boynuna sardım. Karnımın izin verdiği ölçüde ona sarılıp, dudaklarımı omzuna bastırdım ve derin bir soluk çektim. Beni belimden sıkıca sarıp, gözyaşlarıyla saçlarımı ıslattı.
Sonra aniden geri çekilip yere eğildi ve bir taş alıp ileri doğru fırlattı bir ayağını sertçe yere vurarak. Taşı fırlattığı yere şaşkınlık içinde dönüp baktığımda Ege'nin attığı taştan kaçan bir köpek gördüm. Dehşet içinde, neden diye sorarcasına Ege'ye döndüğümde, köpeğe saldırırcasına koşmaya başladı, kendince onu buradan kovalamaya çalışıyordu. Önüne atlayıp onu durdurdum ancak beni görmüyor gibiydi. Beni itmeye çalışıyor, köpeğin peşinden koşmak istiyordu. Abim bu sırada koşup desteğe geldi ve Ege'yi kolundan yakalayıp tuttu.
"Ne yapıyorsun sen, Ege?" diye sorduğum sırada ben daha şaşkınlıktan ağzımı kapatamadan bağırmaya başladı. "Bırakın beni ya! Bu köpek sürekli burada dolanıyor! Benim kızım, burada! Gitsin! Defolup gitsin buradan!" diye çığlıklar savurup abimin kollarından sıyrıldı ve köpeğe doğru bir taş daha fırlattı. Gözüm bir an için taşın gittiği yöne kaysa da dehşet içindeki bakışlarımı tekrar Ege'ye yönelttim. Köpeğe doğru öfkeli bakışlarla bakıp her an saldırmaya hazır bir şekilde dururken bir küfür savurdu ortaya.
Bakışlarımızı fark edip üstünü başını düzeltti ve gözlerini kaçırarak, "Bana öyle bakmayın! Her gece buradayım ben, biliyorum, bu köpek, her gece, her gündüz burada! Her gece kızımın etrafında dolanıyor! Kim bilir ne kadar korkutuyor onu! Nasıl yalnız bırakayım ben onu burada?" deyip ne yapacağını bilemedi ve bir an için afalladı. Yavaş adımlarla gidip kızımızın mezarının çerçevesine oturdu ve başını ellerinin arasına alıp, dirseklerini dizlerine yasladı çaresizlikle.
O an ne düşüneceğimi, ne hissedeceğimi bilemedim. Ona nasıl kızabilirdim? Nasıl suçlayabilirdim onu beni aramadığı için? Ege, kendini kaybetmişken, benim peşime düşmesini nasıl bekleyebilirdim ondan?
Şaşkınlık içinde elimi dudaklarımın üstünden çekip yüzüme kapattım ve kısa bir an için gözlerimi yumup sessizce çaktırmadan birkaç damla gözyaşımı serbest bıraktım. Yanaklarımdaki ıslaklığı silercesine yüzümü ovuşturdum ve Ege'nin karşısına dikildim. Başını kaldırdığında yüzü tam da karnımın hizasındaydı.
Çekingenlikle, tereddütle uzanıp yanaklarını avuçlarımın arasına aldım, gözlerinin içine baktım ve onu teselli edip, ona güç vermesini, içini rahatlatmasını umduğum bir çift söz etmek üzere dudaklarımı araladım. "Ege," diye söze başladığım sırada boğazlarım düğümlenip çenem titredi ve topladığım tüm gücüm, cesaretim, aniden toz olup uçtu. Gözlerimi kaçırıp, başımı çevirdim. Çaresiz bir umutsuzlukla ona arkamı dönüp yüzümü ellerimle örterek, hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım ve çok geçmeden de onun hıçkırıkları doldu kulaklarıma.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜZ
RomansaHenüz 19 yaşındayken, kendisini pek tanımadığı halde çok hoşlandığı Ege'nin sarhoş olduğu bir gece onunla birlikte olup, hamile kalan Nihal, bebeğini Ege'den gizlice doğurmuş ve bu sorumluluğun altından kalkamayınca bebeğini Ege'nin kapısının önüne...