"Bir de diyor ki 'Hangi çiçeği sevdiğini bilmiyordum.'"
Bahar karnını tutarak gülerken bir elini beni durdurmak istercesine öne doğru uzattı. "Dur... Dur, Allah aşkına, gülmekten karnım ağrıyor."
"Komik değil, Bahar," dedim somurtarak. "Resmen babasının annesine yaptırdığı çiçekleri bana kakalamaya çalıştı." Sinirle ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Bir de yaptığı savunmaya bakar mısın? Ben 'Çiçek alırsam affederdim,' demişim. 'Çiçek alırsan belki affederdim,' dedim. 'Babanın annene aldığı çiçeği bana ver,' mi dedim?"
Bahar kahkahalarının arasından "Tamam... Sakin ol," dedi kesik kesik. Aklıma geldikçe sinirleniyordum ve durmadan aklıma geliyordu.
Kapı zilinin çalmasıyla, hâlâ gülen Bahar'a ters ters bakarak kapıyı açtım. Açar açmaz lacivert yelekli biri "Beril Piliç siz misiniz?" diye sordu.
"Evet," dediğimde elindeki papatya buketini bana doğru uzatarak "Bunlar size," dedi. Adamın uzattığı buketi almadan önce birkaç saniye bukete baktım. Kimden geldiğini biliyordum ve bu, beni sevindirmek yerine sinirlendiriyordu.
Yine de buketi aldım, adama teşekkür ederek içeri girdim. Papatyaların arasına konulmuş notu açıp okurken istemsiz gerildim. Engin bana bir daha çiçek alır mıydı, bilmiyordum ama eğer alırsa, bundan böyle notları hep gerilerek okuyacaktım, emindim.
"Tamam, kabul, eşeklik yapmış olabilirim ama sadece elimdeki fırsattan yararlanmak istedim. Özür dilerim, Beril. Bak, cidden seni seviyorum, affet beni."
Notu okurken gülümsememek için dudaklarımı birbirine sıkıca bastırdım. Notta sıfır romantiklik vardı ama deli gibi de kanım kaynamıştı.
Hemen telefonumu çıkararak ona mesaj attım.
Beril: Ekrem amcaya teşekkür ettiğimi söylersin, papatyalar çok güzel.
Engin: Ben aldım.
Beril: Bir de almasaydın!
Engin: Almasaydım bunun hep lafını yapardın.
Beril: Bunun lafını zaten ömür boyu yapacağım, emin olabilirsin.
Beril: Hiçbir papatya dünkü rezilliğini unutturamaz.
Engin: Hm... Ömür boyu...
Sadece gülümsedim, itiraf etmem gerekirse takıldığı yer hoşuma gitmişti, yine de bir şey yazmadan mesajlaşmadan çıktım. Elimde buketlerle içeri girdiğimde Bahar anında, durmuş olan kahkahasına devam etti. Papatyaların kimden geldiğini o da biliyor olmalıydı.
"Engin mi göndermiş?" diye sordu, her ne kadar cevabından emin olsa da.
Başımı sallayarak onayladım.
"Not var mı, baktın mı?"
"Baktım, baktım, sen merak etme."
Papatyaları nereye koyacağımı bulmak için etrafıma bakınırken telefonum çaldı, elimdeki buketi kanepenin üzerine bırakarak arayan kişiye baktım.
Asiye teyzeydi.
Emin olmak için ekrana uzun uzun bakarken, ağır bir şekilde başımı Bahar'a doğru çevirdim.
"Engin'in annesi arıyor."
Gerilmiştim, neden arıyordu ki şimdi beni?
"Çiçeğini sormasın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Polis Şakaya Gelmez
RomanceBÖLÜMLER GERİ YÜKLENİYOR Şakadan zerre anlamayan birine okkalı bir şaka yaparsanız elde edeceğiniz şey yüklü bir para ve birkaç bin fazla tıklanma olmaz. En azından benim öyle olmadı. Yayınlanma tarihi: 14.06.2019