Günaydın Çöplük severler :) Yeni bölüm sizlerle umarım beğeneceğiniz bir bölüm olmuştur. Bölüm günlerimiz şimdilik Salı ve Cuma olarak güncellenmiştir. Bilginiz olsun ;)
İyi okumalar, Hayatınıza iyi bakın...
Step
Arda gittikten sonra eve girdiğimde Umut, Utku ve Tutku oyun odasındaydılar. Kapının önünde durup konuşmalarına kısa süreliğine tanık oldum. Utku fısıldarcasına "Annemin neyi var?" diye sorduğunda Umut "Bilmiyorum ama ona sürpriz hazırlarsak belki yine mutlu olur" dedi. Tutku önüne düşen saçlarını eliyle geri atarken "Ne yapacayız?" diye sordu. Minik kızımın dudakları üzüntüyle bükülmüştü. İç çektim. Onları planlarıyla baş başa bırakarak odaya ilerledim.
İçeri girdiğimde Nil yatağın kenarında oturuyordu. Göğsünü emen Uğur'u bir eliyle tutmuş diğer eli bacağının üstünde açıktı. Asım abi bana neler olduğunu anlatmıştı. Avucundaki yaraları görmek ise söylediklerinin doğruluğunu kanıtlıyordu. Hiç düşünmeden o çatının üstünden ölümüne atlamıştı. Sakinleşmeye çalıştım. Öfkelenemez, kendimi kaybedemezdim. Ellerimi yumruk yaparak banyoya gittim. Dolaptan ecza çantasını çıkarttıktan sonra yanına ilerledim. Bakışları donuktu. Gözlerini kaldırıp yüzüme bile bakmamıştı.
Önünde diz çöktüm. Uğur ağzını şapırdatarak hevesle annesinin göğsünü emerken onun gibi olmayı diledim. Her şeyden habersiz karnını doyurmanın, annesinin kokusunu içine çekerek uyumanın tadını çıkartıyordu. Resmen kendi oğlumu kıskanıyordum. Ağzımın içinde sinirle homurdandıktan sonra çantayı açıp içinden malzemeleri çıkardım.
Nil'in elini tuttuğumda parmakları kapandı. Fısıltı halinde "Yapma" dedi. Derin bir nefes alıp "Temizleyip saracağım Nil, Uğur'un üstünü de kan yapmışsın" dediğimde kafasını eğip çocuğumuza baktı. Gözlerini kırpıştırdı. Oğlanın kıyafetlerindeki lekeleri gördüğünde parmakları açıldı.
Yarayı özenle temizledim. Pamuğu bastırdığımda kurumuş yaradan tekrar taze kan akmaya başladı. Ne kadarı acıyor olabileceğini düşünmek benim dişlerimi sıkmama sebep olurken o gözünü bile kırpmamıştı. Yarayı temizledikten sonra elini dikkatle sardım. Yaralar çok serin değildi ama önümüzdeki birkaç gün elini kullanırken ona zorluk çıkartacaktı.
Diğer elini temizleyebilmem için Uğur'u bırakması gerekiyordu. Ayağa kalkıp oğlumun uykuya daldığını artık emmediğini fark ettiğimde onu almak için uzandım. Nil kendini geri çektiğinde "Uyudu Nil, izin ver beşiğine yatırayım" dedim.
Uğur'u tutan eli gevşediğinde oğlumu alırken omzundaki yoğun kan lekesi dikkatimi çekti. Gözlerim hemen açıkta olan eline kaydı. Avucunun içi ortadan yarılmış hala kanıyordu. Arkamı dönüp hızla hemen bitişikteki Uğur'un odasına gittim. Onu beşiğe yatırdıktan sonra koşar adım odaya ilerledim. İçeri girdiğimde Nil çantadan yarayı dikmek için malzemeleri çıkarmıştı.
Önüne diz çöküp malzemeleri elinden aldım. Avucunu açtığımda itiraz etmedi. İğne ipliği aldım. Yarayı biraz temizleyip dikkatle baktıktan sonra "Belki de doktora gitmeliyiz. İyi dikebileceğimi sanmıyorum" dedim. Kafamı kaldırıp yüzüne baktığımda "Ben yaparım" diyerek iğneyi elimden almaya çalıştı. Dişlerimi sıktım. Elini sertçe itip tekrar avucunu açtım. Nil bir parça pamuk alarak akan kanın üstüne bastırıp yarayı daha net bir şekilde önüme serdi.
İğne etinden geçtiğinde parmakları refleksle kıpırdadı. Onun haricinde canının yandığını belirten hiçbir ses çıkartmamıştı. Elimden geldiğince dikkatli davranarak yarayı diktim. Sağ eli olduğu için şanslıydı. Aynı yara sol elinde olsaydı onun için daha zor olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çöplük 2
Action"Hava soğuktu, hayır değildi. Üşüyen bedenim değil ruhumdu. Ruhum artık soğuktu. Hiç olmadığı kadar soğuk. Ne hayatımın aşkı ne de yaşam kaynaklarım beni ısıtamıyordu." (Nil) "Gözlerindeki o boşluk tüm benliğimi etkisi altına almıştı. Tek istediğim...